Devlet Bahçeli, Türkiye'nin siyasi gündeminde önemli bir rol oynamakta ve son dönemdeki açıklamalarıyla dikkat çekici mesajlar vermektedir.
22 Ekim 2024 tarihinde yaptığı açıklamada, PKK lideri Abdullah Öcalan'a çağrıda bulunarak, "umut hakkı" çerçevesinde Meclis'te konuşmasını istedi.
Bu çağrının, terörün sona ermesi ve PKK'nın lağvedilmesi koşuluyla mümkün olabileceğini vurgulamıştır.
Bahçeli'nin bu yüz yüze görüşme önerisi, önemli bir siyasi temele işaret etmekte ve bazı siyasiler tarafından "milat" olarak değerlendirilmektedir.

Ancak durumun karmaşık olduğunu siyasetle uğraşanlar yakından bilmektedirler. “Devlet bu devlet, gün gelir beslediği atı nallamasını da, gün gelir yemlemesini de bilir.”
 İfadesi, durumu derinlemesine analiz etmemiz gerektiğini göstermektedir.
Unutmayalım ki, Öcalan’ı paket şeklinde teslim eden güç, Fötö’yü o gün Abd’ye çekerken, dün Fetö ölmüştür.
Bugün ise aynı güç, Öcalan’ı devreye sokmayı düşündüğünde Türk Devleti "Hoop" dedi. Madem yıllardır ben besledim, şimdi kullanma sırası bende, diyor olabilir mi?

Yoksa Devlet Bahçeli’nin bir oyun kurmakta olduğu, PKK'yı Kandil ve Amerika'nın elinden almak için bir strateji benimsediği düşünülür mü?
Sabırlı olup süreci dikkatle takip etmek şu an için en mantıklı yaklaşım gibi görünmekte.
Bu düzlemde, Bahçeli’yi anlamaya çalışmak önemlidir.

Bahçeli’nin yürüttüğü süreç, bazı yorumcular tarafından bir "devlet politikası" olarak ele alınmakta ve bu süreçte ikna edici adımların atıldığı öne sürülmektedir.
Sosyopolitik uzmanlar, Bahçeli'nin son üç haftadır yürüttüğü süreçlerin sistematik ve planlı olduğu konusunda görüş birliği içerisinde olmakla birlikte, biz bu görüşe katılmıyoruz.
Bu bağlamda, çözüm sürecine dair sinyallerin verilmekte olduğu dikkat çekmektedir.
Biz bu süreci fazlasıyla önemsiyor, bin yıllık geçmişimiz olan Kürtlerle neden kavgalı ola lalım, süreç maalesef her iki tarafı da yeterince yıpratmadı mı? Diye sormak istiyorum.
Elbette, hain ve Devletimize ihanet etmişleri gerekli sonla buluşturmalıyız.

Bazı siyasi analistler, Bahçeli'nin açıklamalarını müzakerelere zemin hazırlamak amacıyla yapılan hesaplı eylemler olarak nitelendirirken, diğerleri bu durumun arkasındaki nedenler üzerinde spekülasyonlar yürütmektedir.
Bahçeli'nin çağrısının sonuçları üzerinde siyasi kulislerde çeşitli tartışmalar yapılmakta ve bu gelişmelerin ilerleyen süreçte nasıl bir etki yaratacağı merakla beklenmektedir.

Sonuç olarak, Devlet Bahçeli'nin bu süreçteki açıklamaları, hem MHP'yi hem de Cumhur İttifakı'nı etkileyen dinamik bir gelişim sürecine işaret ediyor.
Bahçeli’nin siyasetteki bu yönelimi, muhalefet partileri tarafından temkinli bir şekilde izleniyor ve bu süreçte elde edilecek sonuçların, gelecekteki siyasi dengeleri nasıl etkileyeceği üzerine değerlendirmeler sürmektedir.
Bu ülkedeki muktedirler ne zaman kardeşlikten söz etmeye başlasalar,
Hemen iç kargaşa devreye sokulup, bir yerler bombalanıyor.
Masum canlar Şehit ediliyor.
Bu meselede de aynısı olmadı mı?
Tusaş tesislerine yapılan hain saldırı ve Şehit edilen vatandaşlarımıza Allah Rahmet Eylesin.
Savaştan ve kargaşadan beslenenlerin, maalesef  ’’Türk Yüzyılı’’ diye bir hayali olmadığını bu hain saldırı vesilesiyle, bir kez daha görmüş olduk.
Devlet Bahçeli gibi bir devlet adamını hala anlamadıysak, bu saatten sonra emin olunuz anlatılacak çok fazla bir söz bulamıyorum.
Yaşı yetmişleri geçmiş, ömrünü ülkesinin refahına adamış, derdi sadece tam bağımsız Türkiye olan bir lidere ölmeden değerini hissettirmek,
Kendini milli ve yerli tanımlayan tüm kesimlerin vefa borcudur.!
Sosyal medya üzerinden yapılan nesep algıları, alçaklığın ve çukur düşüncelerin en pespaye ruh tezahürüdür.
Unutulmamalıdır ki;
Bu coğrafya kendini ’’ne mutlu Türküm diyene’’ diyen bir ülküyle kuruldu.
Mikro milliyet, bizlerin bir birini tanıması için olmazsa olamazımızdır, üstünlük veya aşağılama sebebimiz değildir, yok sayılamaz ötelenemez..!
Üstünlük meselesi de değildir.
Bu vesileyle,
Bu gün Cumhuriyetimizin ilanının 101. yaşını kutlayacak olmamızın
Verdiği öz güvenle, daha barışçı, kavgasız, yaşayacak olduğumuz asude yıllara erişmek dileğiyle...
Selam ve Dua Ederim
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’uzatılan zeytin dalını kırmadığımızda’’