Kısıtlı sohbetlerin tek ortak tarafı var son dönem gelen elektrik ve doğalgaz faturaları. Yaygın medyanın bir bölümü, yerel medyanın neredeyse tamamında ortak haber konusu. Kitlesel ya da bağımsız fert fert her kesim yaşadığı zorlukları paylaşır oldu.
Örneğine bugüne kadar rastlamadığımız türden eylemlere tanıklık ediyoruz. Lokanta, kafe vb. iş yerleri yeni akım başlattı, gelen elektrik faturalarını vitrinlerinde paylaşıyorlar. Eski ile yeninin kıyaslanması örneklerine özellikle sosyal medyada ki paylaşımlara rastlamışsınızdır. İhtiyaçların seyrini gösteren tablo. Hani; geçmişte cep telefonu yoktu ve dolayısıyla faturası da hayatımızda yoktu, yine kredi kartı yoktu, kart ekstrası da gelmiyordu. Hayatımıza çok sonralarda girdi ve yaşamımızın değişmez parçası oldular, örnekleri artırmak mümkün.
Yeni dönem alışkanlığımız ise vitrinde faturaları görmek ve yine yeni bir tarife doğdu, kafede bulunduğunuz süre içerisinde ısınmaya ait fatura bedeli ödemeniz. Kim ne derse desin, böylesi farklı ve akla gelemeyecek buluşlar AKP dönemi ile tarihe geçmiştir. Çok övündükleri ve yüksek perdeden söyledikleri “Nerden Nereye” ve yaparsa “AKP Yapar” haksızlık yapmayalım hakikaten yaparsa AKP yapar.
Taraflı tarafsız her kesimden itiraz yükseliyor, özellikle CHP kararlı bir şekilde sorunun üzerine gidiyor ve peşini bırakacağa benzemiyor. Tüm İl Örgütleri eş zamanlı basın açıklamasında bulunarak eylemlerini sürdürüyorlar. CHP Adapazarı İlçe Başkanı Ayşe Füsun Çetin ve Yönetim Kurulu üyeleri AKM önünde gelen elektrik faturalarını yakma eyleminde bulundular ki alanda bulunan, yurttaşlarında katılımı ile daha geniş bir halka oluştu. Benzeri eylemlere tüm ilçe örgütleri katılmakta.
CHP İl Başkanı Ecevit Keleş basın açıklaması marifeti ile elektrik zammına ilişkin itirazını dile getirirken, sosyal medya hesabından CHP İl binasına gelen elektrik faturalarını dünü bugünü türünden paylaşımda bulundu ve “Faturayı ödemeyeceğini” açıkladı. Sorun daha da büyüyor.
Sanayi tesislerine elektrik kısıtlaması ile başlayan ve ardından yüksek zamlar ile tırmanan sorun, dineceğe de benzemiyor.
Özelleştirme sonrası yaşanması muhtemel sonuçlardı, hatırlayanlar bilecektir itirazların ortak adresi yeni altyapı yatırımı sağlanamayacak olması, buna bağlı bitmeyecek elektrik arızları ve karanlığa düşeceğimiz, bir diğeri ise yüksek elektrik faturaları ile muhatap olacağımızdı.
Bugünlerde elektrik üretimi ve ithal bedelleri paylaşılmakta, nihai tüketiciye yansıtılan bedeller ile arada ki farkın yüksekliğinden dert yanılmakta. Yani özelleştirmeye ait firmaların yüksek karlılıklarından söz edilmekte.
Meselenin bir başka ilginç tarafı ise AKP’den bir yetkili elektrik zamları ile kendilerinin ilgisi olmadığı yönünde bir açıklaması oldu ki neresinden baksak ta bir şey söylesek bilemedim. Hiçbir olumsuzluğun sahibi olmamak gibi, sorumluluk taşımamak gibi büyük bir konforları var. Bu anlamda üzerlerine hiçbir şey yapışmıyor, ne güzel.
Ülkede iyi bir gelişme varsa ki son günlerde çok fazla tanıklık edemiyoruz, müsebbibi olmak sahiplenmek, varsa kötü gelişmeler ki örnekleri oldukça fazla ya dış güçler ya da kendilerinden bağımsız iradeleri dışında gelişmeler diye tanımlanıyor.
Her gün deyim yerinde ise çığ gibi büyüyen sorunlar, kafamızı kuma gömsek te kaçılamayacak boyutlara erişti. “Mızrak Çuvala Sığmıyor” yok demekle sorun ortadan kaybolmuyor.
Temel Gıdaya ulaşmak zorlaştı, eski Türkiye alışkanlığı kilo ile meyve sebze alımı artık çok gerilerde kaldı, yerine tane alımına terk etti. Yadırgadığımız manzaralar ancak pahalı yaşamın vaz geçilmez parçası, 2 adet domates 2 adet salata ile manavdan ayrılmak.
Özellikle temel gıdaya erişimin zorluğu dikkat çekti ki KDV oranlarında düzenlemeye gidildi, yüzde 8 olan oranlar yüzde 1 geriletildi. Ne kadar fayda sağlayacak göreceğiz. Ancak bir konu var ki şaşkınlık ile takip etmekteyim. Tüm gazete ve haber sitelerine bir gözatın. Büyükşehir Belediye zabıtaları başta olmak üzere tüm kademe belediye zabıtaları etiket avına çıkmış, denetimleri sıklaştırdık, 7/24 sahadayız diye açıklamalar var. Üreticisine güvenmeyen, marketine satıcısına güvenmeyen bir anlayış doğdu ki son derece tehlikeli bir hal.
Oysaki atlanılmaması gereken bir durum var, neticede herkes nihai tüketici.
sağlanacağı ve tüm fiyatları ilgilendiren, sanayi başta olmak üzere tüm üretimin en önemli maliyet kalemi enerji ve akaryakıt, denetim sağlanacak ise bu sektörlerde sağlanmalı ki fiyat istikrarı sağlanabilsin. İndirime gidilecek ise bu sektörler ile yola başlanılmalı. Maalesef daha zor günler bekliyor bizi.