Dünya Müslümanları aşılmaz bir paradoks içinde debelenip duruyor, bu gidişat neredir?
Mevcut devlet işletim sistemleri Dünya halklarına yeterli gelmiyor..!
Aksini iddia edenler beri gelsin.
Şayet, Dünya devlet işletim sistemleri adil ve insanca olsa idi bu kadar ülke şuan savaşta bu savaşların sebebi sizce sadece ekonomik çıkar mı?
Petrol mü?, gaz mı?
Yoksa mevcut coğrafyaları genişletme kaygısı mı?
Bence hiç biri..!
Son din Müslümanlığın yeterince anlaşılmaması, Müslümanım diyen ülkelerin şeklen Müslüman gibi yaşamaya devam etmeleri.
Belki de asıl sorun;
Müslüman ülkelerinin, dini kendi lükslerine feda eden düzlemden beslenir olmaları olmasın?

Müslüman Devletler, İslam Anayasasını Benimsemelidirler..!

Kendini Müslüman diye tanımlayan ülkeler, acilen ikircikli tavırlardan vaz geçmeli,
Allah’ın anayasasını temel esas olarak belirlemelidir.
Muhafazakârlık aldatmacasıyla toplumu afyonlamanın bir âlemi de yoktur.
Müslümanın muhafazakarı olmaz..!
Olursa Hristiyan’ın muhafazakarı olur..!
İslam devleti ile muhafazakârlık kavramları arasındaki ilişki karmaşık ve çok boyutludur.
İslam devleti, İslam hukuku ve ilkeleri temelinde yönetilen bir devleti ifade ederken; muhafazakârlık, genel anlamda geleneksel değerlere, aile yapısına ve toplumsal normlara bağlı kalmayı ve değişime karşı temkinli olmayı savunan bir düşünce sistemidir.

İslam devleti fikri, genellikle dinin toplumsal hayatta ve politikada merkezi bir rol oynamasını gerektirir.
Bu, halkın, yönetimin ve yasaların İslami değerlere uygun bir şekilde düzenlenmesi anlamına gelir.
Ülke olarak buna her zamankinden çok fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz.
Aksi devam ederse, yakında toplumsal cinnet halimiz tamiri mümkün olmayan iç kargaşalara düşme riskini barındırmakta.

Muhafazakârlık ise sadece din ile sınırlı kalmayıp, kültürel ve sosyolojik bağlamda da bir yaklaşımı temsil eder.
Birçok ülkede muhafazakâr hareketler, İslam değerlerini destekleyebilir, ancak bu, tüm muhafazakârların İslami bir devleti savunduğu anlamına gelmez.
Bu gün ülkemiz ve coğrafyamızda kendini Müslüman diye tanımlayan ülkelerde olduğu gibi.!
Örneğin, İslam’ı re fere ederek halkların, eğitimsiz, cahil bırakıldığı, adalet ve eşitlik kavramlarının işletilir gibi gösterilip,
Din soslu söylemlerle, halkların fakirleştirildiği, güçlünün her daim haklı çıktığı,
Fakir, fukaranın ezildikçe ezildiği, ötekileştirildiği, aşağılandığı böylesine sistemleri,
Ne coğrafyamızdaki Müslümanlar, ne biz, nede Dünya halkları asla hak etmemektedir.
Bu yazdıklarım, analizlerim çok sırıtır gibi gözükebilir, ama insafla düşünüldüğünde söylem ve analizlerimin insan ve hakikat ölçüsünde olduğunu herkes anlayacaktır.
Özetle ön yargısızca anlamaya, idrak etmeye çalışırsak, ülkemiz ve coğrafyamız daha yaşanır bir hal alacağından hep beraber emin olabilirsiniz.
Kabalist ve Allah tanımazların kurduğu izimlerin Dünyamıza bela ettiklerini çıplak gözle görebiliyoruz.
İbret almak ve yaradılış ayarlarımıza dönmek için ne bekliyoruz?
Yoksa sokakta insanlar aleni bir birini boğazlayacak, bir tarafta zevki sefada insanlar, diğer tarafta kuru ekmeğe muhtaç bir topluluk mu hayalimiz?
Bu gidişat hayra alamet değil.!
Sonuç olarak, İslam devleti ve muhafazakârlık bazı unsurlarda örtüşse de, birbirinden farklı kavramlardır.
İslam devleti kurma çalışmaları, özellikle bazı Müslüman topluluklar arasında tartışmalı bir konu olmaya devam etmektedir.

Bu bağlamda, her iki kavram da toplumsal, tarihi ve kültürel dinamiklerle şekillenmektedir.
Bu tartışmalı durumu bizler soyutlaştırıp aktif hale getirebiliriz.
En azından bunun için caba göstermeliyiz.

Neden İslami yönetim olmalı;

İktisat, ekonomi birimler arası bağlantı, adalet yapısı, globalleşme ve şirketleşme nasıl olacak.
Mesela kadılar mevhumu nasıl terapi edilecek, rüşvet toplumsal çöküş nasıl önlenecek?
Cihad nedir, kapitalistin kralı olmuş sözde islamcılar da yok oldular!

İslam Devleti kimle kurulacak adam mı kaldı sorularının cevaplarının hepten yok olduğu bu zamanda,

Yaşlandığımızda torunlarımıza ve kendimize anlatacak hikâyelerimiz olmalı.
Hikaye oluşturmak için mücadeleye ben varım, ya siz.?
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
‘’Müslümanca yaşamaya başladığımızda’’