Kur’an da ismi anılmayan fakat faziletine iki yönden işaret edilen ayın ismi Ramazandır. Bu ay Bakara suresi 186. ve devamında ki ayetlerde önce orucun farziyeti, hükümleri daha sonra bu ayda Kur’an’ın indirilişi ve tekrar fıkhı açıklamalar ile dua konusuyla beraber Ramazanda aile ilişkileri ele alınarak, itikâf uygulaması ve kazançlarımızı batıldan korumak ve mahkeme kapılarında süründürmemek veya sürünmemek konusu kısaca ele alınmıştır.

Orucun kazanımlarından biri de Ahzap suresi 35. Ayette “Oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar için mağfiret ve büyük bir ücret/sevap/kazanç” olarak müjdelenmiştir. Oruç insanlık için evrensel bir ibadettir. Bedeni yönüyle namazdan daha farklı işleve sahiptir. Her türlü iş/eylem yaparken dahi oruçlu olunması, üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Aslında zekât dahi tüm ticaretin ruhunu idraki ifade eder. Zira bir işte çalışırken dahi zekât şuurunu hissederek çalışmak, çalışmayı komple ibadet olarak algılamayı ve hissetmeyi sağlar.

Ramazan ne hocaların anlattığı ne yazarların yazdığı ne de başkalarının hissettiği değildir. Ramazan ictimai olsa da ferdi gelişim ve tecrübeyi sağlayan bir ibadettir. Bir anlamıyla gaybi/gizlide iman ve hayatı yaşamanın iç zevki ve gönül huzurudur. İlahi murakabeye dayalı bir ibadettir. Niyetiyle ve yapısıyla ilgili olarak “Ancak benim içindir ve onun ecri bana aittir” sırrını gönle hissettiren bir kulluktur.

Acıkmak ve susamakla gönlün manevi doyuma ulaşmasıdır. Bir hadis kitabında okumuştum: “Asık suratla oruç tutmayınız” diye. Ne kadar da muhtacız şu günlerde tebessüm sünnetini yaşamaya ve yaşatmaya. Hayatın hangi şubesini ele alırsak alalım bu ayın ve orucun orada manevi atmosferini görürüz. Ramazan itikadı, ameli, ahlaki, iktisadi, siyasi, ailevi ve kısaca ümmet olarak daima tesirinde kalınan bir aydır. En önemli özelliklerinden biri de bu ayın bitişinin bayram ilan edilmesi, namaz ve tekbirlerle bayram sevincinin yaşatılmasıdır.

Haccın ana omurgası vakfe ve ziyaret tavafı olduğu gibi, Ramazanın da ana omurgası Kur’an ve oruçtur. Oruç bir anlamıyla gıda eğitimidir. Bir Müslüman sünnet olan pazartesi ve Perşembe veya eyyam-ı bıyz (kameri ayların 13, 14, 15) günleri veya Davud orucu ki gün aşırı oruçlardan birini Ramazanla beraber eda etse yılın üçte birini veya yarısını oruçlu geçirmiş olur. Cömertlik kapısı olan fitre, iftar ve benzeri yardımlarla beraber bu ay toplumsal yardımlaşma ve ihsanın hazinesidir. Peygamberimizin bu ayda ki cömertliği şöyle anlatılır: “Hz. Peygamber insanların en cömerdi idi. Ramazan ayında daha da cömert olurdu. Bu sebeple o bereketli ve aşılayıcı rüzgârlardan daha cömert olurdu.” Cömertliğin temelinde ise sevgi ve merhamet vardır. “Bereketli ve aşılayıcı rüzgârlardan daha cömert” ifadesini lütfen düşünelim. Böyle bir tarif dünyada kimse için söylenmiş midir?

Sonuç olarak Ramazan iç huzurun ve toplumsal mutluluğun sarayıdır.

Oruç bilgisi ve ilmihali için lütfen aşağıdaki linke ulaşınız.

https://www2.diyanet.gov.tr/DiniYay%C4%B1nlarGenelMudurlugu/WebKutuphanesi/Kaynak%20Eserler/oruc_ilmihali.pdf