Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlığa devlet denir. Obez ise çok şişman, aşırı kilolu anlamına gelmektedir.
Ülkelerin nüfus oranlarına ve ihtiyaçlarına göre memur veya işçi alınmalıdır. Hiçbir özel şahsiyet ihtiyaç dışı insan çalıştırmamaktadır. Maliyet hesabı çok önemlidir. Son yıllarda devlet vatandaşını emrinde çalışan olarak teşvik etmiş ve zamanla bu sayı bazı kurumların lehine, bazılarının ise aleyhine gelişmektedir. Tüm bu sayılar ise devlete çeşitli dert ve yük olarak mali taşınmaz bir duruma gelmektedir. Ülkemizde kamu istihdamı çeşitli yönlerden sağlıklı yürüyüşünü kaybetmiştir.
Küçücük yerleşim yerlerinde ki ilçe sayıları ve istihdamı hizmetin kalitesinden çok masraf ve ekonomik yüke sebep olmaktadır. Mesela bizim ilimizde eskiden altı tane ilçe vardı. Büyük şehir olunca sayı on altıya çıktı. Bu sayı nereden bakarsak bakalım sağlıklı bir bölüşüm değildir. Her birinin nüfusu ve etkin alanı birbirinden çok farklıdır. Ülkemizde il nüfusundan daha büyük mahalle ve ilçeler varken, öyle ilçeler var ki son derece az bir nüfus ile kiralık ev dahi bulunmayacak derecede etkin bir hayata sahip değildir.
Kamuda insan kaynaklarının etkin kullanılması ülkemizde ciddi bir proje olarak uygulanmamaktadır. Bizim dışımızda ki gelişmiş ülkelerde sayılar farklı olsa da etkinlik ve verimlilik bizimkiyle aynı değildir. Kurumların etkinliğini ölçen birimlerimiz yok hükmündedir. Mesela Diyanetin bazı camilerinde birden çok din görevlisi bulunmaktadır. Bu tecrübeyi az da olsa bende yaşadım. Başta selatin ve merkez camiler olmak üzere buralarda görev yapanların hizmet çeşitliliği ve dağılımı keyfiliği arz etmektedir. Bu görevlilerden daha çok, sistemsizlikten kaynaklanmaktadır. Kim neye göre ve niçin bu kadroda istihdam edildiği ve görev liyakat ve dağılımı asla yapılmamaktadır. Görevli isterse bir gayret gösterebilir. Zamanla sistemsizlik onu da tembelliğe veya noksan davranışlara sevk etmektedir.
Bazı yerlerde halk hizmet almak için sıra beklerken, bazı memurlarda oturmaktan yorulmuş olabiliyorlar. Kimi kurumlar maalesef OBEZ durumdadırlar. Kariyer uzmanlık sistemleri yeterli bir özen gösterilmeden seçilince oralar sadece dinlenme ve yüksek maaş mekânı olmaktadır. Görev ve sorumluluklar arasında liyakat ve maaş farkları çeşitli olumsuzluklara sebep olmaktadır. Yeni göreve girecek bir delikanlı şöyle bir talepte bulundu: Hocam baz pasaj mescitlerinde iki vakit bazılarında ise üç vakit namaz kılınıyor ve pazar günlerin de tatil oluyor. Acaba göreve girdiğimde iki vakitlik bir pasaj imamlığı bulabilir miyiz?
Bazı Kuran kurslarında da maalesef durum bundan farklı değildir. Gerçek olmayan sayılar ve listeler ile görevli istihdamı devam etmektedir. Bir de ihtiyaç dışı yapılan yakın camiler ve istihdam edilen görevlileri düşünürsek israfın boyutunu anlayabiliriz. Bir köyde üç cami hepsini toplasak otuz kırk cemaat eder. Birde camilerin özel masraflarını düşünürsek işin vahametini anlayabiliriz.
Devletin çeşitli kurumlarının vakıf ve dernekler vasıtasıyla topladığı paraların nasıl kullanıldığı asla bilinmemektedir. Bu güç gizli ve özel bir bütçenin harcanmasına vesile olmaktadır. Gereksiz seyahatler, ziyaretler, ikramlar, temsili hediye ve giderler ile siyasi ve idari baskılarla yapılan görev dışı harcamalarda bunun cabasıdır. Özellikle belediyelerin işçi ve eleman alış ve gönderişleri göz önüne alınırsa bu işin nereye vardığını görmemek için körlük bile yetmez.
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı yalanıyla nice saç baş yolduracak yanlışlara düşmekteyiz. Üstelik gelirinden çok zengin olan kamu çalışanları, keyiflerine keyif katmaktadırlar. Ben yazdım diye kızan ve öfkelenen olacak ve sadece düşman kazanacağız ancak hakkı ve sizleri şahit tutmak istedim. Özellikle görevden el çektirilip sadece banka kartıyla on yıllarca maaşlı insan istihdamının kitapta yerini bulamayız.
Lütfen bir aklı selim insan oturup da bu meselelere kafa yorsunlar, değilse çalışanlarda gün gelecek halinden asla memnun olmayacaktır. Böyle giderse toplumsal memnuniyetsizlik hepimize zarar verecektir. Mesele sadece emekli meselesi değil, derdimiz çok büyüktür.