Kurbanın tarihi insanlığın tarihiyle eş değerdir. Âdemoğullarından bize kalan acı ve tatlı iki hatıradan biri kurbandır. Kurban kıskançlığı, kardeşi kardeşe öldürtmeye sebep olmuştur. Kurban kardeşlik ve insanlık hukukunu sorgulamaya vesile olmalıdır. O dönemde iki kan akmıştır. Biri kurbanın kanı, diğeri ise öldürülen kardeşin kanıdır. Kurbanın hakikatini anlamayan kişi, kardeşinin katili olmuştur.
Kurbanın günaha karşı siper olması gereken şuurunu maalesef kaybediyoruz. Kurban ibadeti, ahiret inancının bir anlamıyla sigortasıdır. Bu sebepledir ki kurban dini anlama ve dindeki hedefleri bize hatırlatan bir ibadettir. Bir yönüyle can vermek, diğer yönüyle bayram yapmaktayız. Tıpkı insanın değer verdiği manevi esaslar için şehadeti gibidir. Şehadet ölüm olarak gözükse de kitabımız onlar diridir fakat siz bilmezsiniz buyurur.
Kurban sadece onu eda edenlerin gıdası ve sevabı değildir. Yemek ve yedirmek ortak görevimizdir. Tüm bu ibadetler ise Allah’ı tekbir etmeye vesiledir. Ve hidayetin şükre açılan kapısıdır. Kurban ihsan ve saygı esasına dayanmaktadır. Şeâire saygı dindar kalbin hedefidir. Kendisine teslimiyet istenen ilahın kabulü ve itirafıdır. Müşriklik ve münafıklık inancı üzere kurban kesmenin hiçbir anlamı ve sevabı yoktur.
“Allah takva sahiplerinin kurbanını kabul eder” ilahi beyanınca varlığın temeline takvayı yerleştirmek gerekir. Kurban da üç önemli esas vardır. Birincisi mü’min şahsiyet, ikincisi kazanç ve gelir düzeyi, üçüncüsü ise kurban edilecek hayvandır. Bunların her birinin takvasını bilmek kurbana verilen değeri öğretmektedir.
Takva sahiplerine hidayet sebebi olan kitabımız birçok ayette takva sahiplerini övmekte ve müjdelemektedir. Takva şirkten, nifaktan, günahtan ve gafletten korunmaktır. Hayvanlar bizi kurban etmiyor, biz onları kurban ediyoruz. Bu sebepledir ki önce insanın kendisine önem vererek şahsiyetini takva ve fücur denkleminde sorgulaması gerekir. Takva yoksa insan hangi hayvanı kurban ederse etsin sonuç alamayacaktır. Boşuna yorgunluk olacaktır. Dinimiz takva sahiplerinin özelliklerini geniş bir şekilde anlatmaktadır. Mesele faizden kaçınan, varlıkta ve darlıkta infak eden, öfkesini yutan ve insanları affedendir. Ayrıca günah işlemişse dahi vakit kaybetmeden tevbe edenlerde takva ehli oldukları üçüncü surede anlatılmaktadır. Netice itibarıyla evvelen şahsiyetimizi takva ile bezemeli ve “takva sahiplerine önder olmayı” duamız olarak unutmamalıyız.
İkinci olarak ibadete vesile olacak kazancımızın helal olması da takva konusuna dâhildir. İhtiyaçlarımızı karşıladığımız kazanç ve servetin helal ve temiz olması üzerine olan gayretimiz kurbanımızın kabulüne vesiledir. Allah haram olanı kabul etmez. Zira haram sadaka olarak verilse bile ancak bizi cehenneme sürükler.
Son olarak sıra kurbanlık hayvana gelmektedir. Kurban dilecek hayvanların bazı özelliklere sahip olması gerekir. Cinsi, yaşı, sağlığı gibi hususlar önem arz etmektedir. Bazı kişiler ise en son konuşulması gereken hususu öncelikle konuşmaktadır. Kurbanın maddi değeri, kilosu, ve benzeri hususlardan önce kendimizin takvası, kazancımızın takvası ve son olarak kurbanlığın takvası üzerinde düşünmek gerekir.
Bu duygularla bizleri takvaya eriştiren Kurban bayramımız mübarek olsun.