Adapazarı Orhan Camiinde Pazar günleri sabah namazı sonrası yaptığımız dini (dünyevi) sohbet birçoğumuzun malumudur. Eski valilerimizden biri de Allah sağlık ve afiyet versin, sabah ezanından sonra camiye gelir, ilk safa oturur, önce mukabeleyi dinler, sabah namazı cemaatle kılınır ve sonra yaklaşık bir saatlik vaazı göz ve gönülle dinlerdi.
Yine bir sohbet sonrası imam odasında kısa bir hasbihal için oturduk. Vali beyin telefonu çaldı ve evden arandığı konuşmasından hissedilmişti. Vali bey ailesiyle çok içten, samimi bir ses tonu ve özenle seçilmiş cümleler kurarak şu minvalde konuştu: “Aleykum selam nasılsınız, iyiminsiniz dedikten sonra şimdi dostlarla oturuyoruz bir ikramdan sonra sanırım sizinle de bir çay içmek için eve yetişeceğim sizlere afiyet olsun.”
Bir başka gün ise, izninizle eve gideyim damat gelmiş, kahvaltı da kızımı ve damadımı yalnız bırakmayayım. Zira bizim belde de derler ki “eve damat geldi mi ağılda ki koyun veya keçi titremeye başlarmış acaba hangimizi damada ikram edecekler” diye hoş latife ile aramızdan ayrılmıştı.
Bir vaazımda “iltimas ve rüşvetten” bahsetmiştim. Camiden çıkarken yaşlı bir dede, vali beye cebinden çıkardığı küçük bir şekeri ikram etti. Vali bey ise şimdi bu vaazdan sonra şekeri almak bize caiz midir diye tebessüm etti.
İHL temel atma merasiminden sonra pilav ikramında masada oturuyorduk, vali bey ezan okununca mescide yöneldi ve bize afiyet olsun dedi. Bize de düşen vali beyle namazı kılmak oldu. Vali bey şehirden ayrıldıktan sonra bir vesileyle şehre gelse ve gün vaaza rastlarsa muhakkak vaaza katılırdı.
DİB bir programda vali beyle bulunurken, ezan okunur ve ilahi okunmasına ara verilince vali bey izninizle ben namazı kılayım sonra devam ederiz deyince başkan bey mahcubiyetle namaza iştirak eder ve arkadaşlarına bu hususu önemle hatırlatır.
Vali bey, muhatabımız çocukta olsa ona danışmalı zira biz bir okulda isim değişikliği yapabilir miyiz diye öğrencilerle konuştuğumuzda talebeler hayır istemeyiz çünkü okulun kısaltılmış adı “MAL” olur bu da bize yakışmaz der.
Vali bey şehirden ayrılsa da ziyarete geldiğinde aynı sevgi ve ilgiyi görmüş olması toplumda bırakmış olduğu izlenimin değerini göstermektedir.
Başka bir vali bey müftülükten kandil/kadir gecesi sabahlara kadar caminin açık kalması ve imsaka kadar program yapılmasını özellikle istemiştir. Kendisi de camide huzurla programı takip etmiştir.
Eskiden böyle insanlar şehir kulüpleri veya halk evlerinde bulunurdu.
Yıllar önce Tozlu camiinde din görevlilerini ziyarete gelen ve oturmakta zorluk çeken vali bey bile bizi çok sevindirmişti. Örnek: “Birçok kaza ve vilayetlerimizde olduğu gibi Ardahan şehir kulübü de bir kumarhane ve meyhane halini almıştır,” şehir kulüpleri “içtimai hastalıkların” kaynakları haline gelmiştir
Ya bir kaymakamın hatırası ise içler acısıydı. Kaymakam bey gençken bir çalışma sonunda, arkadaşlar bir çay içelim derken ezan okunur ve kaymakam bey hem de ezanı dinlemiş oluruz dediği için DGM de yargılandığını anlatmıştı.
Merhum Turgut Özal’ın kabir taşına “Ruhuna Fatiha “yazmak sakıncalıdır diye tartışılan günleri biliriz.
Ayet “Bizleri takva sahibi olanlara önder eyle” âmin.