1.Mardin? Sevdam. Çocukluğumun geçtiği, sokaklarında oynadığım, her zaman hayalimde olan sevdam. Farklı dinlerin farklı dillerin bir arada barış içinde yaşadığı dünyaya örnek olacak bir kent.
2. Diyarbakırkapı? Doğduğum mahalle.
3.Beyt Şakir el-Veli? Ailemizin Osmanlı dönemimdeki soyadı.
4. Beyti’l-kuvvak? Türkçesi Çömlekçiler demek. Ailemizin meslek lakabı. Soyadı kanununa kadar ailemizin lakabı buydu Mardin’de.
5. Yedikardeş? Cumhuriyet’in ilk yıllarında soyadı kanuu çıkmış. Büyük amcan Hacı Mehmed soyadı kanunu almış. Beyt’il-Veli’nin Türkçe karşılığı olan Ermişoğlu’nu almak istenmiş. O günün şartlarında kabul edilmemiş. Memur sormuş ona: Kaç kardeşsiniz? Kızları unutmuş: ‘Yedi kardeşiz’ demiş. Memur da ‘Yedikardeş’ yazmış soyadımızı.
6.Hacı Mahmut? Babam. Haktan hukuktan yana, çok örnek bir insandı babacığım. Birçok kişiye iş aş vermiş, birçok usta yetiştirmişti. Çok fakir kişilere arazi verip ev sahibi yapmıştı.
7.Lütfiye? Anneciğim. Türkçe bilmezdi, Arapça bilirdi sadece. Kimsenin gönlünü kırmazdı. Tam da ismi gibi latifti.
8. 1947? Hacı Mahmut ile Lütfiye’nin on çocuğunun üçüncüsü olarak Mardin’de 01 Nisan 1947 tarihinde doğmuşum. Nüfus kaydımız Şehidiye Mahallesidir.
9. Mardin Atatürk İlkokulu? Mardin Sakarya İlkokulu’nda başladığım ilköğrenimimi Atatürk İlkokulu’nda tamamladım. İlkokul öğretmenim Hüsniye Kavvas’dı. Çok harika bir öğretmendi. İstanbulluydu. Mardin’e öğretmen gelmiş, gelin olmuş. İlkokul ikinci sınıfta beni keşfeden kişidir. Allah rahmet eylesin.
9. Resimle ilk ilginiz? İlkokul ikinci sınıftayken ‘bir sonbahar resmi’ yapın dedi hocamız. Bugün gibi hatırlıyorum. Samanlı kâğıda yapıyoruz. Yarım kurşun kalemim yarım silgim vardı. Bir sokak çizdim ağaçların yaprakları düşüyor. Bilmeyerek perspektif yapmışım. Hüsniye Hocam ‘tamamla’ dedi. Kan ter içinde kaldım, zar zor bitirdim. Tuttu elimden, okul müdürümüz Celal Demirel’e götürdü, gösterdi, ‘bu çocuk yaptı’ dedi Hüsniye Hanım, sonra döndü bana ‘Oğlum, sen ressam olacaksın’ dedi. Türkçeyi de bilmiyorum doğru dürüst, ressam nedir onu da bilmiyorum. 1980 yılında İstanbul’da yedek subaydım. Fenerbahçe Lisesi önünde Hüsniye Hoca’mla karşılaştık. Hatırladı. ‘Ressam oldun mu?’ dedi. ‘Oldum’ dedim. Yine ikileri okutuyormuş. Kolumdan tuttu, sınıfına götürdü. Beni anlattı. İkimiz de gözyaşlarına boğulduk. Çok iyi bir öğretmendi Hüsniye Hoca’mız.
10.Türkçe? Mardin merkezinde doğup büyüyen her Mardinli gibi benim de ana dilim Arapça’ydı. Türkçeyi, ilkokulda öğrendim. Biz ilkokuldayken Türkçe konuşmayana öğretmenlerimiz para cezası veya tek ayak üzerinde durma cezası verirlerdi. Türkçeyi çok seviyorum.
11. Mardin ortaokulu-lisesi? Ortaokul ve liseyi aynı okulda okudum. Mardin Lisesi’nde. 1979-70 yılında bitirdim.
12. Müzeyyen Acarkan? 1972’de evlendiğim, dört çocuğumun anası, kayınpederimiz razı edebilmek için uğruna küçük bir farika kurduğum sevgili eşim.
13. 1970? İstanbul Üniversitesi Prehistorya ve Arkeoloji bölümünde üniversite eğitimime başlayış tarihim.
14. İstanbul? İlk defa deniz gördüm. Üzerinde gemiler yüzüyor. Şoke oldum. Haydarpaşa’da trenden indim. Gemiler kalabalık. Bambaşka bir dünya. Güzel bir kent. ‘Ben burada yaşamalıyım’ dedim. Nitekim Almanya’daki yedi yıllık eğitim süremi saymazsam 1970’den bu yana İstanbul’da yaşıyorum, çok şükür.
15. Stuttgart? Sanat hayallerimin gerçekleştiği kent. Çünkü hep ressam olmak istiyordum.
16.Kazanılamayan Sınav? İstanbul Üniversitesi’nde okurken hep ressam olma hayali vardı içimde. Her dönem Mimar Sinan ve Tatbiki Güzel Sanatlar’ın resim sınavlarına giriyordum. 20 puan üzerinden 20 puan almama rağmen mülakatta kazandırmıyorlardı. Bir gün Tatbiki Güzel Sanatlar’da bir Alman profesör dosyamı gördü, ‘biz burada sınavda yetkili değiliz. Ama sen çok başarılısın. Almanya’da okumak istemez misin?’ diye sordu. Sevindim. Alman Konsolosluğundan birinin ismini ve kartını verdi. Yol gösterdi. Gittim. Almanya serüvenim başladı.
17.Stuttgard Devlet Güzel Sanatlar Akademisi? İmtihanlara girdim. İlk girişimde kazandım. Sene 1972. Altı buçuk yıl eğitim gördüm. Dokuz sömestr.
18. Prof. Günther Seramik Heykel Atölyesi? Dokuz sömestr de buraya devam ettim. Son sömestr ihtisastı.
19. Resim? Hayalim ve hayatım. Bir öğretmenin ‘ressam olacaksın’ kelimesiyle çıktığım yol…
20. Ressam? Allah’ın yarattığı güzellikleri, Allah’ın verdiği yetenekle insanlara manevi haz ve çizgilerle anlatan kişi.
21.Soyut/sürrealist resim? Deri üzerinde ilk insanla çağdaş insanın yaptıklarının sentezini resimlerime taşıyorum. Sürrealistle soyut karışımı bir tür.
22. Mardin resimleri? Vefa borcum. İlk yirmi yılımda Mardin’in bana sundukları karşısında ben de vefa borcu olarak on yıldan fazlamı Mardin resimlerime verdim. Yurt içinde ve Avusturya, ABD’de, Almanya’da sergiler açarak tanıttım.
23. Kırk resim? Yaptığım Mardin resim sayısı.
24. Osmanlı? Büyük bir imparatorluk, büyük bir saltanat. Osmanlının hüküm sürdüğü ülkelerin çoğunu gezdim. Bu ülkelerin hiçbirinde asimile olmuş bir kavim görmedim. Her yere barış ve huzur götürmüşler. Bugünkü ‘beş büyükler’in yaptığı gibi değil.
25. Osmanlı Sultanları? Benim için hepsi birer kahraman. Hepsini kahramanlıkları farklı. Yönetimleri hizmetleri de farklı. Ama hepsini de seviyorum. Girdikleri her ülkeye barış götürmüş insanlar bunlar.
26. Otuz Altı? Dört senedir üzerinde çalıştığım bir sergi. Osmanlı tahtında hüküm süren 36 sultanı, bir metreye bir metre kanvas tuval üzeri yağlıboya, sultanın portresi tuğrası ve yaptırdığı eserlerinden bir tanesinden oluşan 36 tablo. Dört tane de Fatih, Yavuz, Kanuni ve Sultan II. Abdülhamit Han’ın ise yüz elliye yüz elli kanvas tuval yağlı boya tablo yaptım. Üç ay içerisinde tamamlamak ve sergilemek istiyorum.
27. Mağara resimleri? Bugün dünyanın en eski yerleşim yeri Urfa Göbeklitepe’dir. Benim anlayışlıma göre ilk insan maymundan gelme değil. Dünyaya akıllı gelmiş. Ve ilk insan Hz. Adem’dir. Beyni ilimle yüklü gelmiş. Mağara duvarlarından yola çıkarak hem ilk eseri inceledim hem yapıtlarını. İlk insanla çağdaş insanın yaptıklarını kıyaslayarak sanatın bu güne gelişini yorumlamaya çalışıyorum.
28. Kur’an-ı kerim? Allah’ın kelamı. Hiç şüphem yok. Her şeyimiz.
29. Ayetler? İnsanları doğruya yönlendiren disipline eden geçmişi bugünle kıyaslayan ışık huzmeleri, rehber.
30. Kur’an-resim/ressam ilişkisi? Bir ressam olarak şöyle bakıyorum: Kur’an bundan 1439 sene evvel nazil olmuş. Dünyanın yuvarlak oluşu daha keşfedilmemiş. Uzaydan ışık yılından habersiziz. Ama Kur’an hepsini haber veriyor bize.
31. Kur’an-zaman ilişkisi? Kur’an’da üç tane farklı günden bahsediliyor. Bir: Bizim bin yılımızın bir gün ettiği mekândan bahsediyor. İki: İki bin yılımızın bir gün ettiği bir mekândan daha bahsediyor. Üç: Elli bin yılımızın da bir gün ettiği bir mekândan da. Şimdiki bilim adamları ışık yılı diyor. Yani Kur’an-ı Kerin 1439 sene öncesinde ışık yılından bahsediyor kısacası.
32. Kur’an-uzay ilişkisi? Bir ressam olarak Kur’an’da anlatılan uzay beni çok etkiliyor. Buna benzer çok ayetler var görsel anlamda bir ressamı etkileyecek.
33. Kıyamet ayetleri? 1439 sene evvel inen Kur’an’da ayetler bugünü yorumluyor, bugün cereyan eden olayları anlatıyor. Bir tane anlatayım: ‘İzelvuhuşu huşirat.’ Vahşiler bir araya geldiği zaman… İlk bakıldığında vahşi hayvanların bir araya geldiği düşünülür. Ama öyle değil. Vahşileşmiş insanlar bir araya geldiği zaman diyor. Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin bir araya gelmiş, her yerde kan akıyor görmüyorlar. Bunu vahşi hayvan yapabilir mi? Hangi hayvan günde bin beş yüz kişiyi öldürüyor. Halbuki bir kelime ile durdurabilirler.
34. Kıyamet resimleri? Kur’an’daki kıyamet ayetlerinden yola çıkarak iki tane resim yaptım. Yukarıda anlattığım anlayışla. Ömrüm yettiği sürece yapmak istiyorum.
35. İsmet Yedikardeş? Allah’a en yakın olması gerekenlerden birisi de ressamdır. Bunu idrak edemiyorsa ressam, yazar, sanatçı, bilim adamı değildir. Eksik bir bilim adamıdır. İnceliğe varamamıştır. İsmet Yedikardeş Allah’ın rahmetine muhtaç bir ressamıdır.