Ben Osman Başkurt. Ozanlar Mahallesinin anlayacağı dille Galyo Osman. Bu lakabımı da 1975-80 yılları arasında orta saha oynayan ünlü Arjantinli futbolcu Galyo’dan aldım. Ben de orta saha oynuyordum. Beni ona benzetirlerdi. Lakabımdan memnundum. O zamanlar zaten herkesin bir lakabı vardı mahallemizde.

Karaağaçdibi’nden Dibektaş Caddesine girdiniz diyelim. Dip Sokaktan sonraki sağa ilk sokak bizim Adil Sokaktır. İpkoparan semti oradan başlar. Yaklaşık 500 metre kadar devam eder. Ta Aziz’in kahvehanesinde biter. Adil Sokak, resmiyette bir sokaktır ama aslında bizim semtimizin, İpkoparan’ımızın ana caddesi gibidir. Çünkü sağlı sollu birçok sokak onunla kesişir.

Ben 1957 Ozanlar İpkoparan Alaca Sokak doğumluyum. Çocukluğum Gençliğim Düğünüm Hep Orada Geçti

Bizim ailemiz Trabzon Akçaabat kökenlidir. Önce Hendek Karaçökek Köyüne yerleşmişler. Sonra da babam Celal Başkurt, 1950’li yıllarda Karakamış Köyüne göç etmiş. Sonra da Ozanlar’da Alaca Sokak’ta bir ev inşa ederek yerleşmiş. Yıl muhtemelen 1955-56 olmalı. Ben 1957 doğumluyum. Ben Ozanlar’daki evde doğmuşum. Enver ve Davut abimler Hendek doğumlu, ben ise Ozanlar doğumluyum.

Halk arasında İpkoparan diye bilinen, o tarihte Ozanlar Mahallesinin arka semtinde büyük geniş bir yerleşimdi. Çocukluğum, gençliğim, askere gidişim, düğünüm hep İpkoparan’da oldu. Ta ki 1997’de Serdivan Bahçelievler Mahallesindeki kooperatif evime taşınana kadar.

Adil Gençlik Kurucuları: Laz Mehmet, Davut Başkurt, Akif Filiz, Esat Cansever

Adil Gençlik Spor kulübünü 1974’te kurduk. Kurucuları Laz Mehmet (Sarı), Abim Davut Başkurt, Mobilyacı Akif Filiz, Esat Cansever… Bu dört kişinin öncülüğünde kuruldu. Bunlar bizden ortalama beş - altı yaş büyüklerimizdi. Bunların öncülüğünde bir takım kurduk. Başkanlığı önce Adil Sokak’ta Beygir Fahrettinlerin karşısında oturan, Hamiyet Ablamın eşi Ömer Gürses Eniştem yaptı. Lakabı Kumandan’dı. Ondan sonra Laz Mehmet (Sarı) yaptı. Sonra Davut Abim yaptı. 1990’ların başında herkes kendi kabuğuna çekildi. Başkanlık en son Davut abimdeydi.

Renklerimiz Önce Sarı Siyah, sonraları Mavi Beyazdı. Merkezimiz Aziz’in Kahvehanesiydi

O yıllarda bu tür gayrı federe kulüpler, bir kahvehaneyi merkez edinirlerdi. Bizim Adil Gençlik’in merkezi ise Adil Sokağın kuzey yönünde, sonda bulunan Aziz’in kahvehanesinde bir odaydı. Tabelamız da oradaydı.

Renklerimiz aslında siyah beyazdı ama mavi beyaz formalarımız da vardı. Ozanspor sarı siyah olduğundan biz de siyah beyazı tercih ettik. Ama son yıllarında daha çok mavi beyazdı.

Adil Gençlik kurulduğunda ben 17-18 yaşlarımdaydım. Kurulduğundan itibaren kapanana kadar da oynadım.

Klipır, Zagor, Degan, Mevlam, Doktor, Karga, Galyo, Beygir, Kedi, Şembil Lakaplı Oyunculardan Kurulu Bir Takımdık Biz

Kalecimiz Kılipır Fikri (Akmazoğlu)‘ydi. Burhan Kabulçu ve Suat Çiloğlu da zaman zaman kalecilik yaptı bizde.

Defansta; sağbekte Zagor Murat, solbekte Degan Vedat (Yarım), stoperde Mevlam Refik (Yılmaz), libero Doktor Nurettin (Özdemir) oynuyordu. Bazen Karga Turan da gelir, libero oynadığı olurdu.

Orta sahanın ortasında Galyo Osman yani ben oynardım. Sağımda solumda ise P.iç İsmail (Öz), Bankacı Necdet, Nevzat Cansever, Beygir Fahrettin oynardı. Bazen mahallemizin damadı Kamil oynardı. Zamanla Kura Kafa Kamil (Yıldırım) filan da oynadı.

Forvette; sağ açık Kedi Ahmet (Erdoğan), santrafor Raif Bodur, solaçık Fevzi Çapkınlar oynardı.

Adil Gençlik’in Yıldız İsimleri; Kılipır Fikri, Santrafor Raif, Galyo Osman

Kalecimiz Kılipır Fikri, o yılların en gözde kalecilerinden biriydi. Amatör kümeye filan da çağrılmıştı. Santrafor Raif Bodur, gayrı federenin en iyi santraforlarından biriydi. Topa çok iyi ve sert vururdu. Ben Galyo Osman, oyun kurucu olarak o dönemin iyi oyuncularındandım. Frikik ve penaltı atışlarının değişmez adamıydım. Çok frikik golü attım. Penaltı kaçırdığım nadirdi. Genelde sağ ayak içiyle çok iyi plase vururdum. İki köşeye de atardım.

Şembil Nuri, Doktor Aydın Sarı, P.ç İsmail Çok İyi Oyunculardı

Mahallemizin çocuğu Şembil Nuri, Arabacı Nurettin Abinin oğludur. Mahallemizin iyi futbolcularından biriydi. Sağ açık oynuyordu. Çok çabuk ve hızlı bir oyuncuydu. Önceleri bizdeydi. Bizden kaçarak Adagücü’ne giderdi Nuri. Çağırdığımızda da bize gelir oynardı.

Doktor Aydın Sarı da Ozanspor’da oynardı. Ben de zaman zaman Ozanspor’da oynardım çünkü. Karlı kışlı havalarda çağırdığımız zamanlarda annesi çıkardı, o bugün gelemeyecek derdi. Karlı kışlı havalarda salmazdı Aydın’ı. Çok iyi topçuydu Aydın.

Bizim İpkoparan’dan, Adil Gençlik’ten P.ç İsmail de çok iyi futbolcuydu. İyi bir orta sahaydı. Metrik paslar atardı. Uzun yıllar Donatımspor’da oynadı. Ona p.ç denmesi kimseyi aldatmasın. Bizim Hasan Amcanın oğludur. Biraz fırlama, uçarı kaçarı, ele avuca sığmayan bir karakter olduğu için bu lakabı aldı. Anne babası çok namuslu ve muhterem insanlardır. Ayrıca İsmail de temiz ve düzgün bir kardeşimizdir.

Adil Gençlik Kaptanları: Davut Abim, Raif Bodur, Galyo Osman, Mevlam Refik, Doktor Nurettin

1974-1990; yaklaşık on beş sene - on altı sene filan sürdü Adil Gençlik. İlk zamanlarda hem başkan hem kaptan Davut Abim, Laz Mehmet (Sarı), Kaleci mobilyacı Akif idi. İlk beş altı senenin başkan ve takım kaptanı onlardı.

1980 sonrası önce Raif Bodur sonra da ben devraldım. Bazen Mevlam Refik, bazen Doktor Nurettin, zaman zaman P.iç İsmail’i de takım kaptanı yaptık.

Finalde Aydın Gençlik Kalecisi Kapçık Orhan’a Frikik Golü Attım, Sevinirken Paşa Abinin Kafasına Çarpmışım, Gözü Şişti Bir Hafta

Dağdibi’ndeki mahalleler arası turnuvada finale kalmıştık. Finali Şeker Aydın Gençlikle oynuyorduk. Askerden yeni geldiğim zamanlardı. 1978 veya 79. 0-0 devam eden maçta, kupa finalinde, o dönemin meşhur kalecisi Kapçık Orhan’a 30 metreden attığım frikikle maçı 1-0 kazandık. Paşa (Sakallı) Abi ve Fasülye Haşim Abi (Bodur), sevinçten bana sarıldıklarında kafalarımız çarpışmıştı. Paşa abinin gözü şişmişti. Sevinçten Haşim Abi, üzerime bir atladı, ben geri çekilince arkadan Paşa Abimin gözünün üstene kafam vurunca, bir hafta adam, gözü balon gibi gezdi. Sevinci abartmışız demek biraz.

Emirler Köyü’nde Tercüman Kupası’nda 2-0 Öne Geçince Bir Dayak Festivali Başladı ki Yediğimiz Dayağın Haddi Hesabı Yok

Bir başka sene Pekşenler’den sağa dönünce Emirler Köyü vardır. Tercüman Gazetesinin düzenlediği kupada Adil Gençlik ve Ozanlar Gücü karması olarak maça çıktık. Çok iyi bir takımla. Şalvar Hasan sağ açık, Fevzi Çapkınlar solaçık. Kalede Burhan Kabukçu. Libero Fasülye Haşim. Stoper Mevlam Refik. Ortada ben Galyo Osman, santrafor Raif Abi. Taş gibi takımız.

Rakibimiz Emirler, ev sahibi. Köyün sahasında oynanıyor maç. Abaza köyü. En az 2000 kişi bizi seyrediyor. Silahlar patlıyor. Eğlence coşku o biçim.

17. dakikada bizim sol açık Fevzi Çapkınlar bir gol attı. Statta bir seslik hâkim oldu. Ardından homurtular başladı. Biz can güvenliğimizin olmadığını hissettik. Forvette oynayan arkadaşlara ‘aman gol atmayın, berabere bitirip gidelim, canımızı kurtaralım’ diye uyardık. Sanki biz öyle demedik. Feviz Çapkınlar, 30. dakikada bir gol daha yaptı. 2-0 oldu. Ardından dayak festivali başladı. Bütün seyirci sahaya girdi. Yediğimiz tekme tokadı, sayma bile sayamıyoruz. Ki Kabukçu Burhan, ben, Mevlam… O dönemin hızlı ve bıçkın delikanlılarıyız ama karşımızda 2.000 kişi var. Kaçmaya yer arıyoruz. Kaçarken bir baktım, Fevzi de minibüsün arkasına saklanmış. Onu arıyor millet dövmek için, Gol atan nerede diye. Halbuki Fevzi’nin yüzünden yediğimiz dayağın haddi hesabı yok.

Köyün Muhtarı Sayesinde Canımızı Kurtardık. Mahalleye Gelince, Ne Bu Hâliniz? Savaştan mı Geliyorsunuz Diye Sordular

Sonra köyün muhtarı geldi, sahanın ortasında silahını çekti, havaya ateş etti. Herkes buradan dağılsın, misafirlere bir zarar gelirse hepinizi karakola çektiririm, diye ihtar etti. Bu komutla herkes dağıldı. Bizi sağ salim arabaya bindirip köyün dışına kadar geçirdi, yolcu etti.

Mahalleye gelince her tarafımız darbeden yara bere, şişik. Ekrem Abinin (Değirmenin karşısında) kahvehaneye geldik. Herkes soruyor, ne bu haliniz, savaştan mı geliyorsunuz diye? Durumu anlattık ama yapacak bir şey yok. Hiç unutamadığım bir futbol anımdır.

O Yıllarda Fakirlik Gariplik Vardı. Tek Eğlencemiz Pazar Günleri, Kar Kış Demeden Futbol Oynamaktı

O zamanlar Sakarya Valiliğinin düzenlemiş olduğu gayrı federe kulüpler turnuvasında Adil Gençlik olarak final oynadık. Sakarya Şehir Stadında. Hızırtepe Kulübüne karşı. Finalde penaltılarla kaybettik. Başarılarımız vardır. Turnuvalarda şampiyonluklarımız var.

O yıllarda maçlarımızı Karaköy’de, Budaklar’da, Hacı Ramazanlar’da, Taşlık’ta, Karakamış’ta, Dağdibi’ndeki sahalarda yapardık. Maçlar genellikle Pazar günleri olurdu. Çünkü oynayanların çoğu Cumartesileri çalışırdı. Yokluk fakirlik gariplik vardı. Bir tek eğlencemiz Pazar günleri futbol oynamaktı. Kar kış yağmur ayırmadan hem de.

Hüseyin Komite, Maça Çıkarken, Dövmeyeceksiniz Değil mi Bizi? Diye Sorardı Bana

Maç yaptığımız rakip takımlar, o yıllarda gayrı federe takım olarak, en iyi takımlar, bizim Adil Gençlik, Ozanspor, Şeker Mahallenin Aydın Gençlik’i, Garajlar Taçspor, Kuyubidi Barbaros, Erenler Hacıoğlu, Hüseyin Komite’lerin takımı Yeğenler Gençlik hatırımda kalan takımlar.

Hiç unutmam; maça başlarken Gazeteci Hüseyin Komiye Abimiz, biraz çekinirdi bizden; dövmeyeceksiniz değil mi bizi? Diye sorardı bana.

Adil Gençlik olarak galiba böyle de bir namımız vardı sahalarda.

Adil Gençlik – Ozanspor Olarak İlişkilerimiz İyiydi. Ama Canavar Orhan İle İkimiz Her Maçta Kapışırdık. Hâlâ da İyi Dostuz

Ozanspor ile Adil Gençlik olarak genelde ilişkilerimiz iyiydi. Nihayetinde aynı mahallenin çocuklarıydık. Ama bazen maç yaparken sinirler gerilir, kavga ettiğimiz de olurdu. Özellikle Adil Gençlik kaptanı olarak ben, karşı tarafta Canavar Orhan; biz ikimiz kavga etmeden mümkünü yok, maç bitmezdi. Bazen Sezai Abi de katılırdı. Burhan Kabukçu genellikle sakinleştirici, ortayı bulucuydu. Genelde bir onlar bir biz yenerdik. Gerçi maçların pek bittiği de olmazdı ya. Orhan Abi saha dışında çok iyi bir insandır. Sakin, melaike gibidir. Ama top oynarken sinirlerine hâkim olmaz. O zaman da derdi, hâlâ gördüğünde de bana ‘pislik Osman’ diye takılır.

O mahalle maçı kavgalarından sonra asla dargınlığımız olmazdı. Maçta bitirdi. Orada kalırdı her şey. Dostluğumuz devam. Onlar bize gelirdi iskambil oynamaya, Turcan Abi, Kabukçu Burhan, Nadir Abi, filan. Bazen biz onlara Hamit Baskıcıoğlu’nun kahvehanesine giderdik. Ben, Paşa Abi, Fasülye Haşim, Mevlam. Usta iskambilciydi bu isimler çünkü.

Halı Sahalar, İş Güç, Hayat Mücadelesi, Mahalleden Taşınmalar… 1990’ların Başlarında Adil Gençlik de Kapanmış Oldu

O yıllarda bu tür futbol takımlarının mahalle kültüründe önemli bir yeri vardı. Mahalle sevgisi biraz da bu takımlar sayesinde oluşurdu. O günler bizim en güzel zamanlarımızdı. İyisiyle kötüsüyle, mahallemizin insanlarıyla büyük bir aile gibiydik.

Halı sahalar başladı, gayrı federe kulüpler de bitti. Takımda oynayanların bazıları da başka mahallelere taşındı. Mesela ben Serdivan’a gittim. Hayat mücadelesi, iş hayatı, meşgaleler, çoluk çocuk. Futbol takımıyla ilgilenecek zaman da kalmadı. O yıllarda tek derdimiz başımızı sokacak bir evimiz olsun diye uğraşırdık. Kooperatif aidatları, çoluk çocuk. Adil Gençlik’ten herkes koptu. 1990’ların başlarında büyük oranda takım da bitmiş oldu.

Adil Gençlik Bizim Mahallemizle En Güçlü Bağımızdı. 35 Sene Sonra O Günleri Özlemle Anıyorum

Otuz beş sene geçmiş Adil Gençlik’in kapandığının üzerinden. Bugün o günleri özlemle, mutlulukla hatırlıyorum. Eski fotoğraflara bakıp hasret gideriyor, eski günleri özlüyorum.

Adil Gençlik, yani gayrı federe kulüpler, bizim mahallemizle bağımızdı. Bizi mahalleye, mahalle sevgisine bağlardı. Düğün, hastalık, ihtiyaç sahipleri… Onları o maç için bir araya geldiğimizde öğrenir, garibanlığımıza rağmen, bir şeyler toplar sıkıntısını giderirdik.

Adil Gençlik bizim için spor yapmak, eğlenmek kadar, insani ve sosyal bir ihtiyaçtı. 

Osman Başkurt, 1957 Ozanlar Alaca sokak doğumlu. Ağır Bakım Fabrikasından emekli. Adil Gençlik takımın uzun yıllar kaptanlığını yaptı. 1997’den beri Serdivan Bahçelievler’de ikamet etmektedir.

Ozanlar Adil Gençlik futbol Takımı. 1977. (Osman Başkurt Arşivi.)

Ozanlar Adil Gençlik futbol Takımı. 1985. (Osman Başkurt Arşivi.)

Soldan: Osman, Fevzi, Mevlam Refik.   Ayakta Şalvar Hasan, Suat, oturanlar Galyo Osman ve Fevzi.