“Bir garip öldü diyeler, üç gün sonra bulalar, soğuk su ile yuğalar”

                                                     Yunus

Uzun zamandır gözlemliyorum;

Şehrimizde güzel şeyler yapılmakla birlikte, birçok yapılması gerekenlerin gözden kaçıyor olmasıdır.

Şehrimizin merkezi camilerle süslenmiş, şehrin manevi dokusuna değer katmakta.

Salko Camiinden başlayıp Ağa Camisine kadar olan camiler, Genç kız gerdanlığına dizilmiş inci taneleri gibi.

Şehrimizin manevi dokusuna renk katmaktalar.

Her ne kadar Orhan Gazi Camisinin önü çaycı istilasına uğrasa da, halkın cami gölgesine sığınması gelecek için ümit veren bir haldir.

Gelelim asıl meseleye;

Şehrimizin saygın iş insanlarından,

Aynı zamanda SakaryaSpor’un başkanlığını yapmış, Halit Evin ağabey vefat etti.

Merhum Halit Evin ağabeyin yapmış olduğu hayırları yazacak olsak sanırım satırlar almaz.

İmam Hatip okulları, sağlık ocakları, yaptıklarının küçük bir bölümü.

Halit ağabey aynı zamanda sosyal bir kişilikti.

Bir çok STK da başkan, yada yönetim kurulu üyesi idi.

Cağımızın amansız hastalığı bu müstesna insanı faydalı olacağı yaşta aramızdan ayırdı.

Cenaze namazı Yeni Camide kılındı.

Malum olacağı üzere cenazesi çok kalabalıktı.

Yeni Caminin avlusu cenaze cemaatini almadı, cemaat sokaklara taştı.

Birde belimizi büken bulaşıcı hastalık,

Cenaze namazını kıldıran İmamın sözü uzatması da cabası, bu durum cemaatin arasında homurdanmaya sebebiyet verdi.

Aslında cenaze namazlarında sözü uzatmadan, helallik ve şahitlik alınıp, merhumun kimseye borcu var mı? Suali sorulup hızlıca namazın kıldırılması gerekmez mi?

Malum bulaşıcı hastalık yüzünden insanlar aşırı tedirgin.

Birde gereksiz methiye edeceğim diye cemaati geldiğine pişman etmeninde alemi yok..!

Ayrıca, Merhum Halit Evin ağabeyin cenazesi bizlere tekrar bu şehrin kalabalık millet cemaati camisine olan ihtiyacını hatırlattı.

Allah vergisi Sakaryalı, çok fazla meşhur sanatçımız, yazarımız, hem de iş insanımız mevcut.

Böylesi bir dönemde, alanı geniş, insanların bir birlerine temas etmeden namaz kılacağı, trafiğin sekteye uğramayacağı bir kalabalık millet cemaat camisi şart olmuştur.

Şehir merkezi güzergahında gerdana inci gibi dizilen camilerimiz, bu ihtiyaca kabul edelim ki cevap vermemektedir.

Kent merkezine yeni bir camii yapılması da gereksizdir.

Sonuç;

Mevcut kalabalık millet cemaati camii sorunu iki türlü çözülebilir.

Ya Serdivan sapak camii kalabalık millet cemaati camii olarak resmen ilan edilir.

Bundan sonraki kalabalık olması muhtemel olan cenazelerin namazı orada kılınır.

Ya da, kent park içindeki kent orkestrasının yanındaki cami kalabalık millet cemaati camisi olarak belirlenebilir.

Kalabalık millet cemaati cami elzem bir ihtiyaçtır..!

Şehri yönetenlerin acilen, ihtiyaç olan bu elzem duruma ciddiyetle yaklaşmalarını beklemekteyiz.

Aksi taktirde, kazara birilerine bulaşacak olan hastalığın vebali kenti yönetenlerin omuzlarındadır.

Nüfusu milyon ve daha fazla olan tüm illerde talep ettiğimiz kalabalık millet cemaati cami örnekleri mevcuttur.

Bizim şehrimizde neden olmasın..!

Daha sağlıklı, nice yeni günlere hep beraber inşallah.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’halktan gelen taleplere kulak kabarttığımızda’’