İlk olarak 2018 yılında dönemin Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, tarafından gündeme getirilmişti , “ Bölgede yaşanan parklanma sorunu için Çark Caddesi esnafımızın otopark talebi vardı. Bölgede gerekli araştırmaları yaptık ve otopark ihtiyacını tespit ettik. Daha önce açıkladığımız gibi Atatürk İlkokulu’nun bulunduğu alana 700 araç kapasiteli otopark kazandıracağız. Arazi karşılığında ise yıkımı gerçekleştirilen Adapazarı Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve askeri lojmanların bulunduğu alana 24 derslikli 2 yeni modern okul inşa edeceğiz. Bu konuda gerekli protokolleri imzaladık. Projelerimizi kamuoyu ile paylaştık. Şimdi okulların yapım ihalesi için ihaleye çıkıyoruz.” demişti.
Kamuoyu bu sayede öğrenmiş oldu, ilk andan itibaren kararın yanlışlığını anlatmaya çalıştık ancak başarı olamadık.
1954 yılında kurulan ve şehrin en prestijli okullarından biri olarak bilinen Atatürk İlkokulu, 22 Ekim 2024’te Tansu Çiller Ticaret Meslek Lisesi’nin eski yerine inşa edilen yeni binasına taşınmıştı. 2018 yılında Sakarya Milli Eğitim İl Müdürlüğü ile Sakarya Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokol gereği, Atatürk İlkokulu arazi devri gerçekleşmiş oldu.
Daha önce katlı otopark yapılacağı ilan edilmişti, bugün ise Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, alanın altında otopark, üstünde ise meydan olacak bir proje üzerinde durduklarını açıkladı.
Atatürk İlkokulu’nun yıkılacak olması ve bu alana otopark yapılacak olması fikrini ilk andan itibaren benimsemedim, yanlış bir karar olduğunu söyleyip durduk, bugünde bu hususta farklı düşünmüyorum. Alınan karar neresinden bakarsanız bakın doğru değil.
Şehrin en gözde okulu, otopark yapmak adına yıkılmaz. En hafif haliyle şehrin tarihine haksızlık olur ki bu da kabul edilir bir durum değil. Sakarya’nın il olarak ilan edildiği yıla denk düşer Atatürk İlkokulunun kurulduğu yıl. Ve verdiği mezunlar düşülürse, şehre kattığı değer sanırım çok daha iyi anlaşılır.
Meselenin en çarpıcı ve itiraz edilmesi gereken tarafı ise; okul binası hiçbir gerekçe ile yıkılamaz, yıkılmamalı. Depremden dolayı oluşan bir hasar varsa ki 1999 depremin üzerinden geçen onlarca yıla karşın hizmet vermeye devam etti, bu gerekçe ile yıkılır ve aynı yere depreme dirençli, modern teknoloji ile donatılmış yeni bina yaparsınız.
Ötesi hiçbir gerekçe makul olarak değerlendirilemez, yapılanan tek adı olur o da büyük bir yanılgı ve yanlışlık…
Böylesi bir haksızlığı bu şehre yapmayın.
Çark Caddesi esnafının otopark talebi hiç kuşku yok ki haklı talep, ancak bunun adresi okul arazisi olamaz. O alana yapılacak olan otopark yoğun olan trafik akışını çok daha olumsuz bir şeklide etkileyecektir, attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değmez.
Değil gelişmiş toplumlarda örneğine rastlamak, bizde de belki çok örneğine rastlanılamaz. Vahim hatalı bir karar, yarınlara bırakılacak kötü miras ve üzerimize yapışacak değer kaybı olacaktır.
Bu şehrin eksiği nedir diye birçok değerli kalem değerlendirme de bulunmuştur, en başta kıymetli büyüğümüz Cevdet Güngör, “Aidiyet” diye tarif etmiştir.
Şehre olan aidiyet, en temel eksiğimiz. Her olumsuz kararın önünde büyük bir engel olarak durmakta, yaşanılan aidiyet eksiği şehre ait değerlerin korunmasında da kendini gösteriyor. Oysaki başta Atatürk İlkokulu mezunları, bu konuya dur demeleri gerekiyordu. Henüz vakit geçmişte değil, geçmişte şehre hizmet üretmekte görevli birçok ismi mezun verdiği düşünülürse.
Tarihsel bir değer ve bulunduğu konum olarak ta öneme sahip, onun içindir ki asla otopark haline dönüşmemeli.
Batı toplumlarında özellikle okullar tamda şehir merkezlerinde bulunur, özellikle şehir merkezlerinde niçin olduklarını sorguladım da aldığım cevap ise; eğitimin salt okul duvarları içerisinde olmadığı ve hayatın içinde kalarak eğitime katkı sunulduğu anlatılmıştı.
Bu tarafı ile bakıldığında, 1954 yılında Atatürk İlkokulu’nun seçildiği alan son derece doğru, yanlış olan ise 2025 yılının dünyasında alınan yıkım kararı.
Dediğim gibi henüz vakit geçmiş değil, karar tekrar gözden geçirilmeli.