Günümüz Müslüman ülkelerinin, İslam devletine ihtiyacı yoktur, olması gereken ise gerçek manada İslam hukukunun işletilmesidir.
İslam hukuk sistemi;
Allah’ın günah diye emrettiklerini engellemez.
Günaha giden yolları tıkar, engeller.
‘’Adalet, toplumun tüm kesimlerine hak ettikleri ölçüde dağıtılması gereken bir haktır’’.
Seküler sistemin adalet uygulamaları,  bünyesinde maalesef hep bir güvensizlik barındırmaktadır.
Günümüz Dünya toplumlarının çoğunda, hukuk sistemleri modern değerler ve prensiplerle şekillenirken,
İslam hukuku, geçmişten gelen öğretileriyle çok farklı bir yapıya sahiptir.
İslam hukukunun uygulanmasının, toplumsal, hukuki ve siyasal alanlarda nasıl dönüşümlere yol açabileceği, tartışılması gereken önemli bir konudur.
Bu araştırma makalesinde, İslam hukukunun geçerli olduğu bir toplumda ortaya çıkabilecek değişimlere naçizane değinilecektir.

Hukuki Kaynakların Değişmesi
İslam hukukunda, hukuki kaynaklar Kur'an ve Hadis gibi dini metinlere dayanırken, modern hukuk sistemlerinde yasalar ve anayasalar öne çıkar.
Bu durum, medeni ve ceza hukuku gibi alanlarda köklü değişikliklerin yaşanmasına yol açabilir.

Toplumsal Değişimler
Dini normların belirleyici hale gelmesi, bireylerin yaşam tarzlarını ve sosyal ilişkilerini etkileyebilir.
Özellikle kadın hakları açısından İslam hukukunun getirdiği düzenlemeler, miras ve boşanma konularında önemli dönüşümlere neden olabilir.

Ceza Hukuku ve Yaptırımlar
İslam hukukunun uygulanış biçimi, modern hukuk sistemlerinden farklıdır.
Hırsızlık gibi suçlar için öngörülen ağır cezalar, toplumun ahlaki standartlarına göre farklı şekillerde uygulanabilir.
Bu da ceza adalet sistemini etkileyecektir.
Lakin; İslam hukukunda devlete karsı işlenen suçlarda devlet mesul iken, bireysel suçlarda tarafların ikna, memnun veya rızası önemsenmektedir.
İslam hukuk sisteminde, mağdur olan vatandaş kayırılırken,
Günümüz ceza sistemi, tamamıyla suçlunun lehine işlemektedir.

Ekonomi ve Ticaret
Faiz (riba) yasağının, bankacılık ve finans sisteminde yaratacağı değişiklikler göz ardı edilmemelidir.
İslami finansal ürünler ve kar-zarar ortaklıkları ön plana çıkarken, toplumsal yardımlaşma sistemleri de pozitif olarak etkilenebilir.

Din ve Devlet İlişkisi
Dini otoriteler ile devlet arasındaki ilişki, İslam hukukunun hâkim olduğu bir toplumda daha belirgin hale gelebilir.
Bu durum, dini liderlerin karar alma süreçlerine etkisini artırabilir.

Toplumsal Çeşitlilik ve İnsan Hakları
Farklı dini inançların mensuplarının hakları, İslam hukukunun yorumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Ancak İslam öğretileri, belirli hakların tanınmasını öngörebilir.

Eğitim ve Bilim
Eğitim sistemlerinde dini öğretilerin daha fazla öne çıkması beklenmektedir.
Modern bilimsel araştırmalar da, İslam hukukunun perspektifinden şekillendirilebilir.

Uluslararası İlişkiler
İslam hukukunun geçerli olduğu ülkelerin, seküler devletlerle olan ilişkilerinde zorluklar yaşayabileceği öngörülmektedir.
Modern hukuk ile İslam hukuku arasındaki temel farklılıklar, diplomatik sorunları da beraberinde getirebilir.
Bu farklılıklar belki de insanlığa yeni bir soluk almaya vesile olabilir.
İslam hukukunun hâkim olduğu bir toplum, dini kuralların toplumsal hayatta daha etkili olduğu bir yapıya kavuşur.
Ancak bu dönüşüm, toplumun tarihsel ve kültürel dinamiklerine, İslam hukukunun ne ölçüde katı bir biçimde uygulanacağına bağlı olarak farklılık gösterebilir.
Toplumların, bu değişimler karşısında nasıl bir yol izleyeceği, geleceğin toplumsal yapısını şekillendirecektir.
Toplum dinamiklerimiz, akademisyenler, kanaat önderleri, akil insanlarımızın almaları gereken cesur inisiyatif, halkımızın yaşam algısına uzak gibi duran İslam hukuku sistemine alışması ve adaptasyonunun kısa sürede gerçekleşmesine vesile olabilir.
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’hak olandan korkmadığımızda’’