Sona doğru yaklaşılmakta, henüz şehirde tümden seçim havasından söz etmek pek de mümkün değil. Bir/iki ilçe için ise seçimin yoğun yaşandığı ve her bir yurttaşın sürece dahil olduğu söylenebilir.
Yurttaşın seçime ilgisizliğinin temel sebebi ekonomide yaşanılan zorluklar ve her geçen gün şiddetini arttıran kriz olsa gerek.
Günü nasıl geçireceği telaşında yurttaş…
Hele ki yaklaşmakta olan Ramazan ayı münasebetiyle gıda ürünlerinde ki artış. Öyle söylendiği gibi fırsatçı tüccar zamları değil, enflasyonun yarattığı ekonomik daralma ve buna bağlı fahiş zamlar, pahalılık.
Gıda ürünlerinde ki dışa bağlılık, ithalata dayalı yaşam. Dövizde yaşanılan artış doğal olarak gıda ürünlerine yansımakta. Nerede ise tüm gıda ürünleri ithalata dayalı…
2001 krizinden daha derin ve önüne geçilemez bir hal var ortada. Süslü ifadelerde ve hedefi şaşırtma çabası da fayda etmiyor.
Yurttaş kendi ekonomik mücadelesini veriyor, ne yaşadığını kendisi fazlasıyla biliyor. Siyasetçinin ne söylediğinin pek bir önemi yok. Onun içinde seçim havası bir türlü oluşamıyor.
Son yıllarda alışık olmadığımız bir seçim dönemi yaşanmakta.
Meseleyi AKP’li yıllar içerisinde sorgular isek farkı gözlemlemiş oluruz, seçim ve kampanya yoğunluğu, yönetme biçimi son derece başarılı olmuşladır. Buna birçok faktör etken olmuştur, en başta basın-yayın etkinliği örnek verilebilir.
Özellikle TRT’de sahip oldukları güç. Geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Özgür Özel TRT’ye ilişkin sayısal verileri açıkladı, sonuç son derece çarpıcı ve adalet ilkesinden uzak, yarışın eşit şartlarda yapılmadığının en küçük örneği;
01 OCAK 2024’den bugüne TRT’de yapılan yayınlarda AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan 2 bin 952 dakika, CHP Genel Başkanı Özgür Özel 43 dakika süre verildiğini açıkladı.
Bu tutum geçmiş seçimlerde sonuç veriyor, AKP seçim sürecini dilediği gibi yönetiyor ve gündem oluşturabiliyordu. Bugün ise yaşanılan ekonomik kriz sanırım yurttaşın önceliği oldu.
Ne söylenirse söylensin, hangi algı oluşturma çabası olursa olsun sonuç vermeyeceğe benziyor.
Gündem; üç öğün çay ve simit. Ekonominin temel kuralı haline geldi, üç çocuklu aile bu hesabı tutturabiliyorsa sorun yok.
Seçimin havasını simit tayin ediyor.
Emekliler yok sayılmış durumda simit hesabının dışındalar neyse ki aksi halde değil üç öğün tek öğün simit hesabını tutturamazlar.
Böylesi ağır ekonomik şartlar altında yaşanılan seçim bir türlüde havasını yakalayamadı.
Şehirde de bunun etkisini görmek mümkün.
İlçeler düzeyinde ki değerlendirmemize devam edecek olursak;
Söğütlü; sanılanın aksine gelişmeler yaşanmakta. AKP mevcut belediye başkanı Koray Oktay Özten’i aday yapmayarak kendi içlerinde krize yol açtılar. Özten, BBP’nin adayı oldu ki görkemli bir başlangıç ile süreci başlattı.
AKP’de ise Selçuk Kurt aday yapıldı. Kendi içlerinde tartışmanın da fitili ateşlenmiş oldu bu sayede ve biteceğe de benzemiyor.
Rekabet ve hatta çekişme o denli boyutlara ulaşmış ki birazda sert ifadeler havada uçuşuyor. Siyaset zeminin ısındığı ilçe, sonuca da yansıyacak demektir.
Özellikle dikkat çekilmesi gereken ve sürprizin yaşanacağı tarafı ise CHP adayı Ertekin Sarı, olacak. Sarı’nın adaylığı edindiği deneyim ve yerel yönetim tecrübesi, uzun yıllara dayanan emeği karşılığını bulacak gibi.
CHP’nin var olduğu ilçelerin başında yer alır. Her ne hikmetse var olan potansiyel doğru işlenemedi, Sarı’nın adaylığı tamda böylesi bir etki yapmış.
Var olan potansiyel mevcudiyetini koruduğu gibi, kişisel becerisi ile daha da katkı sunduğu söylenmekte.
Seçimin sürprizi Ertekin Sarı, olacak kanaati oldukça yaygın.
Bugünü tek ilçe değerlendirmesi ile geçmiş olalım, haftaya devam edelim.