“Bilgilendirildim kalıcı felç ve ölüm dâhil tüm riskleri göze alarak enjeksiyon yaptırmayı kabul ediyorum”
Bir şahıs Adapazarı’nda gece acile gider, şiddetli bir baş ağrısı vardır. Kayıt işleminin ardından, tansiyonu ölçülür ve bir iğne yapılmasına karar verilir. İğneye alerjisi var mı diye sorulur. Hayır, cevabını alan görevli doktor masa üzerinde ki “BİLGİLENDİRİLDİM KALICI FELÇ VE ÖLÜM DÂHİL TÜM RİSKLERİ GÖZE ALARAK ENJEKSİYON YAPTIRMAYI KABUL EDİYORUM” yazısını hastaya kendi eliyle muayene kayıt evrakının üzerine el yazısıyla yazmasını ister. Hasta sadece kabul ediyorum yazsam yetmez mi deyince, hayır cevabını alır. İğne vurulmadan başı ağrıdığı halde yukarıda ki yazıyı eliyle evraka yazar ve imzalar. Sonra iğneyi vurdurur ve ez sonra hastaneden ayrılır.
Bu yazı bir şikâyet değildir. Sadece üst başlıktaki cümleyi sesli düşünmektir. Günümüz tıbbı hekim ve hikmetten uzak gelişmektedir. Tedaviye gelen hastaya şifa morali değil, felç ve ölüm tehdidiyle korkutarak tedaviye almaktır. Maalesef hastanın ağrısı olmasaydı teklif edilen kâğıdı yırtıp oradan ayrılmak isterdi. Çünkü teklif edilen yazı etik/ahlak açısından son derece çirkin bir cümleydi. İç açıcı değildi. Şifayı çağrıştırmıyordu.
Muhakkak doktorlarında kanunen güvenceye ihtiyacı vardır. Bilmediğimiz kötü sonuçlar yaşamıştır. Bununla beraber bir üniversite hastanesi böyle itici ve moral bozucu bir yazıyı nasıl teklif edebilir. Bu yazı üzerine yeniden düşünmesi gerekir yetkililerin.
ÖĞRETMENİ DÖVEN “VELİ” SERBEST BIRAKILDI!
Bursa Nilüfer ilçesinde da bir veli, çocuğuna tokat attığı iddiasıyla öğretmeni okul koridorunda tekme tokat dövdü. Olay yerine gelen polis ekipleri A.Y.'yi gözaltına aldı. A.Y. ve öğretmen Hamit Ergün, karakola giderek birbirlerinden şikâyetçi olduklarını söyledi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen A.Y.'nin adli kontrol şartıyla serbest kaldığı öğrenildi.
Şöyle bir soru sormak istiyorum. Adliyede bir şahıs hâkim veya savcıyı mahkemeden dışarı çıkararak dövse acaba adli kontrol şartıyla serbest bırakılır mı? Öğretmene karşı gösterilen kurallar adli yargıçlara da uygulanır mı?
İkinci bir sorum şudur ki; eskiden devlet memurlarının bazısı zulmedebiliyordu şimdi de halk görevlilere zulmediyor. Bunun dengesini kuramazsak bizleri kötü günler beklemektedir. Kendisine köle olunacak muallimlik şuurunu kaybeden ister öğretmen ve isterse veli olsun sonuç eğitimin iflasına işarettir.
Bir de öğrenci ailesine “VELİ” denmesi manen doğru değildir. Veli iman ve takva ile elde edilen ilahi bir sıfattır. Gerçi Allah’ın velisi olduğu gibi, şeytanında velileri vardır.