Mustafa Pekşen? 1931’de, Adapazarı, Tepekum Mah. Kumköy Sokakta, Hacı Zehra’nın torunu, Muhtar Ahmet ile Aşire Ayşe’nin beşi erkek ikisi kız, yedi evladının üçüncüsü olarak dünyaya gelmişim. İş hayatına on üç yaşımda, 1943 yılında bakkaliye ile başladım. 24 Ekim 2008’de rahmetli olan eşim merhume Gülser Artuğ Hanımefendi ile 1955’te evlendim. Bir oğlum, iki kızım, sekiz torunum ve iki torun çocuğum var. 2013’te ise ticaret hayatına atılışımızın 70’nci yılı.

Adapazarı? Otuz bin nüfuslu hâli, Çark mesiresi, Çark, Tuana ve Tuna gazinoları, atlı faytonları, Cevat Bey’in yaylısı, Arap atları ve onların kardeşleri, babamın atları, güzel ve özel anılarımın şehri.

Muhtar Ahmet? Cumhuriyet Döneminde, Tepekum Mahallesinin ilk muhtarı.1956’da Trafik kazasında vefatına kadar ömür boyunca muhtar olan, merhum babamız. Şen şakrak, kendisiyle barışık, merhametli ve sevgi dolu bir insan. 2. Cumhurbaşkanımız İsmet Paşa’nın (İnönü) has evladı. Paşa Adapazarı’na geldiğinde, en önce aradığı kişi. 1953’te Adapazarı’nı İl Yapma Cemiyetini kuran on dokuz kişiden biri. Bunun için Ankara’ya TBMM’ye giden heyeti İsmet Paşa ile görüştüren kişi.

Sakaryaspor?  1972-1975 yılları arasında, üç buçuk yıl, yönetiminde bulunduğum ve Başkanlığını yaptığım kulüp. Türkiye’nin ilk minikler ve altyapı futbol okulunu, Başkanlığım döneminde Yönetimimdeki arkadaşlarımla birlikte kurduğum, Türkiye’nin futbolcu fabrikası kulübümüz. Bugünlere (alt kümelere) nasıl geldiğine ve getirildiğine hayret ediyor ve mevcut duruma inanmak dahi istemiyorum.

Polis Teşkilatı? Merhum Osman Nuri Gezmen Müdürümüzün önderliği ve merhum Ahmet Kurtuluş ağabeyimiz ile birlikte on sekiz arkadaşımızla kurduğumuz,  Karakol Yaptırma Yaşatma Derneği ile Adapazarı Emniyet Müdürlüğü binası, Gezmen Karakolu ve Sosyal Tesisler inşaatı, Dörtyol, Pamukova ve Hendek Bölge Trafik İstasyonları ile teşkilatın büyük bölümünü lojmana kavuşturduğumuz güvenliğimizin teminatı.

Kıbrıs Barış Harekâtı? 1974 yılında, merhum Tümgeneral Recep Ergun Paşamızın ve merhum Valimiz Mustafa Uygur önderliğinde, kıymetli dostum Kenan Maraşoğlu Bey ile başlattığımız yardım kampanyası ile tüm Türkiye’de çığ gibi, dalga dalga büyüyen yardımların başlamasına vesile olan, organizasyonla, üç - dört gün içinde 7 milyon lira gibi muhteşem bir parayı topladık. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına bloke çek olarak götürdüğümüzü hatırlıyorum. O günlerde,  Sakaryalımızın yaptıklarını küçümsemek mümkün değil. Sakaryalılığımla gurur duyuyorum.

Sakarya Üniversitesi? 1970 yılı başlarıydı. Geleli bir iki ay olmamıştı; Valimiz Mustafa Uygur, bir Cumartesi günü işyerime, beni ziyarete geldi. Bakanlıktan gelen bir yazıdan söz ederek, gelecek 1970-1971 Öğretim yılında, Sakarya, Zonguldak ve Kocaeli’nde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olarak “Mühendislik ve Mimarlık Yüksekokulu” açılacağını, 400 bin lira nakit toplanması ve fiziki mekân sağlanması halinde, bunu ilk sağlayan ilimize verileceğini söyleyince, değerli dostum Kenan Maraşoğlu’nu da görüşmeye davet ettim. İki-üç gün sonra, şehir eşrafımız ve Ticaret Odası Yönetimi ile Adapazarı Belediye Nikâh Salonunda acilen geniş bir istişare toplantısı yaptık. Toplantıda istişareler sonunda, bir Komisyon kurulmasına karar verildi. Toplantı dağılmak üzere iken, Bu parayı burada toplayalım Sayın Valim, yarın komisyonun ziyaret edeceği kişilerin neredeyse tamamı burada zaten, dedim. Vali Bey, toplayamazsak mahcup oluruz, Sayın Pekşen, dedi. Siz şapkayı açın, ben de mendili; burada bitirelim bu işi, diye ısrar ettim. Eksik kalırsa ben tamamlayacağım. Bu üniversiteyi istiyoruz. Sayın Valim, dedim. Allah Razı olsun, Tuncer Tepe’nin babası Nurettin Abi, ilk açılışı yaptı, Benden 50 bin lira, dedi. Allah Aydemirlerden de razı olsun, onlar da 50 bin verince… Herkes kesenin ağzını açtı. O gün orada bir çırpıda 407 bin lira topladık. Cuma günü de bakan beye, Vakıflar Bankasından 407 bin liralık bloke çeki verdik. Bu da, Sakarya Üniversitemizin ilk adımı oldu. Katkıda bulunmaktan, Sakarya’mıza ve geleceğimize hizmet edebilmiş olmaktan gururluyum.

Siyaset? Atatürk, İsmet İnönü ve CHP aklıma gelir hemen. Bir dönem İl Başkanı olduğum, babamdan yadigâr Partim CHP aklıma gelir.

Ekonomi? Ekonominin iyi olduğundan bahsediyor iktidar partisi! İhracatımızın % 65 i Avrupa ülkelerine. Yunanistan batmış, iflas etti edecek. Portekiz ve İspanya da aynı konuma yakınladı!  Almanya da işçi çıkartmalar had safhada, üç yıla yakındır kimse zam vermiyor. İngiltere hep içine kapanık, Fransa ve İtalya da seçim atmosferinden çıkma çabasında. Yunanistan seçimleri yenileme derdinde. Yani dışarıda pazar allak bullak. Kısaca, müşterimizin alım gücü düşmüş. Yarınlarda da alamayacak.  Bu durumda ya sattığının parasını alamayacaksın, batıracaksın. Ya da müşterin batmış, mal alamayacak. Şimdi kısa soru şu: İktidar olarak, tedbirini şimdiden almazsan, yakın tarihte kime mal satacaksın? Satamayınca da senin ekonominde sarsılmayacak mı?

Ticaret? Rızkın onda dokuzu ticarettedir. Adapazarı, Adalar Pazarı olarak, tarih boyunca ticaretin merkezi olmuştur. Bu hüviyetini değiştirmek mümkün değildir.

Sanayi? Üretim, istihdamın önünü açacak en önemli unsurdur.  Allah (C.C.), sanayicinin yardımcısı olsun. Daha çok sanayi, daha çok istihdam ve ekmek kapısı olacaktır.

Yabancı Sermaye ve Ortalık? Yabancı sermaye olarak, teknoloji getiren ve istihdam yaratan, ihracatı hedefleyen her yatırıma saygı duyarım. Ancak, memleketimizi ve milletimizi sağmal gören zihniyet ve sadece pazarımıza yönelik ve ithalatı da önlemeyen yatırımlar, ya da, mevcut yatırımları ve tesisleri ele geçirme operasyonu olan yatırımları şiddetle kınıyorum. İktidarın bunlara ciddi önlem alması gerektiğini ifade ediyorum.

Satso? Bir dönem, yönetiminde ve meclisinde görev aldığım, tacirin hak koruyucusu olması gereken, ancak, kısır çekişmelerden başını kaldıramamış, asli vazifesini bir türlü ifa edememiş kurum.

İsmet Topluoğlu? Çok sevdiğim dünürüm. Patates tüccarıydı. Kont İsmet, namı ile anılır. Oğlum Ahmet’in kayınbabasıdır. Gerçekten özel bir insandır.

Naim Şafak Tirali? Çok sevgili merhum dünürümdür. Kızım Fatma’nın kayınbabasıdır. İki dönem, Giresun CHP Milletvekilliğini ifa etmiştir. Vatan Gazetesinin kurucusudur. Gazeteci ve önemli bir hikâye yazarımızdır. Sait Faik Abasıyanık ve amcazadesi dostum, ağabeyim, Avukat M. Raşit Abasıyanık’ın Galatasaray Lisesinden sınıf arkadaşları, çok yakın dostudur. 1961 Kurucu Meclis Üyesidir. Çok değerli ve özel bir insandır.

Engin Pekşen? Kardeşim Ruhi’nin oğlu. Elimize doğdu. Hani, adam gibi adam, deriz, bazıları için. Engin adamdı, gibisi yoktu. Vefatı bizi çok üzdü, kahrolduk. Gerekenler onun ardından yapıldı.  Yapılıyor da. Allah (C.C.), geride kalanlara sağlık, afiyet ve sabırlar versin, inşallah.

Kenan Maraşoğlu? Ticaret ve Sanayi Odasında ve birçok projede birlikte çalıştığım, kadim dostum. Beyefendi, Maraşoğlu Ailesinin çok muhterem hayırsever büyüğü.

Aslanoğulları? Ahmet Aslan’ı, oğulları ve torunlarını, hep tatlı bir rekabet ama dostlukla anacağım. Yılmazcığım ve ailesi, adamdır. Ahmet Ağabeye ve Hayriye Ablama Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Cafer Uyan? Allah rahmet eylesin. Çocukluk arkadaşım, asker arkadaşım, komşum. Cebeci’de çok güzel günlerimiz, anılarımız oldu ailece.

Aga - İbrahim Özgür? Merhum, ilk muhasebecimdir. Kadim bir dost. Adapazarı’nın Aga’sı.

Nevzat Ortaç - Bahri Fidan? Bahri ile yeni Hakk’ın rahmetine kavuşan merhum Nevzat, çocukluk arkadaşlarım. Cebeci’de çok anılarımız oldu. Ailece. Ah o Heyamollalar, sahil ateşleri! Dostlarım. Her ikisine de rahmetler diliyorum.

Av. Hilmi Yıldırım, Dr. Yurdanur Yıldırım? Eşim merhume Gülser Pekşen ile uzun yıllar komşumuz, avukatım, dostlarımız. Sakaryaspor Eski kulüp başkanı. Allah rahmet eylesin.

Dr. Aydın Uygur? Adapazarı’nda, uzun yıllar tek göz doktorumuz idi. Operatör olarak, çok hizmet etti. Allah sağlık sıhhat ve uzun ömür versin.

Dr. Hıfzı Yüce? Merhum, fakir fukara babasıydı. Uzun yıllar komşuluk yaptığım, aile dostumuz.

Dr. Haşmet Köprülü - Dr. Münevver Maliker? Haşmet Ağabey, Devlet Hastanesi Başhekimi olarak uzun yıllar hizmet etti, Adapazarı’na. Keza Münevver Ablamızın da hizmetlerini hayırla yad etmek gerekli. Allah’tan niyaz ediyorum, her ikisi de nur içinde yatsınlar.

Avukat Reyhan Ayhan Sakallıoğlu? Merhum, çocukluk arkadaşımdı. 17Ağustos Depreminde Elmas Otel’de Rahmet-i Rahmana kavuştu. ANAP Sakarya eski milletvekili, kadim bir dostumdu.

Av. Ünal Ozan? Merhumla birçok konuda fikir ayrılığımız olmuştu. Ancak, Sakarya sevdalısı ve iyi niyetinden ve dürüstlüğünden hiçbir zaman endişe etmediğim siyasetçi dostumdu.

Eczacı Yücel Ballık? Merhum iyi dostumdu. Yalova Aydınkent’te ailece çok güzel günlerimiz oldu.  Gizem Frit’i kurarken çok fikir teatisinde bulunmuştuk. Vefalı Bir dostumdu. Mekânı Cennet olsun inşallah. Tolga evladımın da Allah yolunu açık etsin.

Av. Mehmet Mangıroğlu? Reyhan Ayhan Sakallıoğlu ile birlikte, bir müddet avukatlığımızı ifa etmiş, vefalı bir dostumdur.

Kamil Küpçü? Çok sevdiğim yol arkadaşım. 1964-92 arasında mesai arkadaşım. Milli Futbolcu, SAÜ Öğretim Üyesi. Mali Müşavir Oktay Ertem’in kayınpederi. Gerçekten özel Bir insandı. Allah Rahmet eylesin.

Ekrem Karaberber? Başkanlığım döneminde, Sakaryaspor altyapımızı, minikler futbol okulumuzu ve yavrularımızı emanet ettiğimiz, futbolcu fabrikatörüydü. Allah rahmet eylesin.

Tuncer Tepe? Sakaryaspor’a emek, gönül, herkesten çok para veren, herkesten fazla Sakaryalı. Altındaki arabasını satıp futbolcuların maaşını ödeyen cengâver.

Üç Mustafalar? Hoş bir Anı. Adapazarı’nın geçmişinde, ilin ticaret hayatının üç büyük müessesesi ve ailelerinin başındakileri, yani, Sakallıoğullarından Mustafa Sakallıoğlu’nu, Yamanlar’dan merhum Mustafa Yaman’ı ve Pekşenler’den de beni, ‘Üç Mustafalar’ diye adlandırırlardı. Bu lakabı kimin taktığını bilmiyorum ama uzunca zaman konuşulmuştu Adapazarı’nda.

Han Altı ve Hacıbaba Lokantası? Bir dönem, Adapazarı ticaretinin döndüğü, eşrafın kahvelerinde buluştuğu mekân. Babam Muhtar Ahmet’in eşraf ve arkadaşları ile sohbet ve eğlence mekânı.

Köprübaşı ve Ahşap Sakarya Köprüsü? Dedelerimden kalan, Han / Kahve ve Babamın döneminde, kollu pompalarla, benzin sattığımız istasyonumuz. Tabii elektrik yok o yıllarda, soğutmak için kuyuya kova içinde, file içinde sallandırdığımız, gazozların lezzeti hâlâ damağımda. Kuyuda, karpuz çatlardı soğuğundan. Yayın balığı tutardık, sonra kuyuda bekletirdik akşama eve götürünceye kadar bozulmasın diye. Hacı Zehra Ninem anlatırdı: Kurtuluş Savaşı sırasında, Yunan işgalinde, Yunan askeri geçemesin diye, yatakları yorganları koyup ateşe vermişler köprüyü 14 Mart 1921’de.   Sonra da Cumhuriyet döneminde, Eskisinin 300 m. kuzeyine, yeniden inşa edilmiş ahşap köprü. O da, Sakarya’nın güçlü akışına dayanamadı, 1968’de tamamen yıkıldı. Zaten, E-5 yolu üzerine yeni bir köprü de yapılmıştı. Yenilenmedi.

1943 Depremi? Hacı Zehra ninemizin konağını iyi hatırlıyorum. Çok büyük bir evdi. Konak avlusu ile odaları ile öyle eşine benzerine az rastlanacak büyüklükte idi konağımız. 1943 Depreminde hafif yan yattı. Sonra nedendir bilemiyorum, babam, yıktı. Onun önüne daha küçük bir ev yaptı. Orada da uzun yıllar büyük ağabeyim merhum Hacı Emrullah Pekşen ikamet etti. Baba evimiz olduğu için de her bayram sabahı tüm sülale orada bir araya gelirdik.  

1957 Depremi? Oğlum Ahmet’in doğduğu sene idi. Öyle çok hasar vermedi Adapazarı’na ama deprem işte, korkuttu.

1967 Depremi? Sakarya Caddesinde İkbal Garajı vardı. Bitişiğinde de, merhum Mehmet Ağabeyimin evi vardı. Oranın yıkıldığını ve enkazda ölümlerin olduğunu biliyorum. Bir de ordu evinin karşısında Bayraktarların binasının yıkıldığını. Zor günlerdi.

1999 Depremi? Allah (C.C.), kimsenin başına böyle bir afet vermesin. Yalova Aydınkent’teki villamız yıkıldı. Çoluk çocuk enkazdan çıktık. Çark Caddesinde oğlum Ahmet’in evi yıkıldı. Allah’a şükür ailece bir can kaybımız olmadı. Ama kadim dostum Ayhan Sakallıoğlu ve oğlum Ahmet’in bacanağı Ahmet Kuvel’in kardeşi Mahmut evladımız rahmetli oldular. 

Sakarya’nın geleceği? Sakarya çok özel bir Jeo-politik konumda. Türkiye’nin tam kavşak noktasında, Bu nedenledir ki çok göç aldı. Almaya da devam edecek. Bizim yapmamız gereken, istikrarlı ve kontrollü göç almak ve göç almayı gerektiren şartlara kumanda etmek. Yanlış anlaşılmasın, kimseye buraya gelmeyin demek gaflet olur. Geleceklerin eğitim çıtasının yüksekliği ve nitelikli olmasını sağlayacak şartların oluşması ile Sakarya’mızın yaşam kalitesine katkısının olması gerektiğini kastettim. Diğer yandan, Sakarya pilot ve mıknatıs tipi sektörlerin ve sanayi kuruluşlarının ilimize çekilmesi ile etrafında doğaçlama halde oluşacak, yan sanayi iş hacmi ve istihdam ile Batı Türkiye’nin parlayan yıldızı olacak, gelecek on - on beş yılda, 4-5 milyon Nüfusa ulaşacak. Buna eminim. Biz görebilir miyiz?  İşte onu bilemiyorum.

(Not: Bu söyleşi, 26 Nisan 2012’de tarafımdan başlatılmıştı. Ama o koşturmacalar içerisinde takip edilememişti. Merhum Mustafa Pekşen, sorularımı, oğlu Ahmet Pekşen’e dikte ederek cevaplandırmış. On iki sene sonra, geçen gün Ahmet Pekşen’i ziyaretimde, henüz yayımlanmayan o söyleşiden söz edince, kendisinden istirham ettim. Güncelleyip son şeklini vererek bana geçti. Nasibi on iki sene sonra yayımlanmakmış. Ahmet Pekşen kardeşime bu anlamlı söyleşiye katkısı için çok teşekkür ediyorum. 15 Haziran 2020 tarihinde vefat eden, Sakarya’mızda ‘eşraf’ denilince ilk akla gelen üç beş isimden birisi olan, hayırsever sanayici-iş insanı Mustafa Pekşen büyüğümüze bu vesile ile Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı Cennet olsun.)

 

                                                     Sanayici Mustafa Pekşen, kurduğu Pekşen Safematic Fabrikası üzerine Fahri Tuna ile söyleşirken. 199

1

                                                                                                             Sakarya Nehri üzerinde Kumköy’de kurulu bulunan ahşap köprü.

  

Sakarya Valisi Mustafa Uygur ve işadamları Kenan Maraşoğlu – Mustafa Pekşen öncülüğünde ilimizde toplanan 7 milyon lira tutarındaki yardım çeki, törenle Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim ediliyor. 1974.

Aralarında Mustafa Pekşen’in de bulunduğu Sakaryaspor başkanları toplu halde. 2006.