Birkaç gün önce Antalya’da düzenlenen “ANTALYA DİPLOMASİ FORMUNDA,” esasen bütün ezberleri bozan, muktedirlerin söylediklerinin tam aksine ama az da olsa gerçekleri gören tarafsız ve adil bakışların konuştuğu, Türkiye ve dünya gündeminin başına oturması gereken ama büyük ölçüde, empoze edilenlere tamamen ters teşhisler olduğu için görmezden gelinen çok önemli hususları dile getiren bir konuşmacının çarpıcı sözlerine şahit olduk.
Sözkonusu bu konuşmacı, TIME tarafından açıklanan “Dünyanın En Etkili Kişileri” listesine birden çok defa giren tek akademisyen ekonomist Amerikalı Jeffrey David Sachs idi.
Önce SACHS kimdir kısaca ona bakalım:
SACHS; 1954, Detroit, Michigan, ABD doğumlu olan Sachs, Harvard Üniversitesi mezunu pırofesördür. Latin Amerika, Doğu Avrupa, Eski Yugoslavya, Eski SSCB ve Afrika hükûmetlerine verdiği ekonomik danışmanlıklarla tanınır. Sachs, halen Columbia Üniversitesi'nde Earth Institute (Dünya Enstitüsü) başkanı ve profesördür. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un ve ondan önce de Kofi Annan'ın özel danışmanlığını yapmıştır. BM Milenyum Projesi'nin direktörüdür. Yoksulluğun azaltılması, borçların silinmesi, hastalıkların kontrol altına alınması gibi konularda uluslararası çalışmalarıyla tanınır.
Sachs Antalya’da ki konuşmasında ; ”İSRAİL TEK BAŞINA MÜCADELE ETMİYOR VE TEK BİR GÜN BİLE TEK BAŞINA MÜCADELE EDEMEZ. BU BİR AMERİKAN SAVAŞIDIR” Dedi.
Evet. Forumda konuşan ve halen Columbia Üniversitesi'nde Earth Institute başkanı olan Profesör Jeffrey Sachs: “BEŞAR ESAD’I DEVİRME KARARI İSRAİL’DEN ÇIKTI, İSRAİL’İN BÖLGEDEKİ SAVAŞLARININ EN BÜYÜK FAİLİ 14 YILDIR ABD’dir” dedi.
SACHS; Bugüne kadar söylenenlerin, pıropaganda ve empoze edilenlerin tam aksine, ama bizim gibi çok az insanın dile getirebildiği ama seslerinin duyulmadığı, duyurulmak istenmediği, duyulunca “hain” ilan edildiği, her türlü ahlaksızlıkla yaftalandığı şu tespitleri dile getirdi:
“BU SAVAŞ Washington’dan çıktı. BEŞAR ESAD’DAN KAYNAKLANMADI. 2011’de Esad’ı devirmek için bir karar alındı.
Aslında BU KARAR İSRAİL’DEN ÇIKTI. Bu İsrail hükümetinin, 25 yılı aşkın süredir taşıdığı bir arzuydu.
Netanyahu’nun fikri, Ortadoğu’yu İsrail’in isteğine göre şekillendirmekti: İSRAİL’E KARŞI OLAN HER HÜKÜMETİ DEVİRMEK.
Bu konuda CIA ve ABD hükümeti de dostuydu. Yani savaş, ESAD BASKISINDAN veya DİKTATÖRLÜĞÜNDEN KAYNAKLANMADI.
Bu savaş 2011 baharında Esad’ı devirmek için Başkan Obama’nın verdiği bir emirle başladı. Bu programın bir adı da vardı: Operation Timber Sycamore. ABD bu bölgedeki diğer ülkelerle birlikte isyancıları eğitti. ŞU ANDA İKTİDARI ELE GEÇİRENLER DE DAHİL olmak üzere REJİMİ DEVİRMEK İÇİN özellikle CİHATÇILARI eğitti.
Bu bir kaos yarattı. 14 yıl süren savaşta Suriye’de 600 BİN kişi hayatını kaybetti.
Bu savaşın sonucu, CIA’in 2011’de istediği şeydi. ABD’nin silahlandırdığı cihatçı bir grubun Suriye’de iktidara gelmesi.
Bunu net şekilde söylemek istememin nedeni şu: Bu bölgede gerçek diplomasiden değil de CIA operasyonlarından kaynaklanan kamu diplomasisi sona ermedikçe barış olmayacak.
Ve İsrail, tüm Ortadoğu’yu askerileştirmeye son vermedikçe barış gelmeyecek. Çünkü Suriye savaşı, İsrail’in teşvik ettiği altı savaşın sadece bir tanesi. Diğerleri LÜBNAN, IRAK, LİBYA, SOMALİ ve SUDAN’da.
Aslında bu liste bizde vardı. Wesley Clark (NATO eski başkomutanı) 2011 yılında Pentagon’dan bir kağıtla bilgilendirilmişti. Amaç beş yıl içinde yedi savaş çıkarmaktı. NETANYAHU’NUN ÜZÜNTÜSÜNE RAĞMEN GERÇEKLEŞMEYEN TEK SAVAŞ İRAN’LA OLANDI. İsrail hala bu savaşı kışkırtmaya çalışıyor. Yani Suriye savaşı bölgesel bir trajedinin parçası. Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Suriye, Irak, Sudan, Güney Sudan ve Libya’da trajedi var.
BUNLARIN HEPSİNDE ABD HÜKÜMETİ VE İSRAİL SORUMLUDUR. Çünkü bu savaşların hiçbiri olmak zorunda değildi. Bunların hepsi birer TERCİH SAVAŞIYDI. Hepsi REJİM DEĞİŞTİRME operasyonları fikrinden doğdu. ABD hangi ülkede hangi rejimin olacağına karar verecekti.
Eğer dış emperyal güçler, örneğin ABD, bu bölgede şartlarını dikte etmeye devam ederse asla barış olmayacak. Barışın tek yolu, bu bölgenin geleceğine kendisinin karar vermesidir, dış güçlerin değil.
Ve İsrail bu savaşları tek başına yürütemez. BUNLAR AMERİKAN SAVAŞLARIDIR. ABD FİNANSMANI SAĞLAR, ASKERİ DESTEĞİ VERİR, DENİZ DESTEĞİNİ VERİR, İSTİHBARAT OPARASYONLARI SAĞLAR, MÜHİMMAT SAĞLAR.
İSRAİL, ABD’NİN DESTEĞİ OLMADAN BİR GÜN BİLE SAVAŞAMAZ. ABD’nin desteği olmadan İsrail’in Gazze soykırımı mümkün değil. Sadece siyasi değil, doğrudan ve günlük operasyonel işbirliğinden bahsediyorum.
Bu sona ermeli. Bu bölge 100 yıldır bölünmüş durumda. Önce BRİTANYA, sonra ABD tarafından. Ve bu hala devam ediyor. Hemen yanımızda, bugün bile insanlar umarsızca, pervasızca öldürülüyor. Çünkü ABD bu işin araçlarını sağlıyor. İşte SURİYE’DE OLAN BUDUR.
ABD tarafsız mı? Hiç sanmıyorum. ABD BU İŞİN BAŞ AKTÖRÜDÜR.
Bu arada şahsen biliyorum, 2012’de BM Genel Sekreteri, Kofi Annan’ı Suriye’de barış için özel elçi olarak atamıştı. Annan’ı çok severdim, Ban Ki-Moon’u da. İkisiyle de çalıştım.
Annan 2012 yılında bir anlaşma ayarladı. Suriye’de barış için bir anlaşma yaptı. Peki neden gerçekleşmedi? Tüm taraflar barışa razı olmuştu. Sadece bir tanesi hariç. Kelimenin tam anlamıyla sadece bir ülke: AMERİKA Birleşik Devletleri.
ABD dedi ki: Beşar Esad gitmediği sürece barış olmayacak! Diğer taraflar, “hayır bu şekilde belirleyemezsiniz. Belki bir süreç olur, belki seçimler yapılır.” dedi, “Belki iki yıl, belki üç yıl sürecek bir geçiş dönemi olur.” ABD DEDİ Kİ: HAYIR, ESAD İLK GÜN GİTMELİ, yoksa engelleriz. Ve bu yüzden ANNAN, bir barış anlaşması müzakere etmiş olmasına rağmen görevinden İSTİFA ETTİ.
O zamandan bu yana 500 bin kişi öldü. Bu tür suçların normalleşmesine izin vermemeliyiz.
Bu bölge 30 yıldır aralıksız savaş halinde. Aslında bence en az 57 yıldır, yani 6 Gün Savaşı’ndan beri. Çünkü uluslararası hukukun dürüst bir muhasebesi yapılmadı, dürüst diplomasi olmadı. Sürekli bir askerileşme süreci yaşandı. Ve biz bu bölgede derhal barışı sağlayabiliriz.
Bence gereken tek şey, ABD’nin Filistin’in BM’nin 194. Üye devleti olmasını veto etmeyi bırakmasıdır. Bu temelde, bölgenin tamamını normalleştirecek ve bu savaşlar sona erecektir.
Ancak İSRAİL, ABD POLİTİKASINI KONTROL EDİYOR. Ve diyor ki: Hayır, daha BÜYÜK İSRAİL İSTİYORUZ. Suriye’de istiyor, Lübnan’da istiyor, Batı Şeria’da istiyor, Doğu Kudüs’te istiyor, Gazze’de istiyor.
Ve bu bitmedikçe barış olmayacak. ABD tarafsız mı? Elbette hayır! Bu savaşın en büyük faili 14 yıldır ABD’dir.” Basından alınmıştır.
NOT. Amerikalı bir adamın, ABD ALEYHİNE OLACAK, ABD’nin gerçek yüzünü ortaya çıkaracak böyle bir konuşmayı neden yaptı sorusu ise, bir başka yazı konusu. Ya vicdan sahibi ya da artık hiçbir yasa, u.arası kanun ve tek bir insani değer taşımadıkları ve “korku ve tehdit” temeline dayalı amaçlar için gizlemiyorlardır. ZATEN HER ŞEY AÇIK VE DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE OLUYOR. BAKAR KÖR OLMAYANLAR, PARTİ MÜRİDİ OLMAYANLAR, PARTİYİ DİNİN BİLE ÖNÜNE GEÇİRMEYENLER İÇİN!