Ada treni seferden kaldırılalı yıllar oldu…
Yeniden ve kaldığı yerden eskiden olduğu gibi merkez gardan kalkmasını bu ilde istemeyen tek kişi olmayacağı gibi, hasretle ve özlemle bu yanlış uygulamadan vazgeçilip trenin yeniden devreye girmesini bekleyenin, 7’den 70’e tüm şehir halkı olduğunun altını, dün olduğu gibi bugün bir daha çizmek isterim…
CHP Kadın Kollarının il adına hayati bir konuyu sahiplenip gündeme taşıması, eğer parti rozetleri ve bayrakları altında değil de salt halkın hislerine tercüman olan bütünlük içerisinde gerçekleştirilse idi, son derece geniş katılımlı ses getiren bir eyleme dönüşürdü, sanırım…
Trenin gelmesini her şeyden önce tıkanan İstanbul yolu nedeniyle isteyen bir anlayışla hareket edilse ve atılsa parti kimliği bir yana, netice çok daha tez elden elde edilebilir görüşü hakim kamuoyunda…
Buna katıldığımın altını çizmek isterim…
Yok böyle yapmayıp parti adına devam deniliyorsa, bilinsin ki halka kötülük yapılır ve gelecekse bile gelmez olur tren gara…
O zaman “Kara tren gelmez ola” türküleri söylenir dilden dile, gönülden gönüle…
Çünkü bu sorun yalnız CHP Kadın Kollarını değil, şehrin bütününü kapsıyor…
Ne demek istediğim anlaşılıyordur sanırım…
Eğer bu hayati konuda gerçek manada niyet bağcıyı dövmek yerine üzüm yemekse bundan sonraki eylemde siyasi yaftaların bir kenara atılması gerekir...
Yok biz partinin adına eyleme devam edeceğiz denilirse, o zaman da kendileri çalıp kendileri oynar ki bu da tren için yanıp tutuşan Sakarya halkına ihanet olur...
Sanırım eylemin CHP İl Kadın Kolları Başkanı Azize Çeroğlu bu fahiş hatadan döner, kazanır Hakk’ın ve halkın rızasını…
Aksi halde Bizim Bahçe’nin “Zakkumları” kalır elinde…