Müteahhit Burhan Kabukçu:

Ozanlar’da Herkesin Kırk Dönüm Kadar Tarlası Vardı Eskiden. Herkes Çiftçiydi; Buğday, Patates, Pancar, Mısır Ekilirdi

 1923-1950 Yılları Arası Yerleşen Köklü Aileler de Var Bizim Ozanlar’da: Tahir Hocalar (Ozanlar), Kamil Amcalar Mesela

Bu yirmi üç haneye ek olarak, Cumhuriyetle beraber, 1923 sonrasında, gerek Gümürt, Aşırlar, Karadere, Kaynarca tarafından gerek Balkanlardan, Dağıstan’dan veya doğu Karadeniz’den gelip mahallemize köklü aileler de var. Baskıcıoğulları (Kaynarca tarafından), Tahir Hocalar (ünal - ünsal Ozanlar, Hendek Puna’dan gelmeler), Hayati Hocalar (Halit Molla’nın yeğenleri, Kaynarca Sıraköy’den), Meğreliler (Girit kökenliler), Çalışırlar (Nasuhlar’dan) Nurettin Amcalar (Balbaylar, Karadere İmamlarından), Fehmi-İbrahim Amcalar (Civciv Şükrüler, Karadere İmamları’ndan), Memişler (Mehmet Abiler, Gümürt’ten), Fenerciler (Raif Amcalar, Burhan, İsmet ve Fenerci), Sabri Kaydıraklar (Veli, Sami, Ertuğrul) İmanımlar, Köfteci İsmailler (Makedonya Pirlepe’den), Özdemirler (Karadeniz’den), Babalıoğlulları (Karadeniz’den), Altunlar (Karadeniz’den), Dağıstanlı Kireççi Mehmet Ataylar… Yine Karaağaçdibi tarafına yerleşen Rumeli’de gelen ürler (Affan Amcalar), Karadeniz’den gelen Sarılar (Doktor Aydın Sarı, amca oğlu Yusuf Sarılar.) Bunlar son 80 - 90 yılda mahallemize yerleşen güzel aileler.

1950 sonrası mahallemiz hızla büyüdü. Esas Ozanlar’a yerleşen Gebeşlerden gelme Bahri Gebeşoğlu, Çaltıcak’tan gelme Berber Cafer Amca, Kızılcaali’den gelme Kamyoncu İsmail Abi (Altay), Taksici Turan Abiler (İrenler), Gümürt’ten gelme Kamyoncu Gafur Abiler, Kaynarca Kadıköy’den gelme Ayakkabıcı Remzi Abiler, Bankacı Hüsnüler (Gürpınar, Kayrancık Dereköy’den), Kaynarca Okçular’dan gelme Aziz Bakkallar… 1950’lerden sonra bu ailelerin yerleşmesiyle Ozanlar’ımız daha da büyüdü.

Sonradan yerleşen bu saydığım aileler, genel olarak bizim mahallede akrabaları olan aileler olduğundan ve genellikle de bizim yerliler gibi Manav olduklarından Ozanlar’a çok kolay uyum sağladılar. Çocuklarıyla birlikte büyüdük. Güzel komşuluklar yaptık.

Herkesin Kırk Dönüm Kadar Tarlası Vardı. Ozanlar’da Hemen Herkes Çiftçiydi Eskiden. Buğday, Patates, Pancar, Mısır Ekilirdi

Mahallemizde çocukluğumuzda hemen herkesin tarlası, çifti çubuğu vardı. Ovada herkesin gayet verimli otuz kırk dönüm tarlası vardı. Altmış yetmiş dönüm tarlası olan da vardı. Hemen herkes çiftçiydi. Ahırı, öküzü, ineği olanlar da vardı. Evinin avlusunda herkesin kümesi fırını da vardı.

Harmanlar Sıracevizler bölgesindeydi. Öküzlerle, atlarla harman dövüldüğünü, çakmak yaşlı dövenleri hatırlıyorum. Çocukken beni de çok dövene bindirmişlerdi.

 1950’lerden sonra bazılarının traktörleri oldu. İyi hatırlarım: Civeleklerin Allis Chalmers, Alkanların Fahr, Kulaksızların Fahr marka traktörleri vardı mesela.

Buğday, Patates ekilirdi. 1960’lardan sonra Şeker pancarı, daha sonra da Mısır ekimi moda oldu. Çocukluğumda susam ektiğimizi de hatırlarım. Hatta annemlerin karnı ağrıyan çocuklara, haşhaş kabuğunu kaynatıp suyunu içirdiklerini hatırlıyorum, ağrı kesici olarak. Tohumlarından da ekmeklerin, pidelerin üstlerine serperlerdi.

1950’lerden İtibaren Çiftçilikle Birlikte Küçük Esnaf ve Küçük İmalathane Sahibi Komşularımız da Olmaya Başladı

Çiftçilik yapmakla beraber mahallemizde küçük esnaf veya küçük imalathane sahipleri de vardı.

Rahmi - Sami Ekici kardeşler, Mustafa Algan, İbrahim Alkan mesela tarım aletleri imal ederlerdi. Tırmık pulluk vesaire. Rauf Emül Amca bıçakçıydı. Nail Alkan Amca ayakkabıcıydı. Mehmet Memiş Amca marangozdu. Necati Pehlivanoğlu Amca, Karaağaçdibi’nde bakkallık yapıyordu. Şimdiki market işi. Ta köylerden gelirlerdi alışverişe. O yıllar Ozanların yerlilerinin ziraatla beraber yavaş yavaş ticarete ve imalata yöneldiği yıllardı.

Çocukluğumda Mahallemizin İleri Gelenleri, Saygı Gösterilen Büyükleri, Muhtar Hayri Alkan, Korucu Seyit Amca, Necati Pehlivanoğlu, İğneci Mustafa Ozan, Ali Ekici Amcalardı

Benim çocukluğumda yani 1965-70 yıllarında, Ozanlar mahallemizde ağırlığı olan, sevilen sayılan, saygı gösterilen amcalara gelince; İbrahim Alkan’ın babası Hayri Amca muhtardı. Hayri amca çok sevilen sayılan sözü geçen bir büyüğümüzdü.

Seyit Amca (Korucu Seyit) korkulan, çekinilen bir amcaydı. Daha sonra muhtarlık da yapan Necati Pehlivanoğlu da sevilen bir büyüğümüzdü. İğneci Mustafa Amca (ünal Ozan’ın amcası, Ünsal Ozan’ın babası) mahallemizde çok sevilen, hürmet edilen bir büyüğümüzdü. Muhtarlık da yapan Ali Ekici (İbrahim Ekici’nin babası) da sevilen bir büyüğümüzdü. Zahmanların Mehmet Amca ve Kulaksızların Saim Amca da sevilen hürmet edilen büyüklerimizdi. Yine Kireççilerden Mehmet Atay da çok sevdiğimiz bir ağabeyimizdi.

Faik Kürem Amcamız, İktidardaki Adalet Partisi’nin Şehirdeki Ağır Toplarından Biriydi. Yardımsever, Hatırnaz ve Mütevazıydı

Alkanların Faik Kürem Amca, bizim gençliğimizde Esnaf Kefalet Kooperatifi başkanıydı. Hem çiftçiydi. Varlıklı ailelerden biriydi. İnsanlara yardım etmeyi severdi. Hatırnaz ve mütevazı biriydi.  Mahallemizden bazı arkadaşlarımızın, Necmi Hepbiçer’in, Hüsnü Gürpınar’ın filan, Trakya’da Yağlı Tohumlar Fabrikalarında işe girmelerine yardımcı olmuştu. 1960 ve 70’lerde iktidar olan Adalet Parti’nin ilimizdeki üç beş ağır topundan, söz geçen, ileri gelenlerinden biriydi. Oğulları Ali ve Lokman, yeğeni Eyüp de da çocukluk arkadaşlarımdır.

Römork İmalatçısı İbrahim Alkan Abi, Yakışıklı, Etkili Konuşan, Güzel Ezan Okuyan, Örnek Bir Büyüğümüzdü

Bizden iki ev sonra, eski muhtarımız Hayri Alkan’ın oğlu İbrahim Alkan Abilerin evi vardır. İbrahim Alkan, önce Karaağaçdibi’nde Çoroğlu Apartmanı’ndan Dibektaş’a dönünce orada, sonra da Kuyudibi’nde pulluk tırmık römork imal ederdi.

İbrahim Abi, uzun boylu, yakışıklı, diksiyonu güzel, etkili konuşan, saygın bir büyüğümüzdü. Çok güzel sesi vardı. Güzel ezan okur, camide zaman zaman müezzinlik yapardı. Mahallemizin örnek abilerinden biriydi. Oğulları Mesut ve Mehmet de babalarının işini büyüttüler, imalathaneyi fabrikaya çevirdiler.

Kireççi Mehmet Atay Abimiz, Sakaryaspor’da Başkanlık da Yapan Çok İyi ve Başarılı Bir Abimizdir. Uzaktan da Olsa Severdik

Dağistanlılar olarak bilinen ailenin çocuğu Mehmet Atay Abimiz bizden on-on beş yaş büyüktür. Mahallemizde ağırlığı vardı. İyi iş yapan, kireç ocağı işleten, şehirde isim yapmış, Sakaryaspor’da başkanlık yapmış, Türkiye Boks Federasyonu Başkanlığı yapmış, iyi bir ağabeyimizdir.

Ancak o mahalle kahvesinden ziyade şehir merkezinde, kendisi gibi tüccarla takılan biriydi. Çok yakından tanıyamadık. Ama uzaktan da olsa sever ve takdir ederdik. Uzunca süredir İstanbul’da yaşıyormuş. Öyle duyuyoruz.

Tahir Hocaların Oğlu Ünal Ozan Abimiz Dürüst, Cesur, Halkla İlişkilerde Gayet Başarılı Bir Belediye Başkanıydı

ünal Ozan Abinin ailesinin lakabı Tahir Hocalardır. Hendek Puna Ortaköy’ün bitişiğindeki Kadıköy’den mahallemize göç ettiğini duyduğumuz Tahir Hoca’yı hayal meyal hatırlarım. Dindar bir aileydi Tahir Hocalar. Büyük oğlu İğneci Mustafa Abi de dindar, beş vakit camiye gelen bir büyüğümüzdü. Oğlu Ünsal Abi bizim Vagon Fabrikası’ndan emekli ağabeyimizdir. Oğlu Tahir’de dede adı yaşıyor.

ünal Ozan Abi, Tahir Hoca’nın küçük oğlu olan Hakkı Ozan Amcamızın oğludur. Asıl mesleği avukatlıktı. CHP’de siyaset yaptı. 1977 ve 1989’da iki defa Adapazarı Belediye Başkanı seçildi. Bizden on beş yaş büyüktü.

Orta boylu, esmerce, hitabetiyle etkili olan bir ağabeyimizdi. Siyaseten kendisiyle bir yakınlığım olmadı. Çok düzgün bir siyasetçiydi. Daha çok Eski Değirmenin karşısındaki Ekrem Abinin (Şenoğlu) kahvesine gelirdi. Onun mahallemizden yakın dostları, Erol Ür, Gökçen Altıntaş ve Saim Danış idi. Onlarla oyun filan oynadığını hatırlarım. Halkla ilişkilerde gayet iyiydi. Cesur adamdı. Belediye başkanıyken tek başına sokaklarda dolaşırdı. Belediye Başkanlığı döneminde bütün varlığını satıp yedi. Varlıktan yokluğa düşen, bildiğim kadarıyla tek Adapazarı Belediye Başkanıydı.

Mahallemizden Enver Özdemir Abimiz, Galatasaray’da Oynayan Başarılı Bir Defans Oyuncusuydu

Mahallemizden yetişen en ünlü futbolcu Enver Özdemir Abiydi. 1955-60’larda yani ben çocukken Galatasaray’da oynamış. Ben hayal meyal hatırlıyorum.

Denildiğine göre iyi bir defans oyuncuymuş. Sol bek oynuyormuş, öyle anlattılar büyüklerimiz. İyi bir futbolcuymuş. Profesyonel olarak, mahallemizden, Enver Özdemir Abiden sonra çıkan ikinci futbolcu, bizim Ozanlar Camii’nin imamı Fevzi Hoca’mızın yeğeni Şaban Yıldırım kardeşimizdir.

‘Bıçakçı Rauf’ Amca, Giyimi Kuşamı, Konuşmaları ve Karizmasıyla Mahallemizin Örnek Bir Büyüğüydü

Bıçakçı Rauf Amca (Emül), mahallemizde giyimi kuşamı, bıçkın delikanlılığı, konuşmasıyla ve karizmasıyla örnek biriydi. İbrahim Alkan Abiyle de yakın dostlardı. ‘Bıçakçı Rauf’ denilirdi. Çünkü Uzunçarşı yakınında bıçak satış ve bıçak bileme dükkânı vardı. Sanatkârdı. Çoroğluların da yeğeniydi.

Orta boylu, sarışın, beyaz tenli, çok güzel giyinen yakışıklı biriydi. Eski kabadayılardanmış. Öyle duyardık. Sonra bir dönüş yaptı, hepimize çok da örnek bir ağabeyimiz oldu.

Mahallede En Yakın Mahalle Arkadaşım Arif Emül’dü. Arif, Şen Şakrak, Deli Dolu, Çok Mert, Çok Yiğit Bir Delikanlıydı  

Benim gençliğimde en yakın arkadaşım Bıçakçı Rauf Amcanın büyük oğlu Arif Emül’dü. Aynı yaşlardaydık. Kendimizi bildiğimiz bileli, beraberdik. Beraber yer içer, beraber ağlar beraber gülerdik.

O da benim gibi uzunca boylu beyaz tenli hafif kiloluca, dolgunca, şen şakrak, deli dolu, çok yiğit ve mert bir delikanlıydı. Çok güzel hatıralarımız vardır.

Babası gibi o da bıçakçıydı. Sonra İzmit’te dükkân açtı. Yine de sık sık görüşüyorduk. Maalesef çok erken yaşta, otuz yedi yanında  trafik kazansında kaybettik.

Ozanlar’da Erif Emül’den Sonraki İyi Arkadaşlarım, Sezai Öztunç ve Ali Kürem’di. Dörtlü Gruptuk. Osman (Meğreli) Abiyle de Yakın Dosttuk

Arif Emül’den sonraki diğer en iyi arkadaşlarıma gelince; Sezai Öztunç iyi arkadaşımdı. Ali Kürem iyi arkadaşımdı. Emsallerimin içinde, Arif, Sezai, Ali’yle, bu üçüyle daha bir yakındık. Dörtlü bir arkadaş grubuyduk biz.

Sezai, sözüne sadık bir insandı. Arkadaşını yolda bırakmayan, düzgün bir insandı. Ali Kürem’le Adapazarı’ndayken çok yakındık. Beraber top oynardık. Tıp Fakültesini kazanıp İstanbul’a gidince, alakamız azaldı.

Berber Hasan (Meğreli)Amca’nın oğlu Osman Abiyle de yakın dosttuk. Osman Abi, çok iyi insandır. Merhametli, yardımsever biridir. Arif de Emül de Osman Abi gibi, gönlü bol insandı.

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim: Ozanlar; doğduğum, büyüdüğüm, feyz aldığım, saf temiz insanlarıyla çok mutlu olduğum mahallemdir.

Ben bunu bilir bunu söylerim.