Her dönemin en önemli meselelerinden biri de kul hakkıdır. Eğitim ve ölçme de kul hakkıdır. Sınıfta ki her vakit ve imkân önce muallimin kul hakkına riayeti gösterir. Sınıfa zamanında giren ve zamanı ölçülü ve faydalı kullanan hoca efendi eğitimde ilk sınavını vermiştir. Derse geç kalan, dersin nerede kaldığını bilmeyen, tahtayı verimli kullanmayan, zil çaldığında dersi bitirip sınıftan çıkmayan, ödev ve ders verirken öğrencinin diğer ders ve sorumluluklarını hissetmeyen, soruları ve cevapları ile zorlayan, notları makul sürede açıklamayan, sistemi doğru ve verimli kullanmayan hocamız tek başına yüzlerce öğrencinin kul hakkına girmektedir.

Her ne ki ölçülüyor ve tartılıyor o iş ameli salih cümlesindendir. “Ölçüyü düzgün tutasınız ve eksik tartmayasınız.” Rahman suresi: 9.

Bu konuda Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yalçın Bay’ın tespitlerini aktarayım: “Bir sınıfın %50'den fazlası başarısız oluyorsa, ya bu öğrenciler o bölüme hak etmeden gelmişlerdir. Ya da o dersin hocası kendisini sorgulamalıdır. Eğitimde Ölçme Değerlendirme sistemi gözden geçirilmeli. Her kurumunun Ölçme Değerlendirme Birimi olmalı. Araştırma Görevlisi/Öğretim Görevlisi/Dr. Öğretim Üyesi olmanın, ön koşulu veya atandıktan sonra, Pedagojik Eğitim alma zorunluluğu getirilmeli. Lisansı Eğitim Fakültesi mezunları muaf tutulmalı. Pedagojik Eğitim; Eğitim Fakültelerinde görev yapan bazı akademisyenlerin, yanında diğer fakültelerde görev yapan akademisyenlerde de, pedagojik yaklaşımları sorunları gözlemlenmekte. Akademisyen adaylarının tamamına PEDAGOJİK EĞİTİM verilmeli...”

Rabbimiz buyurur ki: “Ey kavmim! Ölçüyü, tartıyı adaletle tam yapın; insanların mallarının değerini düşürmeyin, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” Hûd, 85. Ölçme ve tartıda eksiklik okul ve sınıfta bozgunculuk çıkarmaktır. Kanaatimce öğretmenlerin performans ve haklarında ki şikâyetlerin değerlendirileceği kurumlar olmalıdır. Okul, öğrenci ve eğitim masrafları ve alınan ücret karşılığı gerektiğinde hesap verebilmelidir. Akademik özerklik adına keyfiliğe kapı açılmamalıdır.

Akademik kurullarda eğitim, ders verme, online imkanlarını kullanma, soru ve cevap konusunda imkan, şikayet ve değerlendirmeler ortak akıl ile yönlendirilmelidir. Aynı dersi veren iki sınıf arasında farklılıklar, ölçme ve değerlendirmede adaletten sapmalara sebep olmaktadır. Şanslı sınıf deyimi oluşturulmamalıdır.

Ölçme ve değerlendirme de muhataba karşı ne öfke, ne de sevgi muallimi adaletten alıkoymamalıdır. Unutulmamalı ki her mesleğin zorluk ve şikâyetleri olabilir. Bir anlamıyla haklar oluşur. Ne öğrencinin, ne de muallimin birbirlerine kapıları kapatmaması gerekir.

Mutaffifîn Suresi

    ﴾1﴿ Eksik ölçüp tartanların vay haline!

    ﴾2﴿ Onlar, insanlardan ölçerek bir şey aldıklarında tam ölçerler.

    ﴾3﴿ Kendileri başkalarına vermek için ölçüp tarttıklarında ise haksızlık ederler (eksiltirler).

    ﴾4-6﴿ Onlar, o büyük gün için -insanların âlemlerin rabbinin huzuruna çıkacakları gün için- diriltileceklerini akıllarına getirmiyorlar mı?