Müslüman hayatının gerçeğinde iki güzel bayram vardır. Hikmetinden sual olunmaz ikisinin arasında iki ay on gün var. Bundan sonraki bayramımıza yaklaşık dokuz ay var. Her iki bayramda da oruçlu olmak yasaklanmıştır. Bayramlar ilahi rızkın şahitleridir. Rabbimiz buyurdu ki: Meryem'in oğlu İsâ dedi ki: «Ey Allah! Ey bizim Rabbimiz! Bizim üzerimize gökten bir mâide indir ki, bizim evvelimiz ve ahirimiz için bir bayram ve senden bir âyet olsun ve bizi merzûk et ve Sen rızık verenlerin en hayırlısısın.» 5/114

Kurban bayramı kimine hac, kimine kurban, kimimize ise bayram namazıyla müjdeler sundu. Ülkemiz insanı kurbanlarını kendisi veya vekâlet yoluyla kestirerek ülke içi ve dünyanın birçok yerine ümmetin duası ve şahidi olarak gönderdiler. Yedi ve yedirdi hamdolsun. Kurbanlık alıp onu kesmek, etiyle ilgili işlemler ve dağıtım bayramın en yoğun mesaisidir. Bu hususta kadınların hakkı ve emeği çoktur. Teşekkürler. Kurbanın derisinden itibaren her şeyinin faydaya dönüşümü de iktisadın temeli ve israfın reddine işarettir. Kurban bir ettir ancak zemzemin diğer sular içindeki yeri gibidir. Onun maneviyatı ve lezzeti, ikramı diğerlerinden çok farklıdır.

Kurbanda öncelikle çocukların sevindirilmesi özellikle giysi ve bayram harçlığıyla tanışarak para yönetimine ilk adım atmaları oldukça manidardır. Bayram harçlıklarına bazen çikolata ve şeker eklenerek lezzet bir kat daha artmakta ve büyüklerle ilgi ve sevgisinin temeli atılmaktadır. Genelde çocuklar okul karnesi ve bayram harçlıkları sebebiyle farklı bir hediye şuuruna kavuşurlar. ”Hediyeleşiniz ki birbirini sevesiniz” buyrulur. Çocuklara verilen hediyelerde minnet ve eziyet asla düşünülmez, saf ve duru bir sevgiye dayalı ikramdır.

Bayram günlerinde mezarlık ziyaretleri bayram nüfusunu artırmaktadır. Çünkü mezarlıktaki müminler ve yakınlarımızı ziyaret ederek dualarımızla onlara da bayram hediyesi sunulmaktadır. Bayramın ahiret yönü ve şuuru hatırlatılmaktadır. Salih geçmişlerini unutan toplum yaşayanlarının değerini bilemez.

Bayramın en can alıcı noktası ise işrak vaktinde eda edilen bayram namazıdır. Bayram Allah’tan olduğu için Onun adını tekbir etmek en büyük sorumluluk, vazife ve kulluktur. Dinin özü tekbirdir. Tüm ibadetler ve kulluk “Rabbini tekbir et” şuurunu hatırlatmaktadır. Zaten tebliğde bunun için yapılır. İblis ise kendini tekbir etti ve kafir oldu. İnsanlar ve sistemler Allah’ı tekbir etmiyorsa şeytanın adımlarını takip etmiş olurlar. “Çünkü onlar «Allah’tan başka hiçbir Tanrı yok» denildiği vakit büyüklük taslarlardı,” 37/35

Bayram ziyaretleri ise sılai rahmin zirveye çıktığı günlerdir. Misafirlik ahlakı ve ikramı tam bir sünnet ruhuyla eda edilmektedir. Ekseriyetle gençlerin yaşlıları ve ailelerin birbirlerini ziyaret ettiği bu mübarek günler ilahi rahmetin yağmasına vesile günlerdir. Güzel elbiseler içinde güzel kalpler ve güzel insanlar güler yüz ve güzel sözleriyle gönüller inşa ederler. Bereketi bir yıl ve ömür boyu sürecek bu bayramların ecri hem dünyevi ve hem de uhrevidir.

BAYRAM  SALASI

“Bayram yeni elbise giyenler için değildir,

Bayram ancak azaptan emin olanlar içindir.

Bayram süslü bineklere binenler için değildir,

Bayram ancak hataları bırakanlar içindir.

Bayram kıymetli halı döşeyenler için değildir,

Bayram ancak sıratı geçenler içindir.

Bayram dünyanın süsüyle süslenenler için değildir,

Bayram ancak takvayı kendine azık edinenler içindir.

Bayram rengârenk renklere bakanlar için değildir,

Bayram ancak Rahmân’ın cemâline bakanlar içindir.”

(Arapçası için Diyanet İslam Ansiklopedisine bakınız)