Hamza Tekin

(Sevgili Mustafa hocaya)

Ha üç gün önce, ha beş gün sonra.
Geldiğin gibi gidişin.
Nereye gittiyse anan, baban,
Peşinden kardeşin.

Bir yaprak dökümüdür dört yandan.
Bir dostun, seninle ağlamış gülmüş,
Bir sabah salayı duyarsın ki
Ölmüş!

Daha dün gibidir hepsi.
Evlendiğin gün çekilmiş resim.
Mesutsun bak, çoluk çocuğunla.
Geçti kaç mevsim…

Gençtin, dinçtin… hepsi bir zamanlar.
Nerende şimdi ağrın sızın?
Yatakta mı Yavaş yavaş,
Ya sokakta ansızın?

Birkaç bahar, bir o kadar kış.
Ömürdür; uzun kısa.
Ne ise göreceğin,
Kısmet ne kadarsa.

Hangi yılsa o, hangi ayın hangi günün,
Saati çalınca, gelince sıran.
Nasıl yaşadıysa habersiz,
Nasıl öldüyse bunca insan…

Geçtiğimiz hafta yazdığım “BİR BİR GÖÇERKEN” yazımıza istinaden muhterem hocamın gönderdiği değerli şiirini sözlerimin evvelinde siz değerli okuyucularımıza arz ederim.

Hamza Tekin hocam Yozgat'ın kazası Sorgun'a bağlı Araplı köyünde 1945'de doğmuştur. 10 yaşından itibaren okumaya başlamış, bir müddet o havalinin en değerli hocalarından olan Ozanlı Bekir Efendinin talebesi olmuştur. 1960 tarihinde İstanbul'a gelerek Osmanlı Fatih medresesi kuzat mezunlarından olan, Osmanlı ulema zincirinin son halkalarından kabul edilen merhum Gümülcine'li Mustafa efendinin Rahle- i tedrisine intisap etmiştir.

Hamza hocam ben İmam Hatip Lisesindeyken yetmişli yıllarda Donatım Camii Kur’an Kursunda kendisinden Arapça okuduğum ve ayrıca Merhum babam ve amcamdan sonra Kapalıçarşı mescidinde uzun yıllar imam hatiplik yaparken yine kendisinden Nesefi Tefsiri, Buhari hadisi şerifleri okuduğumuz değerli bir hocamdır. Tozlu Camii vakfındaki görevindeyken sık sık ziyaret edip okuyamadığımız yerlerde kendisiyle müşavere ettiğimiz bir üstadımdır. Uzun yıllar Aziziye Kur’an Kursunda Kur’an ve isteyenlere Arapça muallimliği yapmış ve emekli olmuştur.

Kısacası hocamıza yarım asra yakın tanış olmam ve duasını almam vesilesiyle mutluyum. Hamdolsun. Merhum İmam Hatip babam Mehmet (v. 1978) ve amcam Hasan (v. 1980)  Aydın’ın da özel dostları ve mihraptaki halef selef olmaları ayrı bir sevgi sebebidir.

Hocamız sessiz bir güçtür asla kendini göstermek istemez. Değerini yaklaşanlar bilir. Mütevazı duruşu, nezaketli hali ve vakarlı davranışlarıyla daima örnek olmuştur. Kitap aşığı ve yazma sevdalısı olan hocamızın sohbeti paha biçilmez tattadır. Sözlerinde hikmet, Farsça Arapça ve divan edebiyatından şiirler, zamanı müfit ve muhtasar kullanma ile “Konuşan Kur’an” şeklinde ki sohbetleri dinleyenler için bir kazanımdır. Basılmış onlarca kitabı olduğu gibi, basılmayı bekleyen eserleri ve şiirleri de vardır. Resmi görevi sonrası Tozlu Camii vakfının desteğiyle birçok dostun ilim ve huzur merkezi olmuştur. Gel gör ki resmi görev yaptığı dönemlerde maalesef Diyanet Kurumu kendisinden istifade edememiştir. İlim ehli genellikle yetimdir. Kaybedenler ise yetimler değil, onlarla ilişki kuramayanlardır.

İlim insanı özgürleştirir: “Hiç bir beşer için o salâhiyyet yoktur ki Allah ona kitab versin, hüküm versin, Peygamberlik versin de o sonra insanlara Allahdan beride bana kul olun diyebilsin, ve lâkin kitab ta'lim etmekte olduğunuz ve ders alıb vermekte bulunduğunuz için rabbanîler olunuz der” 3/79

İlim fazilet sebebidir: “Şanım hakkı için Davûda ve Süleymana bir ilim verdik, ikisi de hamd o Allaha ki, dediler: bizi mü'min kullarından bir çoğunun üzerine tafdıyl buyurdu” Neml, 15

İlim payesi değerlidir: “Allah iyman edenlerinizi yükseltsin, ılim verilenleri ise derecat ile, ve Allah her ne yaparsanız haberdardır.” 58/11

Duamız:De ki «Rabbım artır beni ilimce» 20/114

Hocama şiirinizi yayınlayabilir miyim diye sorduğum da gönderdiği nazik cevabı: “Ne demek alabilirsin… siz bana Mehmet Aydın'ın emanetisiniz artık ahir ömrümde bende kendimi size emanet ediyorum....selam.”

Muhterem hocam ve baba dostum hocamıza Rabbimiz sağlık ve afiyetler ihsan eylesin. Ellerinden öperim dua eder ve dualarını beklerim.