Arapça söylemiyle insanda “kalp, sadr ve fuad” vardır. Hepsi insanın iç dünyasından haber vermektedir. İnsanın iç dünyası yer altı madenlerinden daha önemli ve değerlidir. Aklı ise daha farklı olarak ama bunlarla beraber zikredebilir. Bir de “fıtrat” denen husus vardır ki “basiret” ilke yol almaktadır. Günümüz dünyası dışı yönelmiş, içini ise ihmal ederek öfke, haset ve kibirli kirlemiştir.
Kur’anın ifadesiyle aylar on ikidir. Bu ayların en alımlısı ve çalımlısı ise ramazandır. Ramazan bir medeniyetin adıdır. Ramazan kavramları ve uygulamaları sadece oruçla sınırlı değildir. Risalet, vahiy, kitap, savm ve cihatla zirvelere yükselir bayramla taçlanır. Ramazanı bizim övgü ve sevgimiz ifade edemez zira onu insanlığa ihsan eden rabbimiz kitabıyla ve orucuyla şereflendirmiştir. Aslında şereflenmesi istenen insandır. O insan ise mümindir.
Oruç ibadetler içinde sırrını en çok sağlayanıdır. Bir anlamıyla ihsan ve ihlas mektebidir. Mahza ahlak esaslarını da içinde barındırır. Nasıl ki namaz kılan kötü söz söylemez ve yanlış iş yapmaz oruç da bizden bunu bekler ve “Yalan ve yalanla iş yapmayı terk etmeyenin yemesini ve içmesini terk etmesine Allah değer vermez” hadisiyle ahlakı taçlandırır.
Ramazanda neler var sorusunun en kısa cevabı, neler yok ki olmalıdır. Bin aydan hayırlı gecenin müjdesi bu aydadır. Dünyeviliğin ilacı ve tefekkürün mektebi olacak itikaf ibadeti dahi yeniden keşfedilmeye ve örnek programla ve tecrübeler aktarılmaya değer bir sünnettir.
Ramazan uykuyu yönetme ameliyesidir. Sahura kalkış sadece bir yemek programı değildir. Bereketin kapılarını açmanın zamanıdır. Sabah ezan vaktinden önce ailece niyete şahit olmaktır.
Oruçtan mahrum olanlar sigarasını tüttürse de, yediği yemek sonu dişlerini temizlese de ruhen ve gönül bakımından dardadırlar. Her günah farklı bir darlık sebebidir. Oruçlu insanların arasında iman açlığını hissetmemiş görünseler de, iftar saatinde mahrumiyetleri hallerinden müşahede olunur.
Oruç şehvet mekanizmasını kontrol edebilme ve başarma ameliyesidir. Fahşayı emreden şeytana galip gelme mücadelesidir. Oruç nefis, öfke, dil, kulak, göz gibi uzuvları korudukça lezzetini ikram eder. Ramazanda oruçla namazın birlikteliği zekat ile dostluğu şeairi islamın temellerini kuvvetlendirmektedir.
7/24 kulluk ve ibadet mevsimi nedir dense ramazandır demeliyiz. Birçok şeyin eskisi pek anılmaz ve bilinmez fakat söz ramazandan açıldı mı, eski ramazanlar diye edebiyatımızdan hikayemize kadar bitmez tükenmez sözler uzar gider. Evet, ramazan eskisiyle ve yenisiyle daima müşahede ve muhabbet ayıdır. Gafil kaldığımız hilale buluşma, güneşle kavuşma ayıdır. Hilali gözler başlarız, gurubu gözler tadarız. O yemekler dahi ramazana aittir. Ay bitince de bayramlaşırız. Gelişi güzel değil, hesaba dayalı bir ibadet ve sevinç yaşarız.
Ramazan cemaatle yapılan ibadete benzer ancak ferdidir. Ramazan edep, nezaket, erdem, infak, sükûnet, kıraat, ikram, ihsan gibi birçok değeri içinde barındıran yüksek ahlak okuludur. Gafil olmayanları ilahi müşahedelere kavuştuğu büyük müjdelerin elde edildiği aydır. Diğer ayların adı geçmez ama ramazan adının bizzat Kuran ile geçmesi ona şeref olarak yetmez mi?
Ramazan İslam ticaretinin batıl yollarla yapılmamasını öğüt veren bir aydır. Kazanmak ama helalinden kazanmak, hükümet, hakim ve rüşvetlere düşmeden kazanabilmektir esas olan. Oruç iktisat dersini veren, lezzetlere mağlup olmamamızı öğütleyen bir aydır. Tüm bunların sonucunda ise dua ile övgü, talep ve korunmanın dersleri bize öğretilir ki rüşde erelim.
Ramazanın bereketinden istifade etmeyi rabbim cümlemize nasip eylesin. Sevgi ve merhametle sofralarımıza davet ve ikram edebilmeyi muvaffak eylesin. Her türlü şerlerden korusun. Hayırların kapısından girmeyi lütfetsin.