Bugün biraz ezber bozalım,

Hatta İsmet Özel’in dediği gibi “Kafa karışıklığı iyidir, insan bir kafası olduğunu anlar” sözünden yola çıkarak kafaları biraz karıştıralım.

Tarihi karıştırdıkça ve bize dayatılanlarla değil, gelişen teknolojiyle birlikte GERÇEĞE ulaşmanın türlü türlü yollarını bulmak ve 90 yıldır örülen resmi tarih ideoloji duvarlarını ve dayatmasını yıkmak zorunda olduğumuzu anlıyoruz.  

 Çünkü tarihi savaşı kazananlar yazar yazdırır, yazdıkları yalan tarihle kendilerini ve destekledikleri kişileri kahraman gibi gösterirken, gerçek kahramanları bize hain diye yutturuyordur.

Yalan ile kalsalar iyi, kurdukları sistemle yazdıkları yalan tarihin koruyucusu, yılmaz savunucusu, ideolojik hurafeler çöplüğüne dönmüş beyinler yetiştirmeye ve bu beyinlere hayâsızca işgallere devam ediyorlar.

Somut örneklerle başlayalım.

 

Mesela TV platformlarında en çok izlenilen belgeseller arasında yer alan ve dünya düzenini belirleyen 2. Dünya savaşının başrol oyuncusu Hitler ve Yahudilik meselesini deştikçe neler çıkıyor, neler!

Hitler’in babaannesinin Yahudi bir ailenin yanında çalışmak için başka bir şehre gitmesi hâdisesinin birçok kaynakta da yer alması dikkatinizi çekmiştir.

 O kaynağı yazan araştırmacılardan biri olan Langer, bu şehrin Viyana, Yahudi ailenin de Rotschildler olduğu iddiasına ulaşmış, bunu da olduğu gibi naklediyor. Hitlerin babasının o evde hizmetçi olan babaannesinin evin sahibiyle birlikte olmasından doğduğu birçok kaynakta yer almakta.

 

Haydaaaaa!!! Hitler Yahudi düşmanı değirmiydi ya?

Hadi biz devam edelim!!

Hitler’in, Ruslar Berlin’e yürürken alelacele nikâh kıyıp sonra birlikte intihar ettiği uzatmalı sevgilisi Eva Braun da Yahudi çıktı.

Buda mı gol değil hakim bey diyesim geldi!

Gollere devam edelim o zaman.

Haavara anlaşması diye bir şey duydunuz mu? İbranice bir kelime. Peki, ne demek? Nakil, transfer gibi manalara geliyor. Biz, nakil diyelim.

Buradaki nakilden kasıt hem insan hem de para nakli. 30 Ocak 1933’te iktidara gelen Hitler’in 25 Ağustos 1933’te Siyonistler ile yaptığı Heskem Haavara yani Nakil Anlaşması’nın nihayet bulması, Yahudi Telegrafik Ajansı’nın 10 Eylül 1939 tarihli bülteninde şöyle geçiyor:

“Yahudi mültecilerin sermayelerinin bir kısmını Reich'tan çekmelerine yardımcı olan Almanya-Filistin nakil anlaşmasını yürütmek için aracılık yapan Haavara Ajansı, bugün (8 Ekim 1939) varlığının lüzûmu ortadan kalktığı için faaliyetlerine son verdiğini duyurdu. Kasım 1933'te kurulan ajans, 30 Haziran 1939 itibariyle toplam 105 milyon mark (yaklaşık 35 milyon dolar) transfer gerçekleştirdi.”

 

 

Bakın burası çok önemli: Nazilerin Siyonizm düşmanı Avrupa Yahudilerini terörize etmesi neticesinde Filistin’e görülmemiş bir Yahudi akını başlıyor. Naziler iktidara gelene dek Filistin'deki Yahudi sayısı 174 bin 610 iken, 1936 yılında bu sayı iki mislini aşıp 384 bin 78 kişiye ulaşıyor. Siyonizm kısa sürede Yahudiler arasındaki azınlığın görüşü olmaktan çıkıp en güçlü Yahudi hareketine dönüşüyor. 15 yıl içinde İsrail devletini kuracak potansiyele erişiyor.

Yani Avrupa’daki Yahudileri İngiltere ve Amerika’ya kaçması ya da Avrupa’ya Alman korkusuyla yerleşmesini engelleyip tek yolun Filistin toprakları olması sağlanıyor olabilir mi?

Ne yani? Yahudiler bugün ki İsrail devletini kurmak için 45 milyon insanın ölmesine mi sebep oldu?

İsrail devletinin kurulmasını

 

1-Abdulhamitin yıkılması

2-Osmanlı’nın Güney cephesinin çökmesine (bu kısma değineceğiz)

3-İngiltere tarafından yerleştirilen orta Doğu liderlerine

4- 2. Dünya savaşına borçlu diyebiliriyiz.

Burada şu notu düşmeden yapamayacağım. Sançak düştüğü yerden kalkar yani Türklerin güçsüzleşmesi ile var olan bir İsrail , Türklerin yükselmesiyle yok olacak bir İsrail anlamını da taşıyor. Yani İsraillin sonunu yine bu toprakların evlatları getirecek.

 

 

1947 yılında Arap devletlerinin Yahudilere karşı yapılan savaşta yardım etmek istemeleri üzerine Filistin müftüsü şu cevabı veriyor:

 

“Hiç bir askeri yardim istemiyoruz siz bize sadece para ve silah yardımı yapın yeter” dediği halde Filistin halkı kendi başlarına yahudileri bozguna uğratmak ve bugün ki Haifa denen yerde bitirmek üzereyken liderleri İngilizler tarafından atanan 5 Arap ülkesi (Irak,Suriye, Suudi Arabistan,Mısır ,Ürdün) ordularıyla yardım ediyormuş gibi yapıp Filistin’e yapılacak müdahaleyi meşru hale getirmeleri ve Filistin’de yaşayan Yahudilere silah yardımının önünü açtıklarını anlatmayalım mı?

 Peki, bu siyonizmin demir yumruğu kim? 

 O zaman şu Amerika’yı da biraz anlatalım,

Mesela bize tarih kitaplarımız Amerika’yı 1.Dünya savaşında hiç anlatmadı. 14 Mayıs 1919’da İngiliz, Fransız, Amerikan ve Yunan donanmaları İzmir limanına girdiler.

Meşhur Amerikan Arizona zırhlısının ilk yurt dışı görevi İzmir in işgali görevidir.  Daha sonra bu gemiyi işgalin başladığı tarihte kaderin bir cilvesi olacak ki Pearl Harbor da Japonlar tarafından batırılışını göreceğiz. Bu bilgi ne ki. Yıllarca pusulası bozuk bir gemiyle Samsun’a giden Mustafa Kemali anlatırken aslında büyük bir harcırahla ve İngilizlerden aldığı izinle gittiğinden daha yeni haberimiz oluyor.

Kore’de savaşta Amerikalıların bizi nasıl sattığını, cephede Türk ordusunu nasıl tek başına bıraktığını, Türk tugayının üzerini çizip yok oldu deyip bizden nasıl ümitlerini kestiklerini, savaş sonunda “Şuan burada konuşuyorsam bunu Türklere borçluyuz” dedikten sonra nasıl kongrede Türklerin aleyhine konuştuklarını, tarih kitaplarında Türklere hiç yer vermediğini anlatalım mı anlatmayalım mı?

Amerikalılar şunun farkında Dünya üzerinde 192 devlet var bunlardan 42 tanesi Osmanlı’dan bahsetmezse tarihlerini yazamazlar.

Darbelerin arkasında hep Amerikalıların olduğunu, 1947 Ankara’yı işgal ettiklerini ve kendi eğitim sistemlerini empoze ettirip anlaşmalar imzaladığımızı da mı anlatmayalım?  Neredeyse bütün terör örgütlerinin ve başımıza gelen her suni olayın arkasında bu Amerika var. Nedenini yukarda yazdım. İsrail’in güvenliği Türkiye’nin istikrarsızlığından başlar.

Şimdi birazda güney cephesine değinelim.

İngilizlere en büyük direnişi yapan Aleksan paşa yani Ali ihsan paşa İngilizler tarafından Suriye dönüşü tutuklandı. Peki İsmet İnönü ve Suriye’de savaşan diğer paşaları neden tutuklamadı? Onlar da aynı cephede değil miydi gibi bir soru sorsam?

7.Ordunun aniden geri çekildi bunun sonucunda 4. Ve 8. Türk orduları bütün malzemeleri ile İngilizlere nasıl esir düştüğünü nasıl anlatmalı?

Maalesef içimizdeki yobazlar Türkiye’nin serv anlaşmasına göre işgal edildiğini söyleyecek kadar aptallar. Türkiye güney cephesinin düşmesiyle Mondros ateşkes anlaşmasına göre işgal edildi.

10 Nisan 1993 yılında milliyet gazetesinde duygu Asena anlatıyor İsmet İnönü amcam Vacid Asena’nın atını aldı kaçtı, amcam Vacid Asena esir düştü. İnönü’nün emir subayının yeğeni anlatıyor hani şu 1966 da yaptığı röportajda hiç mağlubiyetim yok diyen ismet.

Sadece yardımcısını değil şifre ve anahtarlarında bırakıp kaçıyor.

Bugün ki İsrail yâda Siyonizm kendi kuruluş hikayesi ve on a bu konuda yardım edenleri

Batı, tarihi, batı insanının üstünlüğünü ispat etmek için yazar. Bütün sosyoloji bir mistifikasyondan (şaşırtma, gizemli bir hava verme, aldatma) ibarettir der cemil Meriç.

Neredeyse her yazımda yetkililere sesleniyorum. İşgal edilmiş zihinlerle isgal kuvvetlerinin askerlerini biz kendimiz yetiştiriyoruz eğitim sistemimizle diye. Çünkü son 200 yıldır tarihi hep savaşı kazananlar yazdı ve savaşı kazananlar hiç bir zaman bize gerçekleri anlatmadı.