1- Adapazarı? Evvelemirde doğup büyüdüğüm, çocukluk anılarımla dolu olan, doğduğum tarihlerde buram buram Manavlık kokan, her şeyin ama her şeyin yani meyvesinden yiyeceğin envai çeşidine kadar, her şeyin doğal olarak yetiştiği, imece usulü dostluğun, akrabalığın, komşuluğun son haddine kadar yaşandığı, tarihte tarif edilen tipik Anadolu kasabalarının bir örneğiydi. Üzülüyorum çünkü maalesef bugünlerde o özelliklerin büyük çoğunluğunu göremiyoruz bile.

2-Çeşmemeydanı? Adapazarı’nın ticaretinin odak noktalarından biriydi. Adını tam merkezindeki (1960’larda kaldırılan) çeşmeden alırdı. 1940’larda, 50’lerde yollarımız Arnavut kaldırımıydı. Şimdiki Karaosman İlkokulunun tam karşısındaki - 1999 depreminde yıkılan- iki bin metrekare bahçenin içindeki üç katlı pembe evde 1944 yılında doğdum ben.

3- Eski Hendek caddesi?  Benim doğdum yıllardaki adı da Hendek caddesi olarak geçerdi, Ankara caddesi 1950’lerde açılınca adına  ‘eski’ ilave edildi. Çeşmemeydanı’ndan eski garajlara, Yağcılar, Sakarya köprüsü istikametine giden bir yoldur. Adapazarı eşrafından bir çok tüccar kökenli bir aile orada otururlardı. İşyerleri de orayla Unkapanı, Pirinç pazarı havalisinde idi. Sapancalı İsmail Efendiler (Açıkeller), Özdilekler (Zobarlar), Ahmet Aslanlar, Hamit Necati Efendiler (dedemler), Fedai abiler, Kireççi Mehmet Efendiler (Perenler), Bakkal Salih Efendiler (Demircanlar), Antepliler, Hancılar (Hasekioğulları)… Kuruluşu yüz seneye yakın bir semttir.

4- Tanınmış Çeşmemeydanlılar? Yöntemler (Mobilyacı Mehmet Yöntem ailesi) Altınkunduralar (İsmail ve Mehmet kardeşler) Sarı Hasanlar (Şükrü, Lütfü Orhonlar), Sait Hocalar (Dişçi Ercan Acar’ın babası), Taşözler (Hakkı Taşözler), Alpagutlar (Mehmet Alpagut), Şekerci Halitler, Belediye Başkanı İzzet Şükrü Enez’ler, Kamyoncu Hakkılar (Oğuz Dizer’in babası), Muhlis ve Şükran Çınaylar, nüfus memuru Süreyya Beyler (Bağanalar) hep Çeşmemeydanı’nda otururlardı.

 

5-Çeşmemeydanında Hayat? 1950’lerde Çeşmemeydanı’nda insanlar birbirine yardımcı olurdu. Zengin aileler çoktu ama fakir fukaraya da fakirliklerini hissettirmezlerdi. El altından her türlü yardım ve destek verirlerdi. Fakir bir komşuya odunu gece yarısı el arabasıyla kimse görmeden götürürlerdi. Hemen her varlıklı evdeki evin hanımı pişirdiği yemekten fakir konu komşusuna da dağıtırdı.

6- Çeşmemeydanında Ramazan? Her ramazan Ahmet Aslanların evinde teravih namazları kılınırdı, semtin erkekleri ve gençleri olarak bizler teravihi orada kılardık. Sapancalı İsmail Efendiler (Açıkeller), Ahmet Aslanlar, varlıklı aileler konu komşuya, genellikle yirmi beş otuz kişilik iftar emekleri verirlerdi. İftarlarda düğün çorbası, yoğurt çorbasının tadına doyum olmazdı. Akabinde et kızartmaları, kuzu inciğinden gelen yemekler, pilavlar, hoşaflar gelirdi. Tatlı olarak genelde baklava ve kabak tatlısı gelirdi. Akabinde de teravih namazları kılınırdı.

7- Çeşmemeydanında Bayram Sabahı? Semtin merkezinde olduğu için çocukluğumuzda bayram namazlarına Ali Kuzu Camiine gidilirdi. Namazdan sonra Yorgalar mezarlığına gidilir, kabristan ziyareti yapılır, rahmetli olan aile büyükleri ve akrabalara Fatihalar okunurdu. Sonra eve gelirdik. Bayramlık elbiselerimiz giyilir. Huriye anneannemden başlamak üzere, babam Muzaffer Çamlıyurt ve annem Mahmure Çamlıyurt’un elleri öpülürdü; babamın eli açıktı, üç kardeştik, hepimize beşer lira verirdi, çok büyük paraydı o zaman, simit beş kuruş… Ayrıca annem de bayram harçlığı verirdi bizlere. Konu komşuya el öpmeye giderdik. Genelde mendil içinde durumuna göre yirmi beş kuruş, elli kuruş mendilin içine sararlar verirlerdi. Bazıları da şeker verirdi. Öğleden sonra da büyüklerimizle beraber, ilk önce mahalledeki büyükler - Sapancalı İsmail Amcadan başlamak kaydıyla- hane hane ziyaret edilirdi. İlk önce Mustafa Açıkel ve hanımı Sevgi abla babamlara bayramlaşmaya gelirler, babamlar da bilahare aynı gün içinde, aynı evde oturan Mustafa Abinin babası İsmail amcaya el öpmeye giderlerdi. Bu doğal hiyerarşi bütün komşular arasında dikkat edilen bir uygulamaydı.

 

8- Çemmemeydanında Eğlence? Mahallede en büyük eğlencemiz saklambaçtı. Ama büyüklerin kontrolünde, genelde akşamüzeri. Ayrıca mahalle arasında futbol oynardık, Kız Meslek Lisesi’nin olduğu yer o zaman Armutluk denilen bir alandı, orada futbol oynardık, Sakarya İlkokulunun bahçesinde futbol oynardık. Adapazarı Halkevi binasında Karagöz-Hacivat oynatılırdı, onu seyretmeye giderdik.

 

9. Tel Cambazı Abdullah? Bizim eniştemiz olur. Abdullah eniştemin eşi Müzeyyen teyzemle annem kardeş torunlarıdır. Benim çocukluğumda o tel cambazlığını yeni bırakmıştı, büyüklerimizden çok işittik. Çark caddesinde bakkaldı benim küçüklüğümde. Tel üstünde kurban kestiğinden bahsederlerdi annemler.

 

10- Atıf Efendinin Değirmeni? Çeşmemeydanı’ndan Sakarya İlkokuluna giderken Kaymakam sokakta sağ tarafta Atıf Efendinin değirmeni vardı. Değirmenci Atıf Bey diye geçerdi ismi de. Oğulları rahmetli Sümer, Tümer vardı. Soyadları Demirel’di. Sonraları Ozanlar’da un fabrikası kurdular.

11- Haseki Hanı? Eski Hendek caddesinin Ali Kuzu Camiine yakın sol tarafta Hasekioğularının hanı vardı, 1950’leirn sonuna kadar. Arabacı esnafı genellikle oradaydı, payton imalatı ve tamiri, köylülerin at arabalarının yapımı ve tamiri burada yapılırdı. Atları, öküzleri nallayan nalbant esnafı da oradaydı. Alttaki dükkanlar yıkıldı, halen üstünü restore ettiler, kendileri oturuyorlar.

12- Küçük Hamam ve caddesi? Tozlu Caminden Çeşmemeydanı’na gelen sokağın adı, Küçük Hamam sokaktır. Adapazarı’nın eski ailelerinin oturduğu sokaktır, umumiyetle dükkânlar vardır. Yöntemlerin, Hunların oturduğu bir sokaktı. Bu sokağın en tanınmış kişilerinden biri de Ebe Emine Hanım’dı. Rahmetli benim de ebemdi. Adapazarı’nda çok kişinin doğumunu yaptıran isimdir. Sokağın ortalarında solda Yöntemlerin evinin karşısında bir Küçük Hamam vardı. Tozlu Camii Vakfının olduğunu söylerler. Dedem Hamit Necati Efendi uzun yıllar işletmiş, dedem rahmetli olunca tek çocuk olan annem Mahmure Saraçoğlu işletmiş bir süre. Babamla evlenince yanlarında çalışan Hüseyin ve Fatma Yaman’a devretmiş. Rahmetli Lütfü ve Mustafa Yaman’ın anne ve babaları.

13- Sakarya İlkokulu? 1950-55 yılları arasında okuduğun ilkokuldur. Çeşmemeydanı’ndan kuzeye Kaymakam sokağının sonundadır. Mürüvvet hanım ilk üç sınıfı, Aslan bey dört beşi okuttu. Okul müdürümüz de Adil Acar’dı. Fehmi Bayrak, İbrahim Çelebi, İbrahim Demircan hep sınıf arkadaşlarımdır.

14- Adapazarı Ortaokulu? 1955-58 yılları arasında okudum. Bugünkü Büyükşehir Binasıydı okulumuz. Müdürümüz Fahrettin Güleryüz, fizik öğretmeniydi esas mesleği. Türkçe öğretmenimiz Hasan Balcıoğlu, tarih öğretmenimiz Talia hanımdı. Yurttaşlık bilgisi öğretmenimiz Müzeyyen hanımdı. Matematik öğretmenimiz Palabıyık Ahmet beydi. Yine Türkçe öğretmenimiz Yusuf Ulusoy, beden eğitimi öğretmenimiz Şahin Köktürk, Resim öğretmenimiz Nurettin beydi. Altan Balcıoğlu, kız kardeşi Gönül, avukat Asım Mail Mail, Avukat Faik, tüccar Hamdi Güler hep ortaokuldan sınıf arkadaşlarımızdır.

15- Adapazarı Lisesi? 1958’den itibaren okuduğum lisesidir. Ortaokulla aynı binadaydık, son sınıfı ise Çark caddesinde Adapazarı İmam-Hatip Lisesi binasının alt katında okuduk. Müdürümüz Alanyalı Refik Akalın’dı. Kimya öğretmeni Halise Alabacak, beden eğitimine Necati ve Şahin hocalar girdi. Sınıf arkadaşlarıma gelince; Hamdi Özarutan, Beşir Meto, Avukat Asım Mail Mail, Atilla Tapşın, Tümay Ongan, Cevat Akova sınıf arkadaşlarımdır. 

16- Donatımspor?  Fizik olarak akranlarıma nazaran bira uzun boyluydum. 1.85 filandım. Beden eğitimi öğretmenim Şahin Köktürk beni futboldan ziyade basketbola yönlendirdi. Onun sayesinde on, on beş kişi biz beden eğitimi öğretmeni olduk. Donatımspor’da 1959’da bir yıl basketbol oynadım. On beş-on altı yaşımdayım.

 

17- Adapazarı’nda basketbol?  1959’da itibaren Adapazarı’nda on kulübün katıldığı basketbol ligi vardı, aydınlatma yapıldı, ortaokulun bitişiğindeki basketbol sahasında geceleri lig maçları yapılırdı. Biz Adapazarı Lisesi basketbol takımı olarak 1962’de dönemin en büyük basketbolcularından Erdoğan Karabelenli İstanbul Üniversitesi Spor Kulübü’nü 51-50 yendik. İstanbul ligindeki Modaspor Adapazarı’na maç yapmaya gelirdi.

18-Adapazarı İdman Yurdu? Adapazarı İdman Yurdu kulübünde futboldan sonraki en popüler spor basketboldu. Adapazarı Ortaokulu’nun tahtadan tribünlü sahasında 1962 senesinde Yıldırımspor ile İdmanyurdu arasındaki benim de oynadığım basketbol maçına 1.500 biletli seyircinin girdiğini ben Şahin Köktürk hocadan dinlemiştim. O takımda Cevat Pilav, Atilla Tapşın, İbrahim Özüseven, Nezih, ben (Erdoğan Çamlıyurt), Tümay Ongan, Mithat Aldinç oynuyorduk.

19- İdmanyurdu İdarecileri? Eski belediye başkanlarından avukat Ali Necdet Güven kulüp başkanımızdı. İzmirli Baba Hakkı, Dişçi Lütfü Yaman, Şişo Yılmaz, Nurettin abi yöneticilerimizdi. Orta Camiinin yanında Obaların karşısındaki Aktar Aktunaların üst katında kulüp lokalimiz vardı. Yöneticilerimizin çoğu İdmanyurdu’nda futbol oynamış eski futbolculardı. Gerçek amatör ruhla hizmet ederlerdi; bütün masraflar ceplerinden yapılırdı. Biz sporculara ara sıra bir yemek verilirdi, ayakkabılarımızı dâhil kendimiz alırdık. Kulübün bir diğer idarecisi de Necmi Uztürk dayımdı.

20- Necmi Uztürk? Adapazarı’nda iki üç tane oto yedek parçacısı varken, bir tanesi de Necmi Uztürk’ündü. Spor aşkı yüzünden o büyük işyeri kapandı. Adapazarı’nın vefakâr ileri gelenleri, Necmi Uztürk’ü, spor için servetini harcadığından dolayı Beden Terbiyesi Bölge Müdürü yaptılar. Yirmi yılı aşkın bir süre yokluktan eserler ortaya çıkarttı, spora ve gençliğe büyük hizmetler verdi.1985 yılı başlarında da emekliye ayrıldı.

21. Sakarya Beden Terbiyesi İl Müdürü Erdoğan Çamlıyurt? Necmi Uztürk, anne tarafından kardeş torunları olduğumuz ve yaşça da benden büyük olduğundan için ona ‘Necmi Dayı’ derdim. 1985 yılında ondan aldığımız bayrağı on yıl süreyle il müdürü olarak dalgalandırmaya gayret ettik. Ben de bayrağı Necmi dayımın oğlu Arif Uztürk’e teslim ettim.

22-Rüstemler Spor Tesisleri? 1985 yılında Sakarya Valisi olan Hayri Kozakçıoğlu, bugünkü adıyla Süper Ligin tozunu attıran Sakaryaspor için bir tesis yapmayı düşündüklerini söyledi. Özel İdare imkânları ve kulüp başkanı Tuncer Tepe’nin özel katkılarıyla bu tesisi ortaya çıkartmayı düşündüğünü söyledi. 1985’in sonbaharında temelini attık. Kısa süre sonra Tuncer Tepe başkanlıktan istifa etti ve tesislerden desteğini çekti, bir süre sonra Hayri Kocakçıoğlu’da Diyarbakır’a vali tayin edildi. Tesisler bir süre metruk halde kaldı. Yeni Vali Nurettin Turan beni çağırdı, burayı Beden Terbiyesinin imkânlarıyla tamamlarsak Gençlik Spora kamp eğitim merkezi olarak tahsis edebileceğini söyledi. Köy Hizmetleri, DSİ, Adapazarı Belediyesi, Orman Bölge Müdürlüğü ve tüm yatırımcı kamu kurum ve kuruluşlarının destekleriyle o tesisi ortaya çıkarttık. 1988’de de hizmete açtık. Oranın tapusu Hazine üzerinedir. Sakarya nehrinden terk bir arazidir. Rüstemler köyü merasıdır. Şu anda da Sakaryaspor’a tahsislidir. Ve o tesislerde Beden Terbiyesinin bekçisinden bakıcısından işçisinden müdürüne (burada müdür Erdoğan Çamlıyurt oluyor, ft) kadar herkesin hizmeti ve emeği vardır.

23- Beden Eğitimi Öğretmeni Erdoğan Çamlıyurt? Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümünü 1969 Haziranında bitirdim, Eğirdir’de Komando asteğmeni olarak askerliğimi yaptım, Kütahya Öğretmen Okulu’na atandım. Benim gibi Beden Eğitimi öğretmeni ve eski milli basketbolcu olan Filiz Gürsoy ile Kütahya’dayken evlendim. 1978’e kadar Kütahya’da Beden Eğitimi öğretmenliği ve Halk Eğitim Başkanlığı yaptım.

24- Milli Futbol Hakemi Erdoğan Çamlıyurt? Kütahya’da Beden Eğitimi öğretmeni olarak görev yaparken, Eski FİFA kokartlı hakemlerden rahmetli Orhan Gönül’ün teşvik ve desteğiyle 1971 yılında futbol hakemliğine başladım. 1973-74 sezonundan itibaren de 3.Lig’de orta hakemlik, 2.Ligde yardımcı hakemlik görevine terfi ettim. Üç sezon sonunda o günkü tabirle Milli Hakem oldum. 1979’da Adapazarı Ticaret Lisesi’ne öğretmen olarak atandım.

25-Adapazarı Ticaret Lisesi öğretmenliği? 1979’den, Sakarya Beden Terbiyesi İl Müdürü olarak atandığım 1985 senesine kadar aşağı yukarı altı sezon Adapazarı Ticaret Lisesi’nde Beden Eğitimi öğretmeni olarak görev yaptım. İbrahim Uluç, Zuhal Sağıroğlu ve ben okulun spor faaliyetlerinden sorumluyduk. Sakaryaspor’da da top koşturan Kostik Mustafa, Murat Bölükbaşı hep oradan öğrencilerimdir.

26- Süper Lig Hakemi Erdoğan Çamlıyurt? 1979’da memleketim Adapazarı’na döndükten sonra dönemin Süper Ligi’ndeki A klasman hakemleri Abdülkadir Aypek ile Reşit Çeker abilerimle beraber, 1’inci  (Süper Lig) ve 2.Lig’de (Bugünkü adıyla 1. Lig) çok önemli müsabakalara gittik, onlara yardımcılık yaptım. Bu arada ben de 2. ve 3. Türkiye Ligi’nde önemli müsabakaları idare ettim. Bilahare MHK tarafından göze çarptığım ve Abdülkadir abilerin referanslarıyla A Klasmanı kurslarına çağrıldım, 1984 yılında A Klasmanı (Süper Lig) hakemi oldum. İlk maçım da İnönü Stadındaki Galatasaray-Boluspor maçıdır. Fatih Terim GS kaptanıydı, Raşit filan vardı o kadroda. Ertesi sene Beden Terbiyesi İl Müdürü olunca, Vali Hayri Kozakçıoğlu yöneticiliğe ağırlık vermemi istedi, 1985’de hakemliği bıraktım. MHK Üyesi Ertuğrul Dilek, iki görevi de sürdürmemi istediyse de il müdürlüğünü tercih ettim.

27- Abdülkadir Aypek? Dönemin Süper Lig hakemlerinden. Çok zeki, benim gibi fazla futbol hayatı olmamasına rağmen futbolu ve futbolcuyu çok iyi tanıyan ve bilen, iyi bir idareci, iyi bir hakemdi. Benim ve Sakarya hakemliği üzerinde çok büyük emekleri ve katkısı olan bir insandır. Ona çok şeyler de borçluyum.

28- Reşit Çeker? Dönemin Süper Lig hakemlerinden. Futbol oynayan, futbolun içinden gelen, futbolu çok iyi bilen biridir; iyi bir hakem olmasına rağmen Abdülkadir abi kadar popüler olamadı.

29- Ali Erseven? İki hafta önce seksen sekiz yaşında rahmeti rahmana kavuşan Ali Erseven abimizin bizim kuşak üzerinde bir babalık hakkı vardır. Hepimizi çok yakinen takip eder, başarılı olmamız için elinden gelen her türlü imkânı kullanırdı. Maçlarımızı takip eder, edemediklerini ettirirdi.

30- Selçuk Şahin? Bizden sonraki kuşaktan temayüz eden iyi hakemlerden birisi de Selçuk Şahin’di. Süper Ligde iyi ve güzel maçlar idare etti.

31- Enişte’nin Ayranı? Adapazarı gençliğinin (1960-70’ler) uğrak yeri, sevgililerinin de buluşma yeriydi. Köpüğüyle, lezzetiyle ve poğaçalarıyla Adapazarı’nın çok özel bir damak tadıydı. Kendi gitti adı kaldı yadigâr.

32- Adapazarı bozası? Çocukluğumuzda hemen her kış akşamı, sokaklarda ‘ekşi tatlı boza’ diye bağıran satıcılar olurdu. ‘Ekşisinden ver’ dediğimizde de aynı güğümden, ‘tatlısından ver’ dediğimizde de aynı güğümden verdiğini fark eder, kızdırırdık. Güzel bir kış geleneğiydi. Umumiyetle Arnavutlar yapardı. Son temsilcisi de Yenicami’deki Ali Koka bozacısıdır.

33- Adapazarı Gazozu? Çocukluğumuzda bildiğimiz iki gazozcu vardı: Biri Çark caddesinde Recep Gazozu, diğeri bizim Eski Hendek caddesindeki İsmail Yüksekkaya’nın Neşe Gazozu. Neşe Gazozu hâlâ da devam ediyor. At arabalarıyla sokaklarda taşınır, bayilere dağıtılırdı. Yazlık sinemalarda da testere ile kapakları açılırdı, acayip bir patlama sesi çıkarırdı. O gazozu içtiğinde ağzının içinde köpürdüğünü hissederdin, bir ferahlık, değişik bir aroma verirdi. Şimdikiler gibi yakıcı bir şeker tadı değil.

34- Adapazarı kabak çekirdeği? Eskiden Adapazarı kabak çekirdeği Gümrükönü’nde ve yazlık sinemalarda camdan camekanlarda, çay bardakları veya küçük madeni kaplar ölçü olarak kullanılarak satılırdı. Tadına doyum olmazdı. Adını hatırlayamadığım yaşlı bir çekirdekçi amca ‘çekirdek tazedir baylarrr’ diye bağırır satardı. Çekirdekçi Şaban abi, Yeni Sinema ve Gümrükönü’nde satardı. Çekirdekçi Aziz, Meserret İşhanında marka olarak halen devam ediyor.

35- Adapazarı helvası? Gülsevennnnnnnnnnn. Çocukluğumuzdan beri bildiğimiz en güzel helva Gülseven helvasıdır. Ne Koska helvası, ne de başka bir marka, onun yerini tutamaz. O nefaseti başka hiçbir helvada bulmak mümkün değildir. İnsanın içini baymayacak bir nefaseti vardır.

36- Adapazarı ıslama köftesi? Gene rahmetli İsmail Köprülüoğlu gelir aklıma. Hem bizim İdmanyurdu’nun futbolcusuydu, hem de Ayakkabıcılar içindeki küçücük dükkânında leziz köftelerini yemek için sıra beklerdik. Bugün çocukları Yavuz’la Cem, dedelerinin ve babalarının mesleğini başarıyla devam ettiriyorlar.

37- Adapazarı kabak tatlısı? Rahmetli annem geldi aklıma, rahmetli nur içinde yatsın. Çok güzel kabak tatlısı yapardı, cevizleri havanda ezip üzerine cevizini de ektiği vakit tadına doyum olmazdı. Antep’in baklavası gibi Adapazarı’nın da kıvırma tatlısı yani yufkadan yapılmış kabak tatlısı meşhurdu. Bayram arifelerinde ve özel günlerde evlerde tepsi tepsi kıvırmalar yapılırdı.

38- Adapazarı Pastaneleri? Çocukluğumuzda Gümrükönü’nde, Hanaltı’nın girişinin hemen sağ tarafında Şenbeslen Pastanesi ile yanında Saray Pastanesi vardı. Saray daha sonra Uzunçarşı’nın başına geldi. Ve orada yapılan tulumba tatlıları dillere destandı. Biraz iri ve büyük olur, beş tane bile yeseniz insana baygınlık vermezdi.

39- Çark Caddesi? Bizim gençliğimizde Adapazarı’nın ruhu Soğanpazarı, Unkapanı, Pirinç pazarı, Uzunçarşı, Orta Camii ve Ağa Camii çevresiydi. Nispeten Karaağaçdibi ve Çeşmemeydanı’ydı. Tabii ki bugünkü adı Atatürk Bulvarı denilen Gümrükönü’ydü. Çark caddesi o yıllarda (1960 ve 70’ler) iskân muhitiydi, işyeri değildi. Adapazarı’nın yerlileri ve varlıklı aileleri o günkü adıyla Çark sokağında otururlardı. Popüler olması 1980 sonrasıdır.   

40- Çark Mesire? 1960’larda Adapazarı’nın tek ve en güzel mesire yeri Çark Gazinosu’ydu. Allah rahmet eylesin İmren Salih, sonraları İrfan ve Fethi Atan kardeşler Çark Mesiresini işlettiler. O zamanlar Zeki Müren, Hamiyet Yüceses, Mualla Mukadder Atakan ve bunlar gibi Türk Sanat Müziğinin mümtaz sanatkârları buraya okumaya gelirdi. Bir taraf ailelere mahsustu. Diğer taraf da eğlenen kişilere aitti. Çarksuyu şimdiki gibi kanaldan değil, doğrudan gazinon ortasından geçer ve alt kısmındaki aşağı yukarı bir dönüme yakın havuzda da, plaj niyetine Adapazarlılar yıkanırlardı. İki tane savak vardı, bir teki Çark’ın paletlerini çalıştırır, o da pompayı çalıştırır, hiçbir işleme tabi tutmaksızın Çark’ın suyunu Adapazarı evlerine ve sokak çeşmelerine basardı.

(Yeni Sakarya, 18.03.2012)

Erdoğan Çamlıyurt

1944 yılında Adapazarı’nda doğdu. Sakarya İlkokulu, Adapazarı Ortaokulu ve Adaparı Lisesi’nden sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitimi Bölümünden mezun oldu. Uzun yıllar öğretmenlik, halk eğitim başkanlığı ve on yıl süreyle Sakarya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü  görevinden sonra Gençlik Spor Genel Müdür Yardımcılığı, Orman Bakanlığı Başdanışmanlığı, Vakıflar Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinin ardından emekliye ayrıldı. A Klasman futbol hakemi olarak Süper Ligde (1984-85) maçlar yönetti, uzun yıllar MHK Üyeliği ve Temsilciler ve Gözlemciler Kurulu Asbaşkanlığı görevlerini yürüttü. Masa Tenisi ve Kürek Federasyonu Asbaşkanlığı görevlerini de üstlendi.