Ülkemizde gerek din adına ve gerekse siyaset ve bilim adına topluma fikir ve düşüncelerini sunan birçok insanımız vardır. Bu fikirler ister sosyal medya yoluyla olsun isterse kürsü, eğitim ve siyaset yoluyla olsun fark etmez esas olan temel meseleleri ele almak olmalıdır.
Ülkemizin temel meselelerin en başında gelen doğru bir iman meselesidir. Şirk ve nifakın hakim olmadığı hak ve özgürlüğü vadeden, emaneti ehline verecek bir eğitim ve uygulama sisteminin ortaya konmamasıdır.
Fraklı zamanlarda gönderilen peygamberlerin tebliğinde iki husus göze çarpmaktadır. Birincisi, “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin O’ndan başka tanrınız yoktur.” İkincisi ise o toplumda var olan ve sosyal dengeyi bozan ahlaki ve hukuki zafiyetlerdir. Bu bazen ticarette olur, bazen şehvetle ilgili olur, bazen de sihirle ilgili olabilir. Burada esas olan ise tevhitten sapmaya dikkat çekilmesidir. Zira her sapmanın inançla bir ilişkisi vardır.
Ülkemizin temel meselesi her ne olursa olsun muhakkak inançla önemli bir alakası vardır. Ülkenin eğitim sisteminin sağlıklı bir sistematiği yoktur. Bir asırdır sadece müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi şahıs merkezli ve kandırmaca şeklinde olan değişikliklerle yol almaktayız. Tevhidi Tedrisat adıyla yola çıkan eğitim sistemi ülkede tevhidi sağlayamamıştır.
Rejimin adının Cumhuriyet olması ve sonradan ona yamanan demokrasi kavramı istenen birlikteliği ve yurttaşlığı sağlayamamıştır. İslam, kişileri kim olursa olsun putlaştırmayı yasaklamış affedilmez günahlardan saymıştır. İster peygamber, ister din âlimi, ister yönetici, ister kadın ve isterse başka bir şey olsun hepsini putlaştırmayı yasaklamıştır. Bir asırdır bu yanlış ülkemizde ısrarla sürdürülmektedir.
İslam bir devlet dinidir. Toplumsal hukuki ve ahlaki ilkeleri vardır. Sözde laiklik adına sürdürülen sistem, insanla İslam’ın arasına mesafe koymaktadır. Ülkemizde hangi parti iktidar olursa olsun esas olan kuruluş felsefesinin yanlışlarında bulunmaktadır. Bugün kendini Müslüman olarak tanımlayanlarda bu sitemin içinde kendini kaybetmektedirler. Parti adı fark etmeksizin bazı din hocalarının da zayıf öngörüleriyle bu çarpık zihniyete destek verdiklerini görmekteyiz. Hatta dini kisveyle resmi olsun olmasın kemalizmin fikir dünyasına sığınarak ve sözde kazanımlarının kaybından korkarak bu yolda devam etmektedirler.
Sosyal medyada, kürsüde vs nerede olursa olsun ülkenin cahiliye hükmüne ses çıkarmayanlar büyük vebal altındadır. İslam’ın yasakladığı her bir günah kolaylıkla işlenmektedir. Üç husus ise hakkıyla ortaya konmamaktadır. Tevhit, nübüvvet ve ahiret inancının değerleri ortaya konmamaktadır. Her tür ahlaksızlık bu üç esasın ihmaline bağlıdır.
Ayrıca ülkemizde iki husus da önem arz etmektedir. Toplumun bir kısmının söylemese de İslam karşıtlığı ve diğeri de Müslümanım diyenin ahlaki ilkeleri uygulamada ki zafiyetleridir. Liyakat ve emanette ki başıboşluk toplumun dine bakışını zayıflatmıştır.
İçinde yaşadığımız rejimin çarpılıklarını göremeyenler hiçbir problemi çözemeyeceklerdir. Dindar kesim bazen kemalizm karşıtı olurken bazen de kemalizmden referans alarak yol haritasını çizmektedir. Devlet protokol usul ve uygulamaları toplumu baskı altına almaktadır. Ne olduğu tam ifade edilmeyen kemalizm sevdası ve yolculuğu bir karmakarışıklığa sebeptir. Bu kemalizm din dışı bir sistem midir yoksa dindar ve şeriat yanlısı bir düzen midir? Eğer kemalizm kendisine kul olunacak bir sitemse bu batıl bir anlayıştır, yok eğer dindar bir hayatın garantörü ise ülkede ki bu din düşmanlığının sebepleri nelerdir. Özellikle asker ve din adamlarının kemalizm ile baskı altına alınması ve toplumu da baskılaması diğer yönden eksiklikleri görmemize mani olmaktadır.
Aslında mesele kemalizm değil insanlar nefislerinin arzularına göre sistem ve rejim istemektedirler. Nefsinin temizleyenler asla batıl ve gayri ahlaki sistemleri istemez ve razı olmazlar.
Sonuç olarak Kuranda Lokman suresinin ikinci sayfası bir eğitim projesi sunmaktadır. Eğitim ve öğretim bu ve benzeri ahlak üzerini ifa edilmelidir. Temel meselelerimizi konuşup yazmayacaksak insanımızı ve kendimizi kandırmaya gerek yoktur vesselam.