Kurb: Bu kelime mekân, zaman, nisbet, mevki, koruma ve güç konularında kullanılır. Bu’d/uzaklık kelimesinin zıddıdır. Kurban bir yanıyla yakınlık bir yanıyla uzaklıktır. Yakın olan, uzaklığı da ifade eder. Kime yakın, nasıl yakın, niçin yakın ve bahusus kime uzak, nasıl uzak, niçin uzak ve nasıl uzaktır.
Kurban bir yakınlıktır, bu yakınlık bazen secdeyle, bazen ilimle, bazen sevgiyle, bazen dua ve bazen de cihat ve infakladır. Bu yakınlıklar bayramlara vesiledir. Bayramlar ise tekbirler ile zirveye taşınmaktadır. İçinde bulunduğumuz zilhiccenin on günü gerçek bir yakınlığın başka bir adresidir.
Yakınlığın iki önemli hususu vardır. Birincisi halika yakınlık, ikincisi ise mahlûka yakınlıktır. Kardeşini öldürenin yaratana yakın olması mümkün değildir. Bugün insanlık başta kendinden olmak üzere her değerden uzaklık yaşamaktadır. Kendini unutan insan esas itibarıyla hedeflerini de unutmuştur. Fıtratın hakikatini ve halife olma şeref ve mevkiinin sorumluluğunu unutarak yakınlıkla aramıza perdeler gerilmiştir.
Kur’anı Kerimde birçok hususta “Yaklaşmayın” denilerek “kurb” kavramı hatırlatılmaktadır. Merkezi noktaya yakınlık konularak bir yönüyle mukarrab olmak diğer yönüyle Lâ denilerek kurbiyetin yasaklanması önem arz etmektedir. İsteyen hakka mukarrab olurken dileyen de firavuna mukarrab olur. Önemli olan kime yakın ve kimden uzak olduğumuzdur.
Bu konuda ki ayetlerde üzerinde durulan en önemli kavramlar “takva, tekbir, şükür, şeair ve ihsandır” Bu sebepledir ki yakınlığız en önemli fikir ve derdimiz olmalıdır. Doğurması yaklaşan gebeye mukrib denmektedir. Bu durumda her yakınlık bir amel ve etki doğurmalıdır. Yani zürriyeti yakınlık şuuruyla yoğurmalıyız.
Cumartesi günü idrak edeceğimiz bayramın bizde ki adı “yakınlıktır” İşte bu yakınlık, batıla, tağuta, şirke ve gayri salih amele uzaklıkla kâmil olur. Yakınlık İbrahim peygambere halil olmayı nasip etti. Yunus peygamberi özgürlüğe ulaştırdı. Nuh peygamberi cudi dağının zirvesine ulaştırdı. Kısacası başta her peygamber ve halifelik nuruna talip olana verilen yakınlık günümüz için büyük anlam ve mana taşımaktadır.
Kurban ve şehitlik can bakımından birbirine benzer. Her ikisi de yakınlığın zirvesini temsil eder. Bu yakınlığın anahtar kelimesi ise “Kabuliyettir” Kabuliyette iki esas önemlidir. Bir kurban edilecek hayvanın özellikleri, diğeri ise kurbanı sunan kişinin özellikleridir. Bu ise maddi ve manevi olarak ikiye ayrılır. Maddi olanı para ve varlığa tekabül ederken manevi olanı ise “takva” denilen geniş anlamlı özelliği içinde barındırmasıdır.
Burada önem arz eden husus, takvanın anlam ve çerçevesinin doğru tespiti ve o özellikler kurban kesende var mı şuurunun öğrenilmesini gerektirir. Zira “Allah ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder” ayeti bizlere hedefimizi göstermektedir. Takva bir anlamıyla dinde samimiyet ve ciddiyet sahibi olmayı gerektirir.
İlahi yakınlık ve kardeşe yakınlık takvanın iki önemli esasıdır. Kardeşini öldürecek kadar vahşi olan kişilerde takva bulunmadığından kurbanları da kabul edilmeyecektir. Takvasızlık ahireti önemsememe ve ilahi cezadan korkmamaktır. Bu durumda takva barıştır, sevgidir ve merhamettir. Bu duygularla bayramımız mübarek olsun. Rabbim ümmete sağlık, afiyet ve istikamet üzere yakınlık lütfetsin.