1.Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İsmim Fahri Tuna. Deneme, biyografi ve portre yazarıyım. 1959 Sakarya doğumluyum. Endüstri mühendisiyim. Kamuda Kültür Dairesi Başkanı ve Vali Kültür Sanat Danışmanı görevlerinde bulundum. TYB Sakarya Kurucu Başkanıyım. Farklı zamanlarda üç dönem şube başkanlığı görevini yürüttüm. On üçü biyografi, beşi portre, diğerleri çeşitli türlerde yayımlanmış yirmi dört kitabım bulunmaktadır.
2.D. Mehmet Doğan ile tanışma yolcuğunuza birlikte çıkalım… Nerede, nasıl, ne zaman, tanıştınız?
D. Mehmet Doğan adıyla Batılılaşma İhaneti kitabı sayesinde, lise öğrenciliğim sırasında karşılaştım ilkin. 1977 yılı olmalı. Ezber bozan bir kitaptı benim için. Ama yüz yüze tanışmamız onun RTÜK üyeliği, benim Adapazarı Belediyesi Kültür Müdürlüğüm döneminde, 1996 Aralık ayında, Mehmet Akif’in 60. Vefat Yıldönümünde verdiği konferans için onu şehrimize davet edişimizle tanıdım. Program sonrasında üç dört kişilik özel sohbette kaynaşıverdik. Abi kardeş olduk. TYB Sakarya Şubesini kurmamı istemişti. Bazı mahsus nedenlerle on yıl kadar ertelemiştim. 2008’de şubeyi kurma görev yazısını tevdi etti. 1 Nisan 2009 tarihinde yedi arkadaşımla şubeyi kurmak nasip oldu. Sonra mı? Adapazarı’ndan Trabzon’a, Urfa’dan Edirne’ye, Mardin’den İstanbul’a, Çankırı’dan Manisa Akhisar’a, Bolu’dan Ardahan’a, Gümülcine’den Kars’a, Saraybosna’dan Erzurum’a, İstanbul’dan Üsküp’e, Kırcaali’den Erzincan’a, Ordu’dan Bursa’ya, Prizren’den Filibe’ye, Malatya’dan Tarsus’a, Yozgat’tan Türkistan’a… O kadar çok bir araya geldik ki. Burdur’da 2023 Aralık ayındaki Mehmet Akif Bilgi Şöleni toplantısı ve Salda Gölü ziyaretimiz, son görüşmemiz oldu. Onlarca program, bilgi şöleni, panel, söyleşi, imza günü, gezi, yemek… Dolu dolu yirmi sekiz yıllık bir abi kardeşlikti bizimkisi. Tadı damakta kalan, doyulamayan bir dostluk.
3.D. Mehmet Doğan denildiğinde sizde iz bırakan, unutamayacağınız hatıranız nedir?
İlginç, renkli ve birbirinden güzel yüzlerce hâtıra var aramızda. Bilmem ki hangisini anlatayım. 28 D. Mehmet Doğan kitabımın serüvenini anlatayım, en iyisi.
01 - 03 Mart 2017 tarihlerinde Yozgat Bozok Üniversitesi’nde Necip Fazıl Bilgi Şöleni düzenlenmişti. 120 bilim insanı ve şair yazarın katılımıyla gerçekleşen programa Muzaffer Doğan dostumuzun delaletiyle ben Necip Fazıl’ın Şiirlerinde Portre Ögeleri, kadim dostum Mehmet Şeker de Necip Fazıl’da Mizah temalı birer bildiri ile katılmıştık.
Açış konuşmaları ve D. Mehmet Doğan ile Sadık Yalsızuçanlar’ın da konuşmacı olduğu ilk oturumdan sonra Rektörlük, biz misafirlerine öğle yemeği ikram etti. İki yüz kişilik bir salonda yaklaşık yüz elli kişiyiz. Sekizerli masalarda öğle yemeklerimizi taam eyliyoruz.
D. Mehmet Doğan Ağabey protokol masasındaydı elbette. Yozgat’ın valisi, belediye başkanı, rektörü, eski milletvekili sevgili şair kardeşimiz Recep Garip, yazar Sadık Yalsızuçanlar vesaire.
Bizim masada öykücü Mustafa Çiftçi, Şair Mustafa Özçelik, Şair Selçuk Küpçük, Yazar Mehmet Şeker filan varız. Çorbalar, ana yemekler… Sıra tatlılara gelmişti ki aklıma bir fikir geldi. Bahçeye bakan pencere tarafındaki masamızdan kalktım, salonun orta kısmındaki protokol masasına doğru yöneldim. D. Mehmet Doğan Abinin sırtı bana dönüktü. Arkadan hafifçe yaklaştım, iki elimin parmaklarıyla gözlerini kapatarak, Anadolu’nun kadim şakalarından Ben kimim, bil bakalım oyununu uyguladım. Üç beş saniye içinde tahmin gelmeyince açtım, Mehmet Abi arkaya döndü merakla, gülümsedi, Senden başka bu şakayı kim yapabilir ki bana, Fahri! dedi. Gülüştük.
-Mehmet Abi, yetmişinci yaşın hayırlı ve bereketli olsun. İzin verirsen, otuz beş yakın dostunun yazılarından meydana gelen, senle ilgili bir kitap yapmak istiyorum dedim. Bir iki saniye düşündü.
-Sadece bu kitap değil, ömrünce benle ilgili yapacağın her çalışma için sana izin veriyorum, Fahri dedi. Teşekkür edip masama döndüm.
Yozgat dönüşü, 35 D. Mehmet Doğan adını vermeyi düşündüğüm kitap için, Mehmet Abinin dostu otuz beş kişiye başvurdum. 30 Mayısa kadar da yazıları istedim.
Musa Kazım Hoca, eli kırıldığı için affını istedi. Hüseyin Su Ağabey, kızı Sümeyra yeni vefat ettiği için yazamayacağım kardeşim diye mesaj gönderdi. Mehmet Nuri Yardım, özel bir sebepten imtina etti. TYB İstanbul Şubesi Başkanı Mahmut Bıyıklı kardeşimle Tyb Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu kardeşim de o günlere mahsus yoğunluklarından bir türlü yazılarını gönderemediler.
Alfabetik olarak A. Ali Ural, Adem Karafilik, Asaf Meriç, Bahtiyar Aslan, Bekir Sıddık Soysal, Fahri Tuna, Hicabi Kırlangıç, İbrahim Ulvi Yavuz, Lütfü Şahsuvaroğlu, Mehmet Aycı, Mehmet Şeker, Mehtap Altan, Muhsin Mete, Mustafa Everdi, Mustafa İsen, Mustafa Özçelik, Mustafa Çiftçi, Muzaffer Doğan, Nurullah Genç, Özcan Ünlü, Recep Garip, Recep Tayyip Erdoğan, Selçuk Küpçük, Selvigül K. Şahin, Şeref Akbaba, Vedat Güneş, Zeynel Beksaç. Yirmi sekiz şair ve yazar, gönüllerindeki D. Mehmet Doğan izdüşümünü kaleme aldılar. Editörlüğünü üstlendiğim ve Meserret Yayınları’ndan çıkan 208 sayfalık kitapta, ayrıca üç de söyleşi yer alıyordu: Mehtap Altan’ın D. Mehmet Doğan ile Mânâ Deryasında Ankara Hasbihali (s. 84-91), Adem Karafilik-Vedat Güneş’in Sait Melih Doğan, D. Mehmet Doğan’ı Anlatıyor (s. 154 -159) ve Asaf Meriç’in 70 Soruda D. Mehmet Doğan Söyleşisi (s. 182-188.)
Eylül 2017’de okurlarıyla buluşan kitabın adı da kendiliğinden ortaya çıkmış oldu: 28. D. Mehmet Doğan.
Bu anlamlı kitabı kamuoyuyla nasıl paylaşacaktık? Dönemin İBB Kültür A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Duran kardeşim, sağ olsun, himmet etti, İstanbul merkezli ve çevresindeki on dört yazarı, TYB İstanbul Şubesi’nde 16 Kasım 2017’de toplayıp bir program yaptık. D. Mehmet Doğan ile İstanbul’da İki Gün’ün ikinci günü ise on dört yazarı, söz konusu kitap üzerinden, Türkçe ve D. Mehmet Doğan’ı anlatmak üzere İstanbul’un seçki on dört lisesinde gençlerle buluşturduk.
Bir ay sonra Ankara ve çevresinde yaşayan kitaptaki on dört yazarı, dönemin Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak kardeşimin himmetiyle, D. Mehmet Doğan ile Ankara’da İki Gün programında buluşturduk. 14 Aralık 2017’de Keçiören Abdurrahim Karakoç Kültür Merkezi’nde dolu dolu bir program yaptık. Ertesi gün de Ankara’nın seçkin liselerinde on dört yazar gençlere Türkçe ve D. Mehmet Doğan’ı anlattılar.
D. Mehmet Doğan Ağabey pek renk vermese de mutlu olmuştu. Programlar sonrasında bana doğru hafifçe eğilerek, Fahriciğim, yaman adamsın vesselam. Yozgat’ta sana ‘izin veriyorum, kitabı yapabilirsin’ dediğim gün, ne yalan söyleyeyim, pek de inanmamıştım. Öyle ya, bu kadar yazardan yazılar toplanacak, yayınevi bulunacak, grafik, tasarım, dizgi baskı, dağıtım… İstanbul ve Ankara’da programlar. Kolay iş değil bunlar. Sana hassaten teşekkür ederim, demişti. Ben de Estağfurullah Mehmet Abi, senin bu ülkeye, bu medeniyete kattıklarının yanında bizim yaptıklarımız ne ki. Allah, dostları aracılığıyla yardım etti, biz de yaptık. Büyütecek bir şey yok, cevabını vermiştim de kucaklaşmıştık.
2022 yılıydı.
-Mehmet Abi, Necip Fazıl’dan Cemil Meriç’e, Nurettin Topçu’dan Yedi Güzel Adam’a, Turgut Özal’dan Necmettin Erbakan’a, Abdullah Gül’den Recep Tayyip Erdoğan’a… Son elli yılda, Türk düşüncesine, Türk edebiyatına, Türk siyasetine damga vuran büyüklerin, hepsiyle de dostlukların olduğunu biliyorum. 75 yaşındasın. Sana 75 ismi sorayım, her birini, anı ve değerlendirmelerinle, ikişer kitap sayfası uzunluğunda anlat bana. Tanıklıklarından oluşan, şöyle on formalık bir D. Mehmet Doğan: 75. Yıl kitabı yapalım, dedim.
Şöyle bir düşündü, derin bir nefes aldı:
-İyi fikir. Ama… Gel sen beni bu işe karıştırma Fahri. Kimseyi memnun edemeyiz. Ben doğruları söyleyen adamım, bilirsin. Doğruyu söyleyince, kendilerini veya yakınlarını, sevenlerini üzmüş oluruz. Gel biz bu işten vazgeçelim, dedi.
75 Yaşındayken D. Mehmet Doğan’ın Hayatından 75 Kişi kitabı projem, böylece başlamadan sonra ermiş oldu.
4.D. Mehmet Doğan’ın sizce en önemli üç özelliği nedir?
Ayaklı ansiklopedi bir yazar, yani bilge oluşu, bir. Toparlayıcılığı… 2600 üyeli TYB’yi kurdu ve 46 senedir ayakta tuttu, iki. Haysiyetli, onurlu, müstağni, eyvallahsız, diğerkâm bir karaktere sahipti, üç.
5.Sizde iz bırakan, bir eseri / bir sözü / bir projesi hakkında neler söylemek istersiniz?
Doğan Büyük Türkçe Sözlük eseri, bir. Batılılaşma İhaneti eseri, iki. Ömrüm Ankara, eseri üç.
Hacı Bayram? soruma Şeyhurrum, yani Ankara, yani Türkiye cevabı, bir. Sakarya Şubemizin önlenemeyen yükselişi devam ediyor sözü, iki. Benim için söylediği Anadolu’nun ortasında akan Tuna nehri sözü, üç.
Her iki yılda bir gerçekleştirilen Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni projesi.
Unutmadan: D.Mehmet Doğan Ağabeyimiz, günümüz Ankara’sının Hacı Bayram Veli’siydi bana göre.
6.D. Mehmet Doğan halen hayatta olsaydı ve siz de kısa bir mektup yazmak isteseydiniz, ona ne yazmak isterdiniz?
Şu kadar zamandır bir kere gelip seni ziyaret etmeyen bazı dostların, cenaze namazında en ön saflarda saf tuttular, ey benim güzel ağabeyim demek isterdim. Her zamanki kocaman sabrıyla ne cevap vereceğini de tahmin edebiliyorum: Bıyık altından gülerek; canları sağ olsun.
7.Bir D. Mehmet Doğan eleştirisi yapacak olsanız neler söylerdiniz?
Yirmi sekiz yıllık dostluğumuzda, birçok olumlu ve güzel vasfının yanında, D. Mehmet Doğan Ağabeyi, oldum olası, fazla merhametli, fazla vefalı, fazla sabırlı bulmuşumdur. İçimden, bu kadarı da fazla be Mehmet Abi, hak etmiyor şu kişiler senin sabrını ve hoşgörünü dediğim zamanlar çok olmuştur.
(Bu metin, Fahri Tuna’nın, Adem Karafilik – Vedat Güneş’in Yükseliş Yayınları’ndan 26.10.2024 tarihinde yayımlanan ‘Dostlarının Dilinden D.Mehmet Doğan’ adlı soruşturma kitabına verdiği cevaplardan oluşmaktadır.)