Bize ne oluyor böyle;
Gün geçmiyor ki, gazete sütunlarına darp, yaralama, cinayet, intihar haberlerine rastlamayalım.
Tevazuunun şehri Sakarya, biranda birbirine nefret kusan, saldıran, şiddet uygulayan insanların yaşadığı bir şehre nasıl dönüştü?
Bize ne oluyor böyle?
Bu şehir neden yaşamak için güven vermiyor?
Eften püften sebeplerden trafikte birbirini öldürme pahasına kavga edenler mi dersin, öfke patlamasıyla sağa sola saldıran racon kesenler mi dersiniz..!
Herkesin öfke katsayısı sınırsız,
Tahammül sıfır,
Anlayış, hak getire.
Özenti içerisindeki ergenlerin büyük tanımaz halleri, hiçte bu şehrin insanına yakışan bir tavır değildir.
Ebeveynler bizlere çok fazla sorumluluk düşüyor.
Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız.!
Bu kadar başıboş nesil, patlamaya hazır mayın misali birilerine musallat oluyor, yetmiyor şehrin suç oranının artmasına da katkı sağlıyor.
Güvenlik güçlerimiz polis/jandarma gece gündüz mesai harcıyor, emek veriyor lakin yetersiz.!
Maalesef her bir ergenin başına bir güvenlik gücü dikemeyiz ki.
biz ebeveynler sorumluluklarımızın bir an önce farkına varmalıyız.
Bizim adımıza, güvenlik güçlerinin evlatlarımızı terbiye etmesini beklemek, akıl noksanlığından başka bir şey değildir.
Siz siz olun evlatlarınıza sahip cıkın.
Akşamları evlatlarınızı sokağa salmayın, uyuşturucu satıcılarının avı olmaktan çocuklarınızı koruyun.
Çok rahat bir şekilde, bizim vergilerimizle alınıp halkın hizmetine sunulan kent mobilyalarına zarar veren, yerlere, park alanlarına çöp atan bu çocukları aileleri  olarak tedavi etmeliyiz.
Bu çocuklar bizim kadim kültürümüzün ürünü değiller.
Bu tip çocuklar ne bize, nede bu ülkeye yakışmıyor.
Lütfen, gelecekte ciğeriniz yansın istemiyorsanız bugün çocuklarınıza acele sahip olunuz.!
Aile gecesi düzenlemeliyiz;
Haftanın bir gecesi, aile gecesi, adına her ne derseniz deyin bir arada ortak kararların alındığı, fikrine müracaat edildiği, sorunların ve isteklerin dinlenildiği bir gece tanzim edip,
Evlatlarımızın değerli olduğunu hissettireceğiniz faaliyetler geliştirin.
Çocuklarınıza değerli olduğunu hissetiriniz.
Aksi takdirde, ruhsuz, sevgisiz, bencil, milletin başına bela çocuklar yetiştiriyoruz, bu sonucu ne evlatlarımız, ne biz, nede bu kadim şehir hak etmiyor.
Okul önlerine kadar getirilmiş uyuşturucudan, şiddetten evlatlarımızı güçlü aile bağlarıyla kurtarabiliriz.
Benim çocuğum çok iyi demek kolaycılığından bir an önce kurtulup, kötü diye tabir ettiğimiz çocuk ya benim çocuğumsa diye düşünmeye başlasak iyi olur diye düşünüyorum.
Hep suçlu başkası, iyi olan biz olamayız..!
Otokontrol şart..!
Elbette güvenlik güçleri olağan çalışmalarına devam edecektir,
Lakin;
Biz ebeveynler güvenlik güçlerinden katbekat daha duyarlı ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz.
Gözümüzün nuru evlatlarımız heba oluyor, lütfen bu durumun farkına varalım.
Ahlaki hassasiyetleri unutmadan, maneviyat öğretmeye ihtiyacımız olan bir devirdeyiz, ruhsuz, yaradılış gayesini göz ardı eden bir nesil, şehrin ve ülkenin mahvolmasına sebep olacaktır.
Bizim şehrimiz, komşusuna yardım eden, bila bedel işlerini gören bir medeniyetin namzet temsilcisi iken,
Her şeye madde ölçeğinde bakan, çıkarların tüm değerlerin önüne geçtiği bir duruma evirilmesi, inanın bizim şehrimizin temsili olmasa gerek.
Yorulmuşa yardım eden, aman dileyene sırt çevirmeyen,
Mazluma sahip çıkan şehrin adıdır Sakarya.!
Baktığımızda çok fazla etnik kökene sahibiz, Karadenizliden, Kürtünden, Arnavut’una, Bulgar macırından, Yunan macırına, Bosnalısına, Gürcüsünden, Makedon’una Romanından, Çerkez’ine, Ahbazına, Manavına tüm etnik gurupların kardeş hane yaşadığı huzur coğrafyasını kimsenin lekelemeye hakkı yoktur.
Bu şehirde yaşayan tüm vatandaşlara büyük sorumluluklar düşmektedir.
Şehir bizim, sokaklar bizim..!
Bu yazı hiçbir siyasi kaygı taşımadan, sadece kent aidiyeti oluşması adına kaleme alınmıştır.
Kalın sağlıcakla, Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’yaşadığımız şehrin kaderimiz olduğunu anladığımızda’’