İnsanlık tarihi süresince bireysel ve toplumsal düzeyde farklı boyutlarda görülen şiddet, kimi zaman fiziksel kimi zaman da psikolojik düzeyde kendisini gösteren, ne yazık ki sıklıkla karşılaştığımız bir durum.

                Kadınlar çoğu zaman, şiddetin yaratmış olduğu fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik olumsuz koşullarla karşı karşıya kalmaktalar.

                Kadına yönelik şiddet tüm Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de çözülmesi gereken önemli toplumsal sorunların arasındadır.

                Bugün hemen hemen her toplumda mücadele edilen sosyal sorunların başında yer alır.

                Kadının uğradığı şiddete katlanmasının nedenlerinden biri; kadının şiddet gördüğü ortamını terk ettiğinde gidecek alternatif bir yerinin olmaması gösterilmektedir.

                Şiddet gören kadının barınabileceği bir yer olduğu bilgisi, şiddete sessiz kalmasını ve boyun eğmesini engelleyecektir.

                Kadın konukevlerinin varlığı bu açıdan son derece önemli görev yüklenmektedir. 

                Her üç kadından birinin hayatı boyunca en az bir kere şiddete uğradığı verisi dikkate alınırsa, konuk evlerinin açılması, var olanlarında hizmet kalitesinin arttırılması son derece önemlidir.

                Ne yazık ki ülkemizde olduğu gibi şehrimizde de kadın konukevlerinin hem sayısal hem de işlevsel olarak yetersiz olduğu bilinmektedir.

                2005 yılında kadına yönelik şiddetle mücadelede, bir yerel yönetim birimi olan belediyelerin; 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 14. Maddesinin “a” fıkrasına göre; “Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler, kadınlar ve çocuklar için konukevleri açmak zorundadır.

                Diğer belediyeler de mali durumları ve hizmet önceliklerini değerlendirerek kadınlar ve çocuklar için konukevleri açabilirler” kanunu oluşturulmuştur.

                Büyükşehir belediyeleri ve nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyelerin konukevi açma hususunda “takdir yetkisi” yoktur. Takdir yetkisi olmamasına rağmen hizmetin yerine getirilmemesi (kasıt, kusur ve ihmal nedeniyle) kamu zararına da sebep olmaktalar.

                Kadın konukevinin olmadığı çevrelerde ya da yetersiz kalındığı durumlarda, kısa vadede barınma ihtiyacı gerekirse özel hukuk kişisi tarafından işletilen bir yerde giderilebilecek ve masrafları merkezi yönetimce ödenecek diye tarif edilmekte.

                Özellikle son yıllarda kadına şiddetinde artış varken, belediyelerin kanuni zorunluluk arz eden hizmeti sunmaması, kadına şiddetle mücadelede kurumsal yapının gün geçtikçe güç kaybetmesine neden olmaktadır.

                Kadına şiddete ilişkin genel değerlendirme ve tespit bu durumda iken bizdeki duruma göz atmalı; 2023 Nüfus verilerine göre Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Adapazarı Belediyesi ve Serdivan Belediyesi Kadın Konukevi (takdir yetkisine bırakılmadan) yapmak zorundalar.

                Ayrıca 2022 Nisan ayında İçişleri Bakanlığı da kadın konukevi açma zorunluluğu bulunup, henüz bu konuda çalışması olmadığı tespit edilen Belediyelerin 2022 yılın sonuna kadar kadın konukevlerini hizmete açması yönünde talimatı olmasına karşın!  

                Adapazarı Belediyesi 7 yıl gecikmeli olarak, 2022 faaliyet raporunda kadın konukevi planlamış, proje aşamasında olduğu belirtilmiş. 2023 faaliyet raporunda ise yeni bir alan çalışması yapılarak projenin revize edileceği belirtilmiştir.

                Henüz kadın konukevi bulunmamakta…

                Serdivan Belediyesi de benzeri durumda, kadın konukevi bulunmamakta…

                Akyazı, Hendek ve Ereneler ilçelerimizin nüfusu 100.00’e yaklaşmıştır, bu konuda bir projelerinin olmaması da dikkat çekici eksiklik.

                Sonuç olarak toplumsal yaşam karşısında bir şekilde direncini yitirmiş, şiddete maruz kalan kadınlarımıza ve çocuklarımıza gerekli desteği sağlamak, belediyelerimizin önceliklerinden olmamış, sorumluluklarını yerine getirmemişler.

                Başta Sakarya Büyükşehir Belediye olmak üzere yasal zorunluluğun yerine getirilmesi kaçınılmaz olduğu gibi, şartlara haiz olmasa da kademe belediyelere öncülük yapmalı.

                İhmal edilmiş, yok sayılmış toplumsal öneme haiz sorunun çözümüne süratlen katkı sunmalılar.