İyi fikirlere her zaman ihtiyacımız var. Radikal değişime ya da bir devrime neden olacak kadar büyük, parlak fikirlerden bahsetmiyorum. Küçük bir yenilikle de büyük bir değişime ve katma değere yol açabiliriz. Bu hem bireyler hem kurumlar için mümkün. Sıradan bir şeyi farklı yapmak, zaten var olana bir şey eklemek ya da Steve Jobs’un “iPhone”da yaptığını söylediği gibi “eksiltmek” de iyi bir fikir olabilir.
Genellikle uzaklarda aradığımız iyi fikirler ve çözümler, çoğu zaman yanı başımızda, her gün baktığımız yerdedir. Çok karmaşık olması beklenir oysa büyük bir fikir gayet basit olabilir. Burun kıvırılan, saçma görülen fikir ve buluşların tarihin akışını değiştirdiği görülmüştür. Çünkü sıra dışı insanlar, sıradan insanların her gün şahit olduğu konuların ve eşyaların arkasında başka bir şey arayan ve onları kurcalayan insanlardır. Buna örnek olarak kafasına düşen elmaya farklı bakan Newton ile, hamamda bir tasa farklı bakan Arşimet’i verebiliriz. Onlar gibi yaşarken takdir görmeyen yüzlerce isim var. Son yüzyıldaki büyük fikir sahipleri ve buluşçular daha şanslı. Çünkü, çoğu emeklerinin karşılığında büyük ticari kazançlar elde ettiler.
Toplumsal faydalarını da yabana atmamak gerek elbette. Thomas Edison’un General Electric’in kurucusu olmasının bu duruma ve “İYİ FİKİR KAZANDIRIR” söylemine güzel bir örnek olacağı kanaatindeyim. Yaptığımız iş ya da bulunduğumuz konum ne olursa olsun amacımız “DAHA İYİYİ HEDEFLEMEK” olmalı. Bunu nasıl yapabileceğimizi sormaya başladığımızda iyi fikirleri bulma şansımızı da arttırmış oluyoruz. “Sen neye hazırsan o da sana hazır” sözüne burada yer vermek gerek.
Mevlana, öyle bir bilge ki hemen her konuya çok yakışan bir sözü oluyor mutlaka. Ya da bizim ona olan sevgimizden olsa gerek, hatırlatıyor sözlerini bize yeri ve zamanı gelince. Dolayısı ile iyi fikirlere yöneldiğimizde o fikirler de bize yöneliyor. Sonrasında ise hangi “FİKİR ÜRETME TEKNİKLERİ”nin uygulanacağı önem kazanmakta. Onlarca düşünme ve problem çözme yönteminden bahsetmek mümkün.
Ben size çok faydalı olacağını düşündüğüm 2 fikir üretme tekniğinden söz etmek istiyorum.
1- GELİŞİ GÜZEL VE KAVRAMSAL BİRLEŞTİRME TEKNİĞİ
Bu teknikte birbiri ile ilgisi olmayan kavram ve objelerin arasında bağlantı kurma çalışması var. Belirlenen bir konuda fikir üretmek için rastgele seçilen belli sayıda bir kelimeyi alt alta dizdikten sonra karşılarına da yine rastgele seçilen aynı sayıda kelimeyi alt alta dizdiğimizi düşünelim. Bu kelimeleri, birbirleri ile karşılıklı ya da karışık olarak birleştirirsek, ve o kelimelerin bize çağrıştırdıklarını da katarsak elde ettiğimiz sonuçlar bize yeni fikirler verebilir. Buradaki kelime sayısı dilediğiniz kadar olabilir. Örneğimiz, bir giyim mağazasının müşteri sayısını arttırmaya yönelik fikir bulmak için rastgele seçtiğim şu kelimelerle olsun: ASKI, BARDAK, KOKU, ÇİÇEK, ŞEMSİYE, TELEFON, ELMA, CEVİZ, DÜDÜK ve AĞAÇ.
Bunlardan ikisini de birleştirebiliriz daha fazlasını da. Bu kelimelerin bana çağrıştırdıklarını da katarak, çok kısa bir süre düşünerek ve saçmalama özgürlüğümü de kullanarak şu fikirlere ulaştım: Soyunma kabinleri “Doktor Who”nun telefon kulübesi “Tardis” seklinde olsun./ Askıda elbise uygulaması olsun./ Sadece o mağazaya ait bir koku olsun./ Askılarda müşteriye özel isim olsun müşteriye hediye edilsin./ Mağazaya özel bir orman ve müşteriler adına dikilen fidanlar olsun./ Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur gibi puan kazandırsın./ Sonbaharda sararmış ağaç yaprakları gibi bir dekor olsun./ Biz bir elmanın yarısıyız dedirtecek kıyafet tasarımları olsun (eşler ve sevgililer, aile ve çocuklar için). Sürenin, kelime sayısının ve katılımcının daha fazla olacağı ciddi bir çalışmada, bu yöntem bizi iyi fikirlere ulaştırabilir. Bunu şahsınıza özel bir konu için de yapabilirsiniz. Kulağa basit bir yöntemmiş gibi gelebilir fakat başta LEONARDO DA VİNCİ olmak üzere, bir çok mucit ve dahi tarafından kullanılan bir yöntemdir.
EİNSTEİN da görecelik kuramında kullandığı enerji, kütle ve ışık hızı kavramlarını kendi icat etmemişti. Zaten bilinen kavramlar arasında kimsenin yapmadığı birleştirmeler yaptı. Bu yöntemi henüz şablonlarla zihni sınırlandırılmamış olan okul öncesi çocukların da kullandığını söyleyebiliriz. Çünkü biz yetişkinler, hangi objelerle hangilerinin ve hangi konularla hangi konuların alakası olduğunu okullarda öğrenmiş oluyoruz ve bunun dışına çıkamıyoruz. Çıkabilenlere de ‘dahi’ diyoruz.
2- KURALLARI YIKMA VE TERSİNDEN DÜŞÜNME TEKNİĞİ
“Kuralları yıkmak” deyince benim favori örneğim FATİH SULTAN MEHMET. Kendisi, “imkanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım” diyerek gemileri karadan yüzdürmeyi başarmıştır.
Oysa, o ana kadar kimse “GEMİLER DENİZDE YÜZER” kuralının alternatifini düşünmemişti. İstanbul’un fethi, farklı bakmanın, farklı görmenin ve farklı olmanın bir sonucudur. Daha önce 23 kez fethedilmek için kuşatılmış fakat sonuç alınamamıştır. Batılıların “GRAND TURKO” adını taktığı Sultan Mehmet’in bir tutkuya dönüşen hayaline kendisini adaması, inanması ve yenilikçi düşünmesi, onu genç yaşta zafere ulaştırmış ve “FATİH” unvanına kavuşturmuştur. Kendisi de Peygamber aşığı bir alim olduğu gibi, hayatı boyunca ilme, düşünceye, bilginlere, sanata ve yenilikçiliğe dünya tarihinde benzerine rastlanmayacak şekilde değer vermiş ve saygı göstermiştir. Tersinden düşünmeye ise örneğimizi “çalışanların memnuniyetini arttırmak” amacıyla fikir üretmek isteyen bir işletme için yapabiliriz.
Amaç çalışan memnuniyetini arttırmak fakat bu yöntemde soruyu şöyle soruyoruz: “Çalışanların memnuniyetini nasıl azaltırız?” Bu soruya verdiğimiz cevapların tersini uyguladığımızda asıl amacımıza ulaşıyoruz. Yazımızı bir test ile bitirelim: İNOVATİF mi düşünüyoruz ANALİTİK mi? Test, sadece 1 sorudan oluşuyor.
Cevaplarınızı “[email protected]" adresime bekliyorum. Verdiğiniz cevaplara istinaden size geri bildirimde bulunacağım. Bir çok doğru cevabı olan sorumuz için 6 kelime veriyorum: KEDİ, FISTIK, LEBLEBİ, TAVUK, LOKUM, ELMA. Bu kelimelerden biri diğerlerinden farklı. Hangi özeliği ile?