7.10.2024

Hasan Nasrallah'ın öldürülmesi, Orta Doğu'daki mezhepsel gerilimleri yeniden alevlendirmiştir ve bu durum, Şii ve Sünni toplulukları arasındaki ilişkilere de yansımaktadır.

 Nasrallah, 27 Eylül 2024'te katil İsrail'in düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybetmiş. 

Bu saldırıda Nasrallah ile birlikte, Hizbullah’ın diğer 20 üst düzey üyesi de ölmüştür. Ölümü, özellikle İran'da ulusal yas ilan edilmesine neden olmuş ve İran'ın dini lideri Ali Hamaney, bu olayın "intikam sız bırakılmayacağını" belirtmiş.

Her ne kadar acem palavralarına alışık olsak da, gün mezhepsel zıtlıklardan ziyade, İslam kardeşliğini tesis etmekten geçmektedir. 
Aslında uzlaşamayacağımız bir zemin yok,

Biz Sünni, Şii kavgası ederken, katil İsrail arzu mevut projesini adım adım uygulamaya çalışıyor.
İnançsal farklılıklardan bir an önce vaz geçmeliyiz.

Aslında temelde çokta fazla farkımız olmayan mezhepsel ve inançsal farklılıklarımızı incelediğimizde, uzlaşamayacağımız sorun olmadığını hep beraber görebiliriz.
 
Sünnilik ve Alevilik, İnançlar ve Uygulamalar Arasındaki Farklar

Din, tarih boyunca insan toplumlarını şekillendiren en önemli unsurlardan biri olmuştur. 

İslam, dünya genelinde en fazla takipçisi olan dinlerden biridir ve bu dinin içerisindeki farklı yorumlar, çeşitli mezheplerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 
Sünnilik ve Alevilik, İslam'ın iki ana yorumu olarak öne çıkmakta ve farklı inançlar, ibadet şekilleri ve sosyal pratikler içermektedir.
 

Sünnilik
Sünnilik, İslam’ın en büyük mezhebi olup, Müslümanların yaklaşık %85’ini oluşturmaktadır. 
Sünniler, Hz. Muhammed'in vefatından sonra, liderlik konusunun nasıl belirlenmesi gerektiği konusunda ortaya çıkan tartışmalardan doğmuştur. 
Sünnilik, özellikle dört büyük fıkhi ekol (Hanefilik, Şafilik, Maliklik, Hanbeli) üzerinden şekillenmiştir. 
Sünnilere göre, İslam toplumu, Hz. Muhammed’in vefatından sonra en iyi, toplumun genel rızasıyla seçilen liderler (halifeler) tarafından yönetilmelidir.

Sünni inancı, Kuran'ı ve hadisleri (Hz. Muhammed'in sözleri ve uygulamaları) temel alarak şekillenir. İblis (şeytan) ve Allah inancı gibi temel inançlar kabul edilir. 
Ayrıca, Sünni Müslümanlar, paylaşım ve dayanışma amacıyla cami merkezli topluluk aktivitelerine büyük önem verirler.

Alevilik
Alevilik ise, Türk ve İslam kültürünün içinde yer alan, derin bir tarih ve felsefi içeriğe sahip bir inanç sistemidir. 
Aleviler, Hz. Ali ve onun soyundan gelen On İki İmamların önemli bir rol oynadığına inanırlar. 
Bu inanç, araştırılan pek çok tarihsel ve kültürel unsurlar içermekte ve ritüelleri, belirleyici ögeleri arasında yer almaktadır.

Alevilik, Sünnilikten farklı olarak; liderlik konusunda, bir dini otoritenin (dede veya pir) varlığını vurgular. 
Cem adı verilen toplu ibadet ve ritüeller, Alevi topluluğu için oldukça merkezi bir yere sahiptir. 
Sembolik öğeler, müzik, semah ve sözlü gelenekler Aleviliğin zengin kültürel katmanlarını oluşturur.

Aleviler için ahlaki değer, insan odaklılık ve sosyal adalet büyük önem taşır. Bu inanç sisteminde, bireylerin içsel sorgulamaları ve kişisel deneyimleri ön plandadır.

Farklılıklar ve Ortak Noktalar
Sünnilik ve Alevilik arasındaki en belirgin farklılık, liderlik anlayışıdır. 
Sünniler, yöneticiliğin seçilmesi gerektiğine inanırken, Aleviler, dini liderlerin manevi bir dönüşüm ve yetenekle belirlenmesi gerektiğini savunurlar. 
Ayrıca, ibadet şekilleri ve ritüellerde de farklılıklar görülmektedir; Sünniler genellikle namaz, oruç gibi ibadetlere odaklanırken, Aleviler cem törenlerine önem verirler.

Ortak noktalar ise, Kuran’a olan inanç, peygamberlerin kabulü ve temel İslam ahlakı ve değerleridir. 
Her iki inanç grubu da, toplumsal dayanışma ve adalet arayışını önemsemektedir.
Sünnilik ve Alevilik, İslam’ın zengin çeşitliliğini yansıtan iki önemli yorumu temsil etmektedir. 
Bu iki inanç modelinin farklılıkları, tarihsel, kültürel ve sosyal bağlamlarda şekillenmiş olup, her biri kendi içinde derin bir felsefi ve dini anlayış barındırmaktadır. 
Farklı inanç sistemlerinin bir arada yaşaması, sosyal barış ve kültürel zenginlik açısından önemli bir avantaj sağlamaktadır. 
Dini hoşgörü, farklılıkları anlamak ve kabul etmek, bu iki grubu bir arada tutan unsurlardan biridir. 
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’Yaratanın Tüm İnanların Yaratanı Olduğunu Anladığımızda’’