Kurban insanlığın ortak mirasıdır ve geleneği inşa eden faktör ve sembollerin belki de ilkidir. Kur’anı kerim de bir yönüyle Ademin çocuklarının hikayesi anlatılırken diğer yönüyle ilk inşa edilen evden bahsedilir. İbrahim aleyhisselamın oğlunu kurban etmenin hakikatını düşünme ve idrak etmenin müzakeresi gerekir. İbrahim ve oğlu arsında ki kıssa, dini anlamanın farklı bir boyutunu ifade eder. Bu farklılık ilahi yakınlığa kavuşmanın öznesini öğretir. İnsanda kurbanlık gibi şehadetle kendini hakka kurban eder.
Zaman içinde dinlerde ve inananlarında bozulma olsa da kurban ameliyesi bir şekilde daima devam etmektedir. İslam’a göre kurbanda önemli olan iki husus vardır. Tevhid ve takvadır. Bunun içinde niyet, zikir, ikram, kurbanlık hayvanın özelliği, kesenin maddi ve manevi durumu ve kurban çeşitleri olarak bahsetmek mümkündür.
Günümüzde tarihte olmadığı kadar vekaletle kurban kesim dilenciliği maalesef yaygınlaşmıştır. Israrlı talep bazen ihlasa zara vermektedir. Eskiden THK’u derilerin isterdi şimdi ise hepsini isteyen hatta laik ve kemalist dernekler ile şarap satan marketler bile kiloyla kurban eti satılır reklamları yapmaktadır. Diğer taraftan vejetaryenlik adına kurbanı şiddet ve vahşetle eş değer görenlerde yaygınlaşmaktadır.
KurbanTürkiye toplumunda sanki Cuma namazı gibi farz addedilmektedir. Vacip, farz ve sünnetin mezheplere göre tarifini bilmeyenler bu anlam da olmazsa olmaz olarak görmektedirler. Hatta karı koca bir hisseyi ortak olarak kurban kesmek istemektedirler. Bir hayvanı farklı bölgelere ayırıp her bölümü için para toplayıp kurban kesmek isteyenler ve hatta peygamberimize de bir hisse keser misin diye duygu sömürüsü yapanlar da mevcuttur. Vekalet olarak verdiği kurbanın makbuzuyla poz verenler olduğu gibi, yurt dışında ucuzmuş diyerek kolaya kaçanlarda vardır.
Kurbanın hac ile ilgili yönü ile bizim kendi beldemizde kestiğimizin mahiyeti farklıdır. Tıpkı akika ve nezir kurbanları farklı olduğu gibi.
Prof. Dr. Ali Murat Daryal’ın Kurban Kesmenin Psikolojik ve Metafizik Temelleri isimli kitabı ise kurbana farklı yönden bakmaktadır. Kurban ve bayram, tekbirlerin hakikatiyle tevhide yol gösterir. Bayramların ilahi ve imani yönünü eksilten sadece dünyada bayram yapar. Bayram dünyevi ve uhrevi bir surur ihsan eder.
Bayram sevinmek ve sevindirmektir. İlahi ikramı tatmak ve tattırmaktır. Bayram kardeş olmanın takvasına adım atmaktır. Bayram hayatı ibadet eylemek ve yapılanların kabulünü niyaz etmektir.
Bayram mezarlık ziyaretiyle başlarken çocukları sevindirmekle zirveye taşınmaktadır. Bayram imanın halavetini hissetmek ve öpülen ellerle gönüllerin buluşmasıdır. Milli törenlere bayram dense de onlar kapsayıcı değildir. Şümullü olan ise ümmetin ortak sevincidir. Hacılar bayram namazı kılmaz zira onlar bayramın kendisini bizatihi yaşarlar bizse hacılarla aynı duyguyu kurban ve bayramla ortak olarak tadarız. Huccac “LEBBEYK” buyur Allah’ım buyur derken, bizse mülk onundur ve hamd onundur diyerek kulluğumuzu itiraf ederiz.
Ülkemiz Kemalist ve laik de olsa bayramları doya doya manen yaşarlar. İşte dokuz gün bayram izni buna şahittir. Bayramın hakikati ise bayramı bize öğreten şeraite daima gönül ve hayat kapımızı açmaktır. Bu ülke şehitliğe ve bayrama önem veriyorsa diğer şeriat kurallarına da aynı duyarlılığı göstermelidir.
Bayram şiirleri, manileri, hediyeleri, tatlıları, ziyaretleri, barışları ve kavuşmaları bize insanlığımızı hatırlatmaktadır. Bayramımız mübarek olsun.