Rivayet edildiğine göre Osman b. Affan (ra) ölüm hastalığında îbni Mes’ud (ra)’ın yanına geldi. O ’na (ra):
- Şikâyetin nedir? diye sordu.
- Günahlarım, dedi. Bunun üzerine Hz. Osman (ra):
-Arzun nedir? diye sordu. îbni Mes’ud (ra):
- Rabbimin rahmeti, dedi. Hz. Osman (ra):
- Doktor çağırmayayım mı? diye sordu.
- Beni doktor (Allah (cc)) hastalandırdı, diye cevap verdi. Osman (ra):
- Sana bir şey bağışlayalım, dedi. İbni Mes’ud (ra):
- Ona ihtiyacım yok, dedi.
- Kızlarına verelim, dedi. O (ra):
- Onların da ona ihtiyacı yok. Çünkü ben onlara Vakıa Suresini okumalarım emrettim. Nitekim ben Rasülullahın (sav) şöyle dediğini işittim:
“Kim her gece Vakıa Suresini okursa ona ebediyen fakirlik isabet etmez.” Nesefi tefsiri.
Vakıa suresi ayetlerinden bir pasaj:
57. Sizi biz yarattık. Tasdik etmeniz gerekmez mi?
58. Söyleyin öyleyse dökmekte olduğunuz meni nedir?
59. Onu siz mi yaratıyorsunuz yoksa yaratan biz miyiz?
60. Aranızda Ölümü takdir eden biziz ve biz önüne geçebileceklerden değiliz.
61. Böylece sizin yerinize benzerlerinizi getirelim ve sizi bilmediğiniz bir yaratılışta tekrar var edelim diye (Ölümü yarattık).
62. Andolsun ilk yaratılışı bildiniz. Düşünüp ibret almanız gerekmez mi?
63. Şimdi bana ektiğinizi haber verin.
64. Onu siz mi bitiriyorsunuz? Yoksa bitiren biz miyiz?
65. Dileseydik onu kuru bir çöp yapardık da şaşar kalırdınız.
66. Doğrusu borç altına girdik.
67. Daha doğrusu biz yoksul kaldık (dersiniz).
68. Söyleyin bana şimdi içtiğiniz suyu:
69. Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz?
70. Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?
71. Söyleyin bana şimdi tutuşturmakta olduğunuz ateşi.
72. Onun ağacını siz mi yarattınız? Yoksa yaratan biz miyiz?
73. Biz onu bir ibret ve çölden gelip geçenlere bir fayda yaptık.
74. O halde büyük Rabbinin adım teşbih et!
Bu ayetlerde öncelikle insanın yaratılışı ve ölüm anlatılır. Sonra sırasıyla; Ziraat, içme suyu, ateş konu edilmektedir. Acaba bu sureyi okumak bizi ziraata yönlendirip gıdanın önemini ve ardından da içme suyunun değerini ve ateş ile ağacın yaşamımızda ki şartlarını ve sorumluluğumuzu mu bize hatırlatıp öğretiyor. Zira ayette “63. Şimdi bana ektiğinizi haber verin. 64. Onu siz mi bitiriyorsunuz? Yoksa bitiren biz miyiz?” buyrularak ekini ekmekle sorumlu olduğumuzu bildiriyor. Ektiğiniz yiyeceği haber verin. Toprağı kazıyorsunuz ve oraya tohumu atıyorsunuz. Onu siz mi bitirip ota çeviriyorsunuz. Yoksa Biz mi bitireniz? Hadisi Şerifte şöyle buyurulmuştur: ''Hiçbiriniz bitirdim, yetiştirdim demesin. Ektim desin.”
Ekin ekmeyen, suya ulaşmayan ve ateşi kullanmayan elbette fakirlikte kalır. Gıda ve su insan yaşamının olmazsa olmazıdır. Ateş ise menfaat alanımızı genişletmektedir.
Acaba hadiste bize söylenen sadece bu sureyi lafzen mi okumaktır yoksa surenin bize hatırlattığı sorumlulukları mı öğretmektedir. Zira okumak anlamak ve hayata uygulamakla değer bulur. Anlamsız ve amelsiz okuma sorumluğu başkasına yüklemektir.
İnsanın yaratılışnı zikrederek başladı. “Söyleyin öyleyse dökmekte olduğunuz meni nedir?” buyurdu. Çünkü ondaki nimet bütün nimetlerden önce gelmektedir. Sonra kendisi ile yaşayabileceği şeyi zikretti. O da tohumdur. “Şimdi Bana, ektiğinizi haber verin” buyurdu. Sonra tohumun kendisiyle yoğrulduğu ve onun üzerine ekilen şeyi zikretti. O da sudur. Daha sonra onun kendisi ile ekmek haline getirildiğini zikretti, O da ateştir. Yemeğin oluşumu bu üç şeyin tamamı ile olmaktadır. Beden canlı olduğu müddetçe kişi bunlardan müstağni kalamaz.
Nasıl ki çocuğumuzun olmasının şartları varsa, fakirlikten kurtulmanın da şartları vardır. Kur’an fakirlikten kurtulmanın yollarını başta ziraat olmak üzere çalışmak olduğunu öğretmektedir.
74 - Öyleyse büyük Rabbinin adını tesbih et!
Bu ayet indiğinde Rasulullah (sav); “Bunu rükûlarınız da yapın.” buyurmuştur.