Son günlerde dillerden düşmeyen, eş, dost, akraba kayırmacılığı ve belediyelerin içinde bulunduğu kadro şişkinliği, borç yükü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “31 Mart’tan sonra özellikle muhalefet belediyelerinde yaşanan, eş, dost, hısım, akraba atamalarının maşeri vicdanda nasıl yaralar açtığını hepimiz görüyoruz, ibretle takip ediyoruz.” diyerek bir tespitte bulundu.
Buna karşılık CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Biz bembeyaz bir sayfayız; dolma kalemle bir nokta koysanız herkesin haberi oluyor, herkes onu konuşuyor. AKP’nin bugünkü 20 yıllık pratiği kir göstermeyen, koyu gri bir kağıt. Üzerinde ne olursa olsun millet konuşmuyor. O yüzden çok büyük bir hassasiyet göstermeniz gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda yapılan atamalarda şunu gördük; sanki kendi belediyelerinde böyle değilmiş gibi bir akrabalık ilişkisini köpürtüp, ‘CHP’de aynı şeyi yapıyor.’ Kafada yaratmaya çalıştıkları algı şu; ‘Bunların birbirinden farkı yok’. Kendi durumlarını inkar etmiyorlar, onu millet kanıksamış. Bu konuda hepinizden anlayış bekliyoruz, hepinizden üst düzey dikkat bekliyoruz” diyerek belediye başkanlarının dikkatini çekti.
Her iki açıklamanın neyi tarif ettiğini sanırım bilmeyen yoktur, 20 yılı aşkın genel ve yerel iktidarın bize sunduğu kadrolaşma. Bir müddet sonra durumu o kadar kanıksadık ki böylesi haberleri yadsımaz olduk. Haberleştirilmediği, doğal haber yöntemleri haberdar olmaya başladık belli bir dönemden sonra.
Gazete sayfalarının ya da haber bültenlerinin konusu olmaktan çıkmış, sıradan bir hal almıştı. Ta ki 31 Mart yerel seçimler sonrasına kadar. Malum yüzde 38’le birinci parti CHP çıktı ve kazanılan 409 belediye olunca, Cumhurbaşkanı başta olmak bir kısım medyanın da gündemi oluverdi.
Benzeri durumu tasarruf tedbirlerinde de gördük. Kamuda tasarruf tedbirleri yerel yönetimlerden başlamış oldu, bunu da 20 yıl sonra yaşamaya başladık. Personel atamalarında ki hassasiyet ve tasarruf dönemleri manidar. Kaybedilen belediyeler sonrasına denk düşmesi tesadüf ile açıklanamaz sanırım!!
Her durumda iki konuda hassasiyet sergilenmeli. Özellikle eş, dost, akraba kayırmacılığı ve gereksiz kullanılan kamu kaynakları.
Buradan hareketle Sakarya Büyükşehir başta olmak üzere tüm belediyeler, sözü edilen akraba kayırmacılığına ilişkin kadro itirafında bulanabilir mi?
Soruyu daha da açarak sorayım; geçmiş dönem belediye meclis üyelerinin çocukları ve yakın akrabalarından oluşan kadro açıklamasında bulanabilirler mi?
Belediye üst düzey yönetim kadrolarının yakınları belediye kadrolarında istihdam ediliyor mu ya da aynı soyadı taşıyan çalışan sayısı açıklanabilir mi?
Özellikle Büyükşehir Belediye için yoğun tartışma konusu, her nereye giderseniz şehrin öncelikli gündemi olmuş. Seçime yakın alınan personel sayısı ve Ekrem Yüce, dönemi kapsayan personel alımları. Sayının bir hayli kabarık olduğundan söz edilmekte, deyim yerinde ise dedikodu kazanı kaynamakta.
Yetkililer bu hususta bir açıklama getirmezse tabiatı gereği dedikodu kazanı kaynar, neyin doğru neyin yanlış olduğu da kaynar gider. Oysaki doğru olanı ise açıklamanın yapılması.
Hele ki Cumhurbaşkanı ortaya böylesi bir hassasiyet koymuşken, vakit geçirilmeden hatadan dönülmeli meselenin doğrusu kamuoyuna paylaşılmalı. Eş, dost, akraba kayırmacılığı yapılmış mı?
Bir diğer dikkati çekilen husus ki kamu kaynaklarının çarçur edilmesi.
Kiralık araç uygulaması ile başlayan ve kiralanan binalar ile devam eden özensiz durum.
Bu hususta da tam olarak ne durumdayız bilinmiyor ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, taşıtların mesai saati dışında kullanılamayacağını aksi halde zimmet çıkaracağını açıkladı. Hiçbir yönetici evine araçla gidemez diyerek durumu bir nebze ortaya koymuş oldu.
Yine Büyükşehir Belediyeye ait kiralanmış özel mülklerin boşaltılacağı bilgisini de kamuoyuna geçmiş oldu.
Belediyelere ait kiralık araç sayısı ve hizmet binası ne kadar, maliyeti nedir?
20 yıl sonra düşünülmüş olması ve konuşuluyor olması da kazanım.
“Önce aynada kendini sorgula, sonra başkasını yargıla…”