*Kainatın efendisi sadece YARADANDIR ve kainatın başka efendiye ihtiyacı yoktur.
*En büyük tembellik, ZİHİNSEL tembelliktir.
*KAİNAT ve FITRAT KİTAPLARI tevhide ulaşmak, şirksiz iman etmek ve doğru dini bulmak için yeterli veri ile donatılmıştır.
*Kim, aklederek KAİNAT KİTABINI okuyup da tevhide ulaşamaz?
*İSLAM; Akıl, vicdan, fıtrat, tevhid ve adalet üzere, insan, hayvan, tabiat ve eşyaya ya zarar vermeden yaşamaktır.
*DAHİL OLDUĞU GURUBU BENİMSEYİP, “İŞTE KURTULAN FIRKA” DİYEN, BATMIŞ VE HELAK OLMUŞTUR. BU KONUDAKİ EMİNLİK, İMAN DEĞİL TASSUPTUR.
*UMUDUN varsa, henüz kaybettiğin bir şey yoktur. Başarısız denemeler kayıp değil, kazançtır. Her başarısız deneme, başarısızlığa açılan bir kapıyı kapama tecrübesidir.
*Makam, mevki, ün ,unvan, para veya malda şeref arayanlar, onları kaybedince ŞEREFLERİNİ de kaybederler.
*ZULMÜN, ŞİRKİN VE KÜFRÜN OLDUĞU YERDE TARAFSIZ KALMAK; ZULME, ŞİRKE VE KÜFRE TARAF OLMAKTIR.
*BİLGİ; akıl, vicdan, fıtrat, adalet ve tevhid süzgeçlerinden geçmedikçe, Kur’an ve sünnete ne kadar vakıf olursa olsun, kişiyi cehaletten kurtarmadığı gibi, bağnaz bir KİTAP YÜKLÜ CANLIYA dönüştürür.
*MÜCADELE devam ettiği sürece, MAĞLUBİYET yoktur.
*Edepten HOMOLAR, namustan tek ayakları üzerinde kırk yalan söyleyen POLİTİKACILAR, adaletten her parayı vereni savunan AVUKATLAR ve her iktidarın tetikçiliğini yapan YARGIÇLAR bir ülkede varsa, o ülkenin halkı zaten HÜKMEN helak olmuş demektir.
*Bir ülkeyi kimin yönettiği değil, ne ile ve nasıl yönettiği önemlidir. YÖNETENLER, akıl, fıtrat, vicdan, adalet ve tevhide muhalefet etmeden, insanlara, hayvanlara, bitkilere, tabiata, çevreye ve eşyaya zarar vermeyecek şekilde yönetiyorsa, Allah’ın hükmüyle hükmediyorlar demektir.
*BANA, AHLAKLI VE MAZLUM ATEİSTE YANDAŞ OLMAK, AHLAK YOKSUNU ZALİM BİR MÜSLÜMANA YANDAŞ OLMAKTAN DAHA SEVİMLİDİR.
*HAK’KIN SESİ, batılın sesinden daha gür ve korkusuzca çıkmadıkça, batıl hakimiyeti devam edecektir.
*Ben bana muhalifim, başka muhalefet gerekmez. Ama olursa da kabulüm, bana karşı bana destek olur!
*Dünya, hemen hemen her kalemde ZİYONİZME KULLUK üzerine dizayn edilmiş bir konumdadır.
*Sözünü sonuna kadar dinleyen bir KARIN yoksa, ya KAFAYI YERSİN ya da FİLOZOF olursun.
*İNSAN, teslim olma fıtratı üzerine yaratılmıştır. Ya siyasi, dini, toplumsal, nefsi OTORİTELERE ya da ALLAH’A teslim olur. Seçim bizim.
*GERÇEKLER ateş gibidir. Bu toplumun yaptığı gibi, arkanızı dönmeniz onları yok etmiyor. Sadece yanmaya poponuzdan başlıyorsunuz.
*SEVGİ, insanoğluna bahşedilmiş en büyük NİMETTİR. Gerçek sevgiye ulaşabilen insan arınır, temizlenir ve kurtulur. Gerçek sevgiye ulaşmak; kinden, nefretten, düşmanlıktan, hasetten, gıybetten sıyrılmakla elde edilebilecek en büyük ERDEMDİR.
*ÖZGÜRLÜK; kendi dünyasında kimsenin mukallidi olmadan, kimseyi lider edinmeden, nevi şahsına münhasır kendi KAHRAMANI olmaktır.
*Bir toplumda AKIL devre dışı olunca, akletmeyen cahiller; pırofesör, alim, kanaat önderi, şeyh, cemaat lideri ve siyasi lider olur.
*Bir insanın başkalarına HAYRAN olması, henüz kendini ve YARATANINI tanıyamadığındandır.
*Ruhsal olarak en zor HAYAT, başlı başına pisikolojik bir rahatsızlık olan BAŞKALARI gibi YAŞAMAYA çalışmaktır.
*Hayatını HARAM ve KÜFÜR ahkamı üzerine bina etmiş ne ferdin, ne topluluğun ne de devletin dini İslam değildir.
*KİBİR; insana özür dilemeyi unutturan egonun tavan yaptığı haldir.
*ŞEYTAN, toplumları saptırmak için cahillerle uğraşmaz. Çünkü hiç kimse cahillerin sözüne itibar etmez. TOPLUMLARI SAPTIRMANIN en kolay yolu ALİMLERİ SAPTIRMAKTAN geçer. Onları saptırmanın en pıratik yolu da, ayetteki gibi sağdan yaklaşarak, iyi niyetle dine yeni şeyler katmasını sağlamaktır.
*MAZLUM, mazlum kalırsa, ay erir zalimin üzerine. Mazlum, zalime boyun eğen bir zalim olursa, ay erir ikisinin üzerine.
*İSTİŞARE; TEVHİDİ HAYATI KOLAYLAŞTIRAN, karşılaştığımız pıroblemlerin kolayca üstesinden gelmemizi sağlayan, sorumluluğu azaltan, seçenekleri çoğaltan, egoyu ve şeytani vesveseleri yok eden bir lütuftur.
*İYİNİN EN BÜYÜK DÜŞMANI, KÖTÜNÜN İYİSİ (ne demekse) DİR.
*İNSANLAR İKİ SINIFTIR, AKLEDENLER VE MUKALLİTLER. AKLEDENLER SÖZE, MUKALLİTLER SÖYLEYENE BAKARLAR.
*Allah’ın insanlığa bahşettiği iki erdem, AKLETMEK ve ADİL olmak, insanlardan beklediği değişmeyen tek yasa ADALETLİ olmaktır.
*İnsanlar, KUR’AN’I anlamadıkları için İMAN etmiyor değiller, iman etmiş bir MUTTAKİ olmadıkları için Kur’an’ı anlamıyorlar.
*İNSANLAR SADECE İKİ ŞEYDE EŞİTTİRLER, DOĞMADA VE ÖLMEDE.
*İnsanoğlunun içinden çıkamayacağı tek labirent, AKLI devre dışı bırakıp, Yaratıcıya değil de, korku ve kaygı endeksli siyasi, ideolojik ve dini otoritelere teslim olunarak yaşamaya çalışılan hayattır.
*Sokaklarda DEKOLTE kıyafetlerle dolaşanlar; kişilikleri olmadığından, dişilikleriyle ilgi görmek isteyen zavallılardır.
*UCUZ İNSANLARLA dostluk kurmak, yolculuk ve ortaklık yapmak, ucuz mal edinmek gibidir ki hep pahalıya mal olur.
*KADINLAR gördüklerine inanır, görmediklerini de, işlerine geldiği gibi hayal eder, yine görmüş gibi inanırlar.
*ŞEYTANLARI oylarıyla destekleyip, put şeytanları taşlamaya Mekke’ye gidenler HACI olur mu? (Tespitlerin tamamı alıntıdır)