Gazete sayfaları, reklam tabelaları, binalara asılan afişlere bakıldığında ortaya çıkan manzara; şehirde seçimlere tek parti giriyor.
Her nereye bakarsanız AKP’ li adayları görüyorsunuz.
AKP’ li adayların ekonomik gücü yanında sanırım yerel yönetimin gücüde ortaya çıkan manzaranın gerekçesi!
Doğrusu bu duruma başta AKP’li adaylar olmak üzere, seçmenlerde itiraz etmeli.
Bu koşullar altında yarışın startı adil verilmemiş oluyor; böylesi seçimleri yaşadık akıbette ortada.
Seçim sonuçlarının önceden kestirebildiği, o denli rahat sonuca ulaşıldığı dönemleri geri de bıraktık.
Rehavet dönemlerinin izlerinin şehrin her köşesinde görmek mümkün.
Her nerede bir eksiklik varsa bilinmelidir ki yegâne sebebi AKP’ li adayların bugüne kadar yaşadıkları rahat seçim sonuçlarıdır.
Tren merkeze, gara kadar gelmiyorsa, Kadın-Doğum ve Çocuk Hastane inşaatı bitirilmiyor ve bin yataklı Hastane yapılmıyorsa sandığın rekabeti oluşturmamasındandır.
AKP’ li adayların sorgulanmaması, siyasette rekabeti oluşturmamak böyle sonuçları ortaya çıkarıyor.
Büyükşehir’ in tek adayı AKP’ li Ekrem Yüce, millet ittifakı adayı İyi Partili Cihan Kolip’ i yok saymak, ne siyaset etiğine uygun nede kazanımı olacak bir durum değil.
Son günlerde sıklıkla duyduğumuz ve bu hususta planlı bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Cihan Kolip isminin siyaseten tecrübe içermediği, bu durumunda dezavantaj içerdiği yönünde kampanya yürütülmekte.
Oysaki tecrübe; yaşadığınız şehre nasıl baktığınız ve sorunlarla dertlenmenizle ilgili bir durum.
Mesele AKP’ li adayların seçimlerin tek galibi olması ise test edilmiş bir sonuç.
Büyükşehir başta olmak üzere tüm ilçelerde (17-0) AKP’ li adaylar seçimleri aldı hatta bir dönem tüm milletvekilleri de (6-0) AKP’ nin elindeydi.
Her dönem ülke ortalamasının üzerinde destek çıkıyor iktidar ve temsilcilerine.
Yaşanabilir İl’ler endeksinde ki durumumuz ortada her geçen yıl daha da geriliyor.
Hiçbir gelişmişlik özelliğimiz yok ki yaşadığımız Marmara bölge ortalama üzerinde olalım.
Sandık sonuçlarını öngörmek rekabet yokmuş gibi davranmak hangi sonuçları doğurduğu ortada.
Öncelikle sorunun çözüm adresi; siyasette rekabeti sağlamak ve alanı tüm adaylara eşit şartlarda açmak.
Tek tip adaylık anlayışı totaliter ve baskıcı bir durum sergiler ki, şehir adına telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurur.
Seçim dönemini projelerin tartışıldığı, yarıştırıldığı bir ortama dönüştürmek gerekli!
Her kesimin ulaşabileceği, her adayın kendini anlatabilme vasatı yaratılmalı.
Yarış, demokratik koşullara ulaştırılmalı.
Bu sayede gelecek dönem için hafif raylı sistem hayali kurabiliriz.
Aksi halde yıllarımızı kaybetmeye devam eder, Marmara bölgesinin en geri kalmış özelliğimizle yeni rekorlar kırmış oluruz.
Hiç kuşku yok ki bunu yapması gereken şehir yaşayanı, yani “Köprüden Önce Son Çıkış”