Üç temel ödev. 

Şehir içi ulaşım sistemi; hafif raylı sisteme kavuşturmak ve şehir içi ulaşımı rahatlatmak. En öncelikli görev, yıllar yılı yazmaktan söylemekten biz usanmadık ancak bir arpa boyu yolda alamadık. 

Defalarca kez kaleme aldık, kendimizi tekrara düştük birçok kez. Yılmadan yazmaya devam. İlk gündeme 2004 yılında geldi, şöyle geriye dönüp baktığımda ne çok yıllar geçmiş ve de ne çok hızlı. Daha dün gibi, ilk gündeme geldiğinde bir hayli heyecanlanmıştım. 

Çok önemsiyorum böylesi bir yatırımı. Hafif raylı sistem sayesinde birçok sorundan kurtulmuş olacağız. Öncelikli sağlıklı ve güvenli ulaşıma kavuşmuş olacağız. 

Bu sayede özel araç kullanımı azalacak, doğal otopark haline dönüşmüş şehir cadde ve sokakları rahatlamış olacak, ucube görüntüden kurtulmuş olacağız. 

Her gün trafikte tanık olduğumuz maganda tartışmaları son bulacak. 

Akaryakıt tüketimi ile çevreye yayılan karbondioksit oranı düşürülmüş olacak. 

Ve sağlayacağı ekonomik kazanım…

Daha da artırabileceğimiz kazanımlar elde edilecek. 

Tüm kazanımlar kadar önemli bir husus var ki asla görmezden gelemeyiz. Hafif raylı sistem ile şehrin deprem sonrası oluşan Yenikent bölgesi cazibeli hale dönüşecek ve daha yoğun tercih edilecek. Bu anlamda da zaman daralıyor belki de beklenilen deprem kapıya dayandı, kaybedilecek her zaman keseden gidiyor olabilir. 

Hele ki yapımı devam eden bin yataklı devlet hastanesi hizmete girilirse yaşanılacak trafik yoğunluğu ve yaratacağı olumsuzluklar düşünülürse. 

Şehrin en önemli sağlık tesisleri bu bölgede yapılırken, alternatif güzergah yok. Tek alternatif duble yol ki bugün bile trafiğe cevap verecek durumda değil. Günün her saati yoğunluk yaşanmakta. 

Bir diğer önemli yatırım kalemi; yine şehrin kuzeyine yani yeni yerleşim bölgesine eğlence parkı ve merkez yapılmalı ki bu bölge öncelikli tercih gerekçesi olsun. Mini Disneyland tarzı bir yatırım, Kocaeli ilinin doğusu ile Kuzey Marmara Otoyolu ile Düzce ve Bolu illerinin ilgisini çekebilecek bir proje olur. 

Aynı zamanda şehre katma değer sağlar. 

Sosyal faaliyetleri içinde barındıracak bir yatırım, kültürel anlamda yaşanılan açığı da kapatacaktır. Düşünün ki henüz bir kültür merkezi dahi olmayan bir ilden söz ediyoruz. 

Bir diğeri ise; Sakarya nehir ve şehrin buluşması. Dünyanın her neresine giderseniz gidin göreceksiniz ki şehirler böylesi nehirleri günlük yaşamın içine dahil ediyorlar. 

Öyle ki bu türden nehirler şehirlerin simgesi haline dönüşüyor. Uzağa gitmeye gerek yok, Eskişehir ili Porsuk Çayı ile en çok yerli turist çeken ilimiz. Hafta sonları kent meydanından kalkan otobüsler ile günlük turlar düzenlenmekte. 

Böylesi bir değer görmezden gelinemez ve atıl bir halde kaderine terk edilemez. 

Şehir ekonomisine katacağı değer ölçülebilmekten çok öte. “Sakarya Nehri Rekreasyon Projesi” ile içerisinde yürüyüş yolları, dinlenme, oyun ve spor alanları, kafeterya ve sosyal tesisler, seyir terasları, açık hava sahnelerini olacağı bir kompleks planlanmıştı. 

Bu planlama üzerinden de yıllar geçti, maalesef kat edilmiş bir karış yolumuz yok. 

Şehrin geleceğine yön verecek ve gündelik yaşam kalitesini sağlayacak nitelikte önemli yatırım kalemleri. 

En temel ödev olarak görülmeli. 

Öyle ki sınırlı bütçe doğru kullanılmış olur.