Geçmişten günümüze kargaşanın hiç eksik olmadığı bir coğrafyada yaşamaktayız.

Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimiz çeşitli darbelerle sekteye uğratılmış, fakir ve mazlum halk her defasında en olumsuz bedeli ödemeye mahkûm edilmiştir.

15 Temmuz’da ki ihanet, 251 kişinin hunharca, zalimce şehit edilmesi..!

Bu necip milletin dimağından silinmeyecektir.

Unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız..!

Çektiğimiz acılar taptaze, kahraman şehitlerimizin kanları henüz kurumadı.

Bu acıların ışığında hemhal olurken, durduk yere bir anda Türkiye gazetesi köşe yazarı Fuat Uğur kayda değer bir yazı kaleme aldı.

Yazıda özetle, bu hain yapının tekrar aktif olduğu, yargıda, siyasetteki destekçileri sayesinde yeni bir kalkışmanın eşiğinde olduklarına çeşitli örneklerle izah etmiş.

Manidar ve bir o kadar ilgi çekici bir makale olmuş.

Yazının en önemli kısımları ise;

ONLAR ÖĞRENCİ DEĞİL DARBECİ

 Öte yandan incelenmeyi gerektirecek denli tuhaf mahkeme kararlarıyla FETÖ’cüler sevindiriliyor.

Acaba takibe alınıyor mu?

Son olarak Hava Harp Okulu öğrencileri tahliye edildi.

Neymiş efendim, askerî öğrenciden darbeci olur muymuş!

Geçmişte oldu. Her darbeci (Talat Aydemir’i okuyun) askerî öğrencileri darbe girişimlerinde görevlendirdi. 15 Temmuz gecesi köprüye çıkan askerî öğrencilerin hepsi de darbeciydi.

Neymiş efendim, komutanları o gece için kendilerine “Askerî tatbikat var” demiş ve emir komuta zinciriymiş!..

Bu soytarılığı “sade vatandaşlar” bile deşifre ediyor artık.

Hava Harp Okulu (HvHO) öğrencisi mezun olana kadar gerçek mühimmatı ancak ve atış sahasında sayı ile alır, sayı ile kovan teslim eder. 

Şehir içi böyle bir tatbikat ya da olaya inanan bir HvHO öğrencisi FETÖ’cü değilse bile subay olamayacak kadar salak olduğu için zaten okuldan atılmalıdır...”

Yukarıdaki açıklama konu hakkında yeterince fikir veriyor da askerî öğrenci kılıklı Amerikan darbecilerini serbest bırakan yargı mensuplarına ne diyelim bilmiyorum... 
Diyor.

Bu hipotezlerin ışığında hareket etmek veya göz ardı etmek ne kadar akıllıca bir tavır olur, bunu siz okurların muhakemesine bırakıyorum.

Ekonomi olarak sıkıntılı günler yaşadığımız bu dönem, onlar için halkı galeyana getirmek, iç kargaşa için bulunmaz fırsat sunuyor.

Bu manada uyuyan hain hücrelere özellikle dikkat etmeliyiz.

Bunlar kamunun her kesiminde olabileceği gibi, siyasetinde her safhasında mevcut olma ihtimallerini göz ardı etmemeliyiz.

Elbette bu model hainlerin, iş dünyasında ve kamuda halka nüfuzda etkili olduğu gibi, her an aktif olup bağlı oldukları ağa babalarına hizmet etmeleri içten bile değildir.

Ekonomik sıkıntılar, ülke ortamının operasyon yapmak için uygunmuş gibi algılanmasına yol açmakta, bu durum hain yapı mensuplarına cesaret vermektedir.

Yüzüncü kuruluş yılımızı kutlamaya kısa bir süre kalmışken, tüm güçleriyle üzerimize geleceklerini biliyoruz.

Onlarda biliyor ki;

30 yıl sonra Amerikalı tarihçiler şöyle yazacak: 

"Erdoğan'a hiç bulaşmayacaktık"

Bizden çok korkuyorlar. Çünkü biz bir geldik mi 600 sene gitmiyoruz.

Gücümüz yetmez zannetmeyin, ne onlar Bizans’tan güçlü ne biz Alparslan’dan zayıfız!

Hatırlatmak isteriz ,

Dünya savaşmayı Türk’ten öğrendi! 

Tamda bu sebepten dolayı Türkiye’yi güçlü olsun istemiyorlar.

Yukarıda yazdıklarımızın, işaret ettiklerimizin dikkate alınmasını umut ediyor,

Başka bir vatanının Türk’e yurt olamayacağının altını kalın kalemle çizmek isterim.

Kahrolsun hainler, kahrolsun bu vatana ihanet edenler,

Kahrolsun bu ülkenin ekmeğini yiyip zalimce ihanet edenlere.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’Vatan toprağının kıymetini, kayıp etmeden anladığımızda’’