Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Hamza Al’ın atanması sürpriz olarak karşılandı, atama yönteminde ki yapılan en son değişikliği göre sadece Cumhurbaşkanı kararı ile yapılmaya başlandı ve profesör olma zorunluluğu da ortadan kaldırıldı.
2018 yılında yapılan son değişiklik ile belirlenen rektör adaylarından Yükseköğretim Kurulunun seçeceği üç aday atanmak üzere Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulur.
Cumhurbaşkanı bu üç adaydan birini rektör olarak atar.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 12 Eylül 1980 askeri darbe sonrası Milli Güvenlik Konseyi tarafından hazırlanarak 6 Kasım 1981’de yayımlanan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile kuruldu.
YÖK’ün kurulmasından itibaren geçen sürede her siyasi parti “biz iktidara geldiğimizde YÖK’ü kaldıracağız der”. Sonra iktidara geldiklerinde ise YÖK’ün sağladığı otoriteye teslim olurlar ve vazgeçmezler.
AKP de böyle oldu. AKP ilk kurulduğunda “YÖK’ü kaldıracağız taahhüdünde” bulundu. Sonrası ise hepimizin malumu, iktidara geldiklerinde önce kullandılar, sonra YÖK bile az geldi. Son değişiklik ile rektörlerin belirlenmesi sürecinde YÖK’ün işlevi giderek azaltıldı. Tüm yetkiler Cumhurbaşkanı’nda toplandı.
Yöntem böyle olunca atamanın neresinde sürpriz, tek belirleyen istediği ismi belirleyip atamakta. Aklından kimin geçip-geçmediğini bilemediğimize göre sürpriz bunun neresinde…
Sakarya Üniversitesi Rektör atamasında da yaşanılan serüven diğerlerinden farklı değildi. Prof. Dr. Hamza Al, müracaatı sanırım son anda yaptı belki onun için sürpriz olarak değerlendirildi.
Prof. Dr. Hamza Al, göreve başladığından itibaren tartışma bitmedi. Her gün şehrin gündeminde yer almaya başardı, ilk önce devir teslim töreni ve verilen fotoğraf ardından gelen Genel Sekreterlik ataması…
Bir önce ki dönem atanan rektör Prof. Dr. Fatih Savaşan ile sorun yaşadığı söylenen ismin genel sekterliğe görevlendirilmesiyle başlanılan tartışmalı süreç kısa bir müddet sonra görevden almayla sonlandırıldı.
Reyhan Yıldırım, “Yola çıktıklarını yolda bulduklarınla değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.” Görevden alınmasını takiben manidar bir paylaşım yapmıştı.
İlk atama ile başlayan tartışma bitmek bilmedi, ardından yapılan her atama için benzeri tartışmalar yaşanmakta ve anlaşılan uzunca süre yaşanacağa benziyor.
Hemen ardından başka sorun çıktı ortaya, CHP Sakarya İl Başkanlığı Genel Başkanı’nın katılacağı toplantı için Üniversitenin Kongre Merkezinden Salon kiralama talebinde bulundu.
Rektör Prof. Dr. Hamza Al, salon kiralanması fikrini önce olumlu yaklaşmış ardından ret cevabı verdi, gerekçesi de siyasi partilere salon kiralanmayacağını ileri sürdü ki aynı salonda iktidar partisi AKP birkaç toplantı düzenlemişti…
İkirciklik davranış ya da tutarsızlık görevlendirmelerde yaşandığı gibi salon kiralanmasında da yaşanmışa benziyor. Belki de atamaya uygun davranış sergiliyor bunu da bilemiyoruz.
Sakarya Üniversitesi 2. Öğretim uygulamasına son verileceği tartışması yaşanmakta ki neresinden bakılırsa böyle bir kararın alınmasının olumlu tarafı olmadığı yönünde görüş hâkim, Sakarya ekonomisine sunduğu katkı düşünülürse yaşanılacak kaybın büyüklüğü de anlaşılır sanırım.
Umarım bu kararından da döndürürler…
Son olarak özel kalem müdürlüğüne yapılan atama tartışma yarattı. Üniversiteyi tanımayan dışarıdan bir atamanın gerçekleştirildiği yönünde itirazlar var ki bu kararı da zaman içerisinde göreceğiz.
Anlaşılan o ki çok daha atama tartışmalarını izleyeceğiz, kadro oluşumu nihayete ermedi değişmesi gereken makamlar mevcut.
Sözün özü rektör Prof. Dr. Hamza Al, atandığından itibaren tartışmaların ve şehrin gündeminin ilk maddesi olmayı başardı, adından sıklıkla söz ettirdi. Henüz olumlu adımına tanıklık edemedik, Üniversite ve gelişimine ilişkin bir kararda olmadı, zaman neyi gösterecek bakalım…
Şehre aidiyet duyulsun, kısır çekişmelere enerji aktarılmasın ve sorumluluk alanlarına yoğunlaşılsın gibi sıradan beklentilerimiz vardı, olmadı maalesef…