“Eyvah keşke falanı dost tutmayaydım” Furkan, 25/28
VEYL: Yazık, vah vah.
Cehennemde bir vâdînin adı: Yâr ile bâğ-ı behişt olsa n’ola Veyl ü lezâ (yakıcı ateş) / Mahz-ı nîrân oldu tenhâ sâha-yı cennet bana (Bayburtlu Zihni). Deniz sanki cehennemin Veyl deresi imiş gibi ateş kesilir gider idi (Ahmed Midhat Efendi).
LEYTE: “Ne olurdu, keşke” anlamındadır.
FÜLÂN: Söylenmesi istenmeyen veya gerekli görülmeyen bir özel adın yerini tutan kelime, filan.
Falan, filân: Seni ne bile fülân ne söyler ise yalan / Dünyâ çirkine kalan işin güman eyledi (Yûnus Emre). Ol diyenler kim benim ibn-i fülân / Kalmadı âlemde bunlardan nişan (Mihrî). Ebnâ-yı zamânın talebi nâm u nişandır / Her biri tasavvurda fülân ibn-i fülândır (Rûhî-i Bağdâdî ).
HALİL: Hullet “dostluk”tan ḫalіl Sâdık ve gerçek dost: Gönül lebbeyk-gûdur ol halîl-i hüsne kim olmuş / Tavâf-ı dergeh-i ervâha hacc-ı ekber-i tecrîd (Leskofçalı Gālib).
NETİCE: Yukarıdaki ayet ahirette pişmanlığını ifade eden kişinin sözüdür. O pişmanlık ki geri dönüşü ve telafisi yoktur. O gön zalim insan kendini kınamaktadır. Dünyada başkasının kendisine söylemesini istemeyeceği sözü kendisi kendine söylemektedir. Nedametin ve akılsız durumu düşüşün en büyüğüdür. Öyle bir pişmanlık ki “Keşke ben” diyerek pişmanlığın affını veya geri dönüp aynı kötü ameli işlemeyeceğini ifade ediyor. Yaptığı ameli savunmadığı gibi aynı zamanda beğenmemektedir.
Bu ayetteki önemli kavramlardan biride “fulan” sözcüğüdür. İsmini anmaya değmeyecek kişiyi falan, fülan diye sadece anmak saygısızlık değil aynı zamanda zalimin başka bir zalimi anmasıdır.
Kuranı kerim “Benim yoluma uyanlara tabi ol” buyruğunu dikkate almayanın pişmanlığını böyle anlatıyor.
Günümüz siyasetinde, sosyal medyasında veya benzeri durumlarda adı anılmaya değmeyen falan ve filanı dost edinenler yarın ahiret gününde böyle pişmanlık duyacaklardır. Niçin böyle söylediğini ayetin devamında söylemketedir: “«Andolsun ki beni zikirden, hem o (bir devlet gibi) bana (Allah tarafından) geldikten sonra, o saptırdı. Şeytan insanı (başına bir belâ gelince) yapayalnız ve yardımsız bırakandır». 25/29
Zalim adam bu sözleri şu ayette belirtilen durumun sonunda söylemiştir:
“Hem o gün ki zalim ellerini ısıracak eyvah diyecek keşke Peygamberin maiyetinde bir yol tutaydım” 25/27
Peygamberi tanımayan ve onunla yol tutmayan ve hayatı yaşamayan kişiler ister siyasi, ister ticari, ister felsefi olsun hangi durumda olursa olsun sonuç itibarıyla dünyada batılı alkışladığı ellerini ahirette ısırıp pişmanlığını ifade edecektir.
Maalesef ülkenin eğitim ve yönetim rejimleri insanımızı Allah elçisinin kutlu hayat ve eğitiminden uzaklaştırmıştır. Pansuman tedbirlerle yol almak mümkün gözükmüyor. İnsanlar kendilerini Allah yolundan menedenlere sevgi besliyorlar. O mübarek yolu eğri büğrü hale getirenlere muhabbet duyuyorlar. Bu sebepledir ki ahlak ve muamelatımız bizi müflis durumuna getiriyor. Adını anmaya değmeyecek falan ve filanı terk etmedikçe mutlu olamayız.