Kendinizi sıcak hava balonunda, uzay kıyafetiyle düşünün. Atmosferin ikinci katmanına, 39 bin metre yükseğe çıktığınızı, aşağıya sarkıtılmış bir merdivende ayakta durduğunuzu, saatte 1358 kilometre hızla, ses duvarını aşarak serbest düşüşe geçtiğinizi hayal edin. Evet hepimizin de kabul edeceği gibi, bu atlayış, hayatta kalmak adına çok riskli bir atlayış olurdu şüphesiz. Bu çok riskli atlayışı Avusturyalı ünlü bir paraşütçü ve yüksek atlamacı olan Felix Baumgartner, 2012 yılında gerçekleştirerek, adını Guinness Dünya Rekorlar Kitabına yazdırdı.

Yazımıza ünlü bir paraşütçüden ve kırdığı rekordan bahsederek giriş yapmamızın sebebi Guinness Dünya Rekorlar Kitabının “uykusuz kalma rekor girişimlerini” tanımıyor olmasına rağmen bu tür yüksek atlamaları tanımakta bir sakınca görmemesi. Bu durumda akla şu soru geliyor: Uykusuzluğu, 39 bin metre yükseklikten saatte 1358 kilometre hızla, ses duvarını aşarak düşmekten daha ölümcül yapan nedir?

Yapılan araştırmalara ve bilimsel kanıtlara göre uykusuz kalmakla bağdaştırılan riskler bu atlayışın taşıdığından çok daha yüksek olarak kabul edilmektedir.

Hayatımızın yaklaşık üçte birini ayırdığımız UYKU, önem derecesi ile maalesef bizler için alt sıralarda kalır çoğu zaman. Oysa “uykunun cana can katan etkisi ile uykusuzluğun ölümcül etkileri”, içinde bulunduğumuz bu bilgi çağında bile yeterince bilinmez.

Dünyaca ünlü nörobilimci ve uyku uzmanı Matthew Walker, uykunun kitabını yazmış:

NİÇİN UYURUZ-YENİ UYKU VE RÜYA BİLİMİ” en çok satan kitaplardan olan bu kitapta Walker, uyku gizemini çözmek için yapılan en son bilimsel araştırmalardan faydalanmış.

Son derece ikna edici bir dille “yirmi birinci yüzyılda insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük sorun” olarak nitelendirdiği “sessiz uykusuzluk salgını”nın ortasında olduğumuzu savunuyor.

İyi uyumanın bizi daha zeki, daha çekici, daha ince, daha mutlu, daha sağlıklı kılabileceğini ve kanserden koruyabileceğini, reçetelere yazılması gereken, nerede ise her derde deva ücretsiz bir ilaç olduğunu söylüyor.

Yetersiz uyku, bağışıklık sistemini mahvediyor ve; Kanser riskinizi ikiye katlıyor, kan şekerinizi olumsuz etkiliyor, kalp rahatsızlıklarını arttırıyor. Alzheimer hastalığına yakalanmanızı kolaylaştırıyor. Obeziteye neden oluyor. Depresyon, anksiyete ve intihara meyilli olma gibi psikolojik rahatsızlıklara zemin hazırlıyor. Az uyku, tok olmanıza rağmen hissettiriyor. İleri derece uykusuzluk, ölümcül sonuçlara bile neden oluyor.

Sağlıklı uyku, bağışıklık sistemini onarıyor ve; İnsülin dengesini ayarlayarak metabolizmamızı yeniliyor, iştahımızı düzenliyor, kilo kontrolü sağlamamıza yardım ediyor. Bağırsaklarımızın sağlıklı çalışmasını sağlıyor, kalp sağlığımızı koruyor ve kan basıncımızı düşürüyor. Öğrenme, ezberleme, mantıklı kararlar alma ve seçimler yapma, yenilikçi düşünme becerilerimizi arttırıyor.

Uyku, öğrencilerin ve çalışanların verimliliğini arttırması açısından da çok önemli.

En önemlisi Ruh Sağlığımıza hizmet ediyor. Sosyal ve psikolojik zorluklarla baş edebilecek bir sakinliği bize sağlıyor. Rüya görmemizin de “acı veren anılarımızı yumuşatması” gibi faydaları var.

Birkaç yıl önce çalıştığım kurumda, ünlü bir yatak firmasının bayiliğini yapan bir müşterimizi ziyarete gitmiştim. Bu çok faydalı bulduğum ve herkese tavsiye ettiğim kitabı ilk orada gördüm. Onlara, bayiliğini yaptıkları firma sahibi, kısa bir not yazıp imzalayarak müşterilere hediye etmeleri için, çok sayıda göndermiş. Bana da hediye edilen bu kitap, o yatak firmasına özel olarak yapılan ek bir kapak tasarımını da ihtiva ediyor.

Yatak satan bir firmanın, uyku üzerine yazılmış böyle değerli bir kitabı müşterilerine ya da müşteri adaylarına hediye etmesinin, inovatif-yenilikçi uygulamalara güzel bir örnek olduğu kanaatindeyim. Bu kanaatimi, müşterimizle de paylaşmış, yenilikçi ve sıra dışı olmak konusunda sohbet etmiştik. Özellikle çalışan verimliliğini arttırmak için şirketlerdeki İnsan Kaynakları ve Eğitim bölümlerinin de bu kitabı çalışanlara hediye etmesi ya da önermesi faydalı olacaktır.

Shakespeare’in 1611 yılında yazdığı Macbeth oyununun ikinci perde, ikinci sahnesinde uyku ile ilgili günümüzdeki bazı keşifleri de içeren ilginç bir şiir yer alıyor:

Masum uykuyu,

Kaygılar yumağını çözen uykuyu,

Her günkü hayatın ölümünü,

Yorgunlukları yıkayan suyu,

Yaralı canların merhemini.

O ki, yüce tabiatın baş yemeği,

Hayat sofrasının cana can katan ziyafeti…

Gelin bu ziyafetten kendimizi mahrum etmeyelim.

Daha iyi, daha faydalı ve tatmin edici bir hayat için, fark ettirmeden hızla yayılan bu uykusuzluk salgınına karşı uyanık olalım.