İnsan tercihleriyle değerlendirilir. Bu tercihindeki kilit konum ise yaşadığı toplumun değerleri, bilgisi ve beslendiği bilgi kaynaklarıdır. Kuranın açış suresinin son ayetinde iki grup toplumundan olmaktan sakındırılmış ve dua ile yaratana sığınma öğretilmiştir. Bu iki negatif özellik ise “Gazap ve Dalalet” olarak zikredilmiştir. Bu iki olumsuzluk hangi gruba ait olduğu bildirilmemiştir, Eski kavimler ve din mensupları olabileceği gibi, bugünün Müslümanlarının da içine düşeceği bir durum olabilir. Görünen o ki Müslüman toplum bu iki olumsuz özelliği kendi bünyesinde barındırmaktadır ki bu aşağılık zilleti yaşamaktayız.

Yahudiler yeryüzünde “Ne zaman savaş ateşini tutuşturmuşlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk için çaba harcarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.” Maide, 64 hükmünce kötü özellikleri anılmıştır.

Kendilerine imrenilecek nimetlerin verildiği bir toplumun lanete uğraması üzerinde düşünülecek bir şeydir. Kuranda kıssalar içinde en uzun ve genişçe anılan Yahudi tarihinde çok farklı nimetlerin ihsan edildiği açıktır. Buna rağmen maalesef lanet ve gazaba da düçar olmuşlardır. “Gazab ve kızmakla reddetme ve uzaklaştırma” anlamına gelen lanet yaratan tarafından yapılırsa ilahi rahmetten mahrumiyete sebep olmaktadır.

Kur’an, “İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyet yolunu -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah hem de bütün lânet ediciler lânet eder.” Bakara 156. âyetinde ifade edildiği gibi lanet eden kimseleri müphem bırakmaktadır. O halde âyetin işaret ettiği bu lanet ediciler kimlerdir. Fahreddin er-Râzî, âlimlerin, Bakara sûresinin altmış birinci âyeti gereği meleklerin, peygamberlerin ve salih kimselerin böyle olduklarına dair ittifak ettiklerini belirtmekte ve bunun dışında şu ihtimalleri nakletmektedir: 1. Lanet ediciler, yeryüzündeki tüm canlılar ve haşerattır. 2. Lanet ediciler, insanlar ve cinler dışındaki tüm canlılardır. 3. Cehennemde birbirlerine lanet eden kimselerdir. 4. Lanet edenler, Allah’a iman eden kimselerdir.

Lanetlenmeye sebep olan bazı ayetler.

Yahudiler “Kalplerimiz perdelidir!” dediler. Aksine, inkârları sebebiyle Allah onlara lânet etmiştir; o yüzden çok az inanırlar. Bakara, 88

İndirdiğimiz açık delillerle hidayet bilgisini -kitapta onu insanlara apaçık göstermemizden sonra- gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah lânet eder hem de lânet okuyanlar lânet eder. Bakara, 159

Ey Ehl-i kitap! Biz birtakım yüzleri silip dümdüz ederek arkalarına çevirmeden yahut cumartesi yasaklarını çiğneyen kimseleri lânetlediğimiz gibi onları da lânetlemeden önce, sizdekini doğrulamak üzere indirdiğimiz kitaba iman edin. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecektir. Nisa, 47

Ahidlerini bozdukları için onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştiriyorlar. Kendilerine bildirilenlerden (Tevrat) önemli bir kısmını da unuttular. İçlerinden pek azı hariç olmak üzere onlardan daima bir hainlik görürsün. Sen yine de onları affet, hoş gör. Çünkü Allah iyilik edenleri sever. Maide, 13

Yahudiler “Allah’ın eli bağlanmış!” dediler. Asıl kendi elleri bağlanmıştır ve söyledikleri yüzünden lânetlenmişlerdir. Aksine O’nun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir. Rabbinden sana indirilen, onlardan birçoğunun azgınlığını ve inkârcılığını kuşkusuz arttıracaktır. Onların arasına kıyamete kadar sürecek düşmanlığı ve kini saldık. Ne zaman savaş ateşini tutuşturmuşlarsa Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk için çaba harcarlar; Allah ise bozguncuları sevmez. Maide, 64

Eski kavimlerden örnek almayanlar aynı akıbete maruz kalırlar.

Firavun hânedanının ve onlardan öncekilerin durumu gibi; onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar, Allah da günahları yüzünden onları yakalayıverdi. Allah’ın cezası çok şiddetlidir. Ali İmran, 11

Yahudi tarihini, inanç sistemlerini ve toplumsal yapılarını çok iyi bilmek gerekiyor. Öncelikle onların zararından korunmak için, ikinci olarak ise onlara benzememek içindir.