Bir restorana veya tatile gittiğinizde sizden aldığınız hizmet veya gezip gördüğünüz yerlerle ilgili fikir beyan etmenizi istediklerinde ne yapıyorsunuz?Gerçeklik algısından uzak çok uç yorumlar mı yapıyorsunuz veya bunun tam tersi yaşanan olumsuzlukları mı anlatıyorsunuz?O halde size bu hafta değersizlik duygusundan bahsedeceğim.
Alınan hizmette, yaşanılan durumda denge durumunu gözeterek eksisi ile artısı ile kabul etme hali ve o durumda alabileceğimizi almak değersizlik duygusunu tanımlar.İçinde bulunduğumuz şartları kişiselleştirme veya alınganlık davranışı değersizlik duygusu ile başetmeyi engeller ve duygu durum bozukluklarına yol açabilir.İlişkilerde değersizlik duygusu bazen şu şekilde ortaya çıkabilir:
Karşı taraftan göremediğimiz ilgide çoğu kez kişiler kendi değerinin farkında olamadığı için bize göstermemiş olabilir.İş yaşamında veya sosyal medyada sık karşılaştığımız durumlarda ,en iyisi biziz şeklinde söylemlerde ve ego savaşlarının altında değersizlik duygusu yatmaktadır.İşyerinizde sizden hizmet alan kişilerin sizi ezmeye çalışması, şartları bahane ederek üstünlük kurmaya çalışması veya bulunduğunuz girişimlerde sizin enerjinizin çalınmaya çalışılması pek tabi kendi değersizlik duygusu ile savaşan kişiler olarak karşımıza çıkmaktadır.. İlişkilerimizde değersizlik duygusu alınganlık ,kişiselleştirme, durumları, olayları büyütme, iyi halleri görememe olarak ortaya çıkmaktadır. Düşünce odaklı davranmamızı engeller ve duygu odaklı davranırız bu bir nevi zihnimizi bize söylediği yalandır. Sonuç olarak her hangi bir tüketim nesnesi ile hangi eylemi gerçekleştirirsek gercekleştirelim sonuç hayal kırıklığı olur.
Öncelikle varlığımız, biricik olmamız, nefes almamız bile bu duyguyu tanımak ve kendi farkındalığımızı arttırmak için yeterli bir sebeptir.
Peki değersizlik duygusu ile nasıl başa çıkabiliriz:
Dokunma hissetme koklama görme tatma duyumuzla anda kalarak durumları eksisi ile artısı tartmak .
Yapılan eylemde uç noktalarda değilde dengede kalmak.
Durumlarda kendimize ekşisi ile artısı ile paylar çıkarmak .