Binlerce Suriyeli mülteciyi
Akdeniz’de boğan Avrupa;
Bize insanlık dersi vermesin.
Ukrayna için rol biçmesin. Coğrafyamızı kan gölüne çeviren, Milyonlarca insanı öldüren ABD;
Bizden yardım istemesin. Ukrayna için rol önermesin.
Kendi savaşlarını kendileri yürütsün.
Savaşın devam ettiği Ukrayna'da yetimhanelerde kalan çocukların tahliyesi için başlatılan çalışma kapsamında, Antalya'ya giden ilk kafilenin ardından 176 kişilik ikinci kafile Sakarya'ya ulaştı.
MAZLUMLAR YURDU TÜRKİYE
Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra Ukrayna'daki özellikle çocuk evlerinde (yetimhanelerde) bulunan çocukların tahliyesi için Türkiye İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Göç İdaresince çalışma gerçekleştirildi.
Bu kapsamda 113'ü yetim çocuk ve 63'ü bakım personelinden oluşan 176 kişilik kafile, Romanya'dan uçakla Sabiha Gökçen Havalimanı'na geldi.
Ukrayna'daki yetimhanelerde kalan çocukların tahliyesi kapsamında 185 kişilik ilk kafile, 27 Mart'ta Antalya'ya ulaşmıştı.
İşte Türk’ün Asil, atalarından gelen imanlı davranış biçimi.
Biz koskoca Osmanlı İmparatorluğu bakiyesi, Büyük Türkiye’yiz.
Bize de yakışan atalarımızın izinden gitmek olsa gerek. Geçmişte Endülüs, Endonezya örnekleri tarihimizin şanlı sayfalarını süslerken, bizlere adeta tarih dersi vermektedir.
Büyük Türk Milleti yakın coğrafyamızda olan olaylara ve insani yaklaşımlara uzak kalamazdı.
Şükür bu gün ülke olarak yapılan tamda tarihi perspektifin bize çizdiği kadim roldür.
Bu yol, sonu İslam’la müşerreflenme olgusunu taşıtmaktadır.
Tarih boyu Türk’ler yetime, mazluma, her şeye rağmen kucak açmış, bundan sonra açmaya devam edecektir.
Ak Denizde boğulan Aylan bebekten, ’’sizi Allah’a şikâyet edeceğim’’ diyen Şehit yavrumuza kadar tüm mazlumlardan sorumlu biziz.
İnsan olarak biziz.
Geçmişi, muktedir olmuş Osmanlı İmparatorluğu bakiyesi olarak biziz.
Büyük Türkiye olarak manen sorumlu biziz.
Tarihi geçmişte emperyalist istila düşüncesi taşımayan ırkımız, tarihler boyu tüm mazlumlara kucak açmış, onlara yurt olmuştur.
Elbette geçmişte kucak açtığımız mazlum sıfatlı insanların ihanetleriyle yüzleşmişsek de bizler Müslüman olarak ölçümüz Yüce İslam olmalıdır.
Hainlerin yüzünden, iyilik yapmaktan, aman dileyene sırt olmaktan vazgeçecek değiliz.
Belki kısa vadede bir takım kazanımlarımızı kaybeder gözüksek de, eminim ki orta ve uzun vadede kazanan insanlık olacaktır.
Elbette bu kazanım bizi ziyadesiyle memnun eden baş gayedir.
İçinden geçtiğimiz Oruç mevsimi, tamda bu iyiliklere denk gelen bir zaman dilimidir.
Bu iman ve inanç pergeli üzerinde yükselen ülkemiz, sonunda her manada galip gelecektir.
Ülkemizle, ülke yardımseverlerimizle, Devletimizle, bize hükümet edenlerle ne kadar gurur duysak eminim ki azdır.
Başından beri çevre komşularımızla iyilik üzerine bina ettiğimiz ilişkilerimizi, birileri sabote etse de, bizler asla iyilik ve letafetten ödün vermeden yolumuza devam etmeliyiz.
Kendimizle ne kadar gurur duysak azdır.
Varsın ABD bölgemizdeki hain unsurları desteklesin.
Onlara silah teçhizat versin, onlar verdiği her silah o hainleri ölüme biraz daha yaklaştırmaktadır.
Biz Büyük Türkiye olarak elbette yapacaklarımızdan geri durmayacağız, gerisini hain pkk’lılar ve sahibi ABD düşünsün.
Allah bizim birlik ve beraberliğimize imkân versin, gerisinin önemi yoktur.
Türk Devlet aklı söküğünü de dikmeyi, atını da nallamayı, atını eyerlemeyi de layıkıyla bilendir, bundan sonrada bu durum, mahşere dek böyle devam edecektir.
Unutmayalım ki;
Maddi hiçbir şeyin bizimle birlikte sonsuza kadar gitmeyeceğini, ölüm ile bu dünyadaki hayatın da sona ereceğini bilerek yaşamalıyız.
Evrenin sınırlarının bile bilmenin mümkün olmadığı halde,
Kendimize yüklemeye çalıştığımız ”egoyu” kenara bırakıp bir “hiç” bile olmadığımızı kabullenmeli, insan.
İyiliğin kadiri mutlak olduğunu unutmadan, kıskanmadan, eleştirmeden, iyilik yapmanın olgunluğuna ulaşanlara erişmek ümidiyle.
Selam ve Dua ile
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’veren elin, alan elden üstün olduğunu hatırladığımızda’’