Adapazarı belediye meclis toplantısında Atatürk İlkokulunun yıkılıp otopark yapılmasıyla ilgili imar planı onaylanmış.
Bu husustaki tartışmalar sağlıklı yürütülemedi, belediye yetkilileri kendi görüşlerinde ısrarcı oldular.
Bölge sakinlerinin görüşünü alma ihtiyacı duymadan, her meselede sergilemiş oldukları tavrı, dayatmacı anlayışı bu sorunda da sergilemekteler.
Atatürk İlkokulunun yıkımına karşılık yıkılan askeri lojmanların bulunduğu(tümen arazisi) alanda iki okul yapılacağı, dolayısıyla ortada mağduriyetin olmayacağı görüşündeler.
Oysaki öncelikli problemin mevcut yapının yıkılarak yerine otopark yapılması.
Okulun yıkımına gerekçe, trafik yoğunluğu servis araçlarının bölgede oluşturduğu karmaşa ve bölge esnafının otopark ihtiyacı diye tarif ediliyor.
Atatürk ilkokulunun bulunduğu alana otopark yapmak demek mevcut trafik yoğunluğunun çok daha üzerine çıkmak demektir. Günün her saatinde daha fazla araç hareketinin önünün açılması demektir.
Tümen arazisinde inşaat planlamak her geçen gün yeşil alanların imara terkedilmesi şehir içinde nefes alacak alan yakın gelecekte bulunamayacağı demektir.
Oldu-bitti ye getirilerek bu denli şehrin geleceği adına önemli olan bir proje hayata geçirilemez.
Otopark sorununun çözüm adresi millet bahçesi diye adlandırılan eski stat arazisini de yer altı otoparkı yapılmasıdır.
Öncelik sırasına göre sorunları belirlemeli ve bunun üzerinden çözümleri planlamalı.
Bunun için şehrin eylem planına ihtiyacı var, kararlar akşamdan sabaha alınmamalı.
Beni asıl endişeye sevk eden, Atatürk İlkokulu yıkılacak ve yıkıldığınla kalacak.
Yıkıma karşılık ifade ettikleri gibi iki okul yapılamayacak.
Bunu yapabilecek güçte değiliz!
200 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi inşaatı yıllardır bitirilemedi, yakın gelecekte bitirilme ihtimalide yok.
Bir diğer örnek bin yataklı Devlet Hastanesi projesi her gün Ankara yollarını aşındırdı ilçe belediye başkanlarımız, tapu fotokopisini alan yollara düştü hastanenin kendi ilçesinde yapılması adına yoğun kulisler yaptılar, akıbet ortada ne yer var ne hastane ne de plan.
Adapazarı treninin merkez gara gelememesi, 4 adet hemzemin geçitlerle şehrin bölünmesi ve trafik yoğunluğunun bahane edilmesi.
Mevcut iktidar çözümün rayların yer altına alınmasını tarif etti ve sözü verdi. Sözün üzerinden yıllar geçti ne raylar yer altına alındı ne de tren merkez gara geldi.
Bahse konu projeler öncelikle ekonomik sıkıntılar ardından da takipsizlik gerekçesiyle sonuçlandırılamadı.
Mevcut örnekler gösteriyor ki, Atatürk İlkokulu yıkılır ve yıkıldığıyla kalır.
Henüz yıkım başlamadı içinde bulunduğunuz şartları göz önünde tutun ve yıkım kararından vazgeçin.
Kaldı ki böylesi şehrin geleceğine yön verecek proje yeni yönetimlere bırakılmalı.
Yerel seçimlere az bir süre kaldı aceleci davranmayın zamana bırakın!