Yılın ilk günleri ve geçmişten gelen alışkanlıklarımız devam ediyor. Birden oldu/bitti ile sorunlarımız çözülecek, her şey geride kalacak diye bir beklenti taşımıyorum. Yeni yıl sorunları kendiliğinden çözüyor, tüm sorunlarımızı unutalım. Pek tabi olmayacak bir şey…
Böylesi bir girişe niçin ihtiyaç duydum, yılın ilk belediye meclis toplantıları yapılıyor ve değişmez gündemimiz kentsel dönüşüm.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, seçildiği ilk günden itibaren kentsel dönüşüm, depreme dirençli şehirler vurgusunu her fırsatta dile getiriyor.
“Şehrin En Büyük Gerçeği” diye söze başlayan Alemdar, “Kentsel dönüşümde saha çalışmaları tamamlandı, çalışmalar 2025’te başlıyor.” Diyerek te startı vermiş oldu.
Alemdar, kentsel dönüşümde yaptıkları planın hasarlı binaları yıkıp yenilerini yapmaktan ibaret olmadığını ifade ederek şehrin kültürüne, aidiyetine, yeşil Sakarya’ya, sosyal ve bütün yaşam alanlarını işaret ederek bir tarifte bulunuyor.
Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu, yeni yılın ilk meclis toplantısında kentsel dönüşüm hatırlatmasında bulunmuş. Işıksu, “Kentsel dönüşüm çalışmaları en önemli çalışmalardır. Bizim her platformda kentsel dönüşümü gündemde tutmamız, vatandaşımızı motive etmemiz gerekiyor.” dedi.
Belediye başkanlarının kentsel dönüşüm üzerinde ki hassasiyetleri çok açık, her fırsatta dile getiriyorlar ve şehrin ana gündemi haline dönüştürme çabaları var. Bu tarafı ile bir sorun yok, bu hususta yalnız kalmamalılar daha gür ses çıkmalı ortaya.
İktidarın bütün erkleri, unsurları rol üstlenmeli, aksi halde kat edilecek yolun metrajı düşük olur. Buna ilişkin örnekler tarih sayfaları karıştırılırsa önümüze çıkacaktır. Başlanılıp bitirilemeyen, daha doğrusu söz söylemekten öteye gidilemeyen arşivleri süslemiş proje örneklerini görürüz.
Kötü örnekler sunarak tat kaçırmakta istemem ancak bir gerçeği de bilememiz gerek, bu sorun öyle sanıldığı kadar kolay değil, çözümü de pek tabi kolay değil. Merkezi bütçe desteğine ihtiyaç var, Çevre, Şehir ve İklim Değişikliği Bakanlığı desteğine, bütçesine ihtiyaç var.
Belediyelerin gücü ile yerel güçlerle çözülebilecek bir sorun değil. İlk önce bunu görüyor olmamız gerek, ilk düğmeyi doğru iliklemeli.
Şu ana kadar bakanlık düzeyinde şehre dair bir çalışma yürütüldüğüne tanık olmadık, benzeri durumlarda hep aynı akıbeti yaşarız. Bu güne kadar işleyiş her daim maalesef böyle olmuştur, merkezi bütçe desteğini hiçbir dönem arkamızda görememişizdir.
“Güçlü iktidar, kudretli iktidar” sözü bizde karşılık bulamamış sözde, atılan naralarda kalmıştır.
Çeyrek asra yaklaşan genel iktidar, çeyrek asırdan daha uzan yerel iktidar dönemi tarih boyunca hiçbir siyaset anlayışına nasip olmamıştır. Sorunların çözümü için son derece yeterli süre olmasına karşın, deprem gibi yaşamımız tehdit eden sorun orta yerde durmaya devam ediyor.
30 yılda bir deprem gerçeği ile karşılaştığımız düşünülürse ve bizler henüz daha konuşma aşamasında isek, neleri ıskaladığımızı da görmüş oluruz bu sayede.
İstanbul’da yürütülmekte olan bir çalışma var. “Yarısı bizden” kampanyası. Deprem riski taşıyan konutlar yıkılıp yerine depreme dirençli yeni konutlar yapılıyor, masrafın yarısını bakanlık bütçesi karşılıyor.
“Yarısı bizden” kampanyası ile çözüme katkı sunulmakta.
Ancak mevzu Sakarya olunca aynı bakanlık bize benzeri anlayışı göstermiyor. Bizim şehrimizin kaderi hep böyle olmuştur. AKP iktidarı ile hak ettiğimizi bir türlü alamamışızdır, ne hikmetse.
Kötü bir hatırlatma ile ne söylemeye çalıştığımı anlatıp bu bahsi burada sonlandırmalı…
Komşu Kocaeli’nde Büyük Şehir Belediyesi Umuttepe hastane bölgesine hafif raylı sistem projesine başlar, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı yapım maliyetini üstlenir. Aynı dönemlerde de bizde yapımı devam eden bin dört yüz yataklı devlet hastane bölgesine hafif raylı sistem projesini tartışılmakta idi, şehir merkezine mesafesi 21 km.
Kocaeli’ne olur veren, projeyi üstlenen bakanlık konu bize gelince mesafenin uzunluğunu mazeret göstererek üstlenmedi, ret etti.
Kocaeli’ne olan Sakarya’ya olmaz, İstanbul’a olan Sakarya’ya olmaz…
Sorunu nerede arayacağız…
