Dile kolay 99 yıl geçmiş.
Ne kadar gururlansak azdır.
Osmanlı imparatorluğunun son 200 yılı sıkıntılı ve sancılı geçiyor, Osmanlı İmparatorluğu 400 yıllık ihtişamını ve gücünü kaybetmeye başlamış, özetle kum saati tersine çevrilmişti.
Bu çöküş çeşitli ihanet hareketiyle hızlanmış, Amerika’nın perde arkası oyunlarıyla Yunanistan’a İzmir işgal ettirilmişti.
Tarihi kayıtlar maalesef, Amerika’nın arkadan çevirdiği türlü dolaplardan söz edilmemiştir.
ABD, Osmanlı Devleti’ne
Doğrudan savaş ilan etmeyi mantıklı bulmamaktadır. Bunu, 6 Mayıs 1918 tarihli
Konsey toplantısı tutanaklarında açıkça görebilmekteyiz.
General Bliss başkanlığında 6 Mayıs 1918 yılında toplanan bu konsey,
İtilaf Devletleri yüksek harp şurası Fransa temsilciliğinden ABD senatosuna
Gönderilen rapora verilen cevabı değerlendirmek üzere toplanmıştır.
Konsey toplantıda, ABD ve Osmanlı Devleti ilişkilerini konuşmuştur.
Toplantıda, askeri temsilcilerin savaş ilan edilmesini öngördükleri tekrarlanmış,
Washington’a ilettikleri rapora gelen cevap üzerine uzun bir tartışma yaşanmıştır.
General Bliss, Washington’ın Osmanlı Devleti’ne veya Bulgaristan’a istenilen
Çabuklukta yeterli güç getirmesinin oldukça zor olduğundan bahsetmiştir.
ABD, müttefiklerinin ihtiyaçlarının ve böyle bir savaşın moral ve motivasyonun
Yaratacağı etkiden oldukça emindir fakat bu konuyla ilgili beklemeyi ve herhangi
bir saldırı gerçekleşmedikçe hareket etmemeyi daha uygun bularak,
Fransızları, Yunanları, Bulgarları örgütleyip, İzmir üzerinden Osmanlıyı işgali organize etmiştir.
Tamamıyla 100 yıl önceki senaryonun tekerrürünü maalesef bu gün yaşayacağımız gibi gözüküyor/yanılıyorlar.
Türkiye Cumhuriyetinin bu gün ki şartları ile, 100 yıl önceki Osmanlı İmparatorluğunun şartları bir hayli farklı olduğu için, sıkıntıdalar, ona sebeptir ki; dört koldan iç kargaşa için saldırıyorlar..!
Ekonomik kiriz, dolar üzerinden yapılan spekülasyonlar, içerdeki muhalefetin desteklenip kışkırtılması.
Fonlanan çeşitli STK’lar üzerinden, aktifleştirilen sosyal ve kültürel erozyon.
Daha, burada yazsak köşe yazımıza sığmayacak yöntemler.
100 yıl önce Amerika’nın pkk’sı Yunanistan’dı, bu gün ise aynı Amerika’nın hem Yunanistan’ı hemde pkk’sı mevcuttur.
Gün itibariyle tek şansımız, halk tarafından desteklenen hükümet, sevile Cumhurbaşkanımızın olmasıdır.
Yapacakları hamleleri geciktiriyor, onların planlarını ter düz yapıyor.
Bu sefer başaramayacaklar.
Bu Millet;
15 Temmuzda ki; darbe girişimine, darbe yapmış bir millettir.
Bunu gören batı, elinden geldiğince iç kargaşa yöntemlerini varsın benimsesin.
Tarihi perspektifini izah etmeye çalıştığımız Cumhuriyetimizin 100. Yılı, çeşitli ilklerle kutlanır olması Sayın Recep Tayyip Erdoğan tipik siyasi klasiği haline dönüşmüştür.
98. yılda İstanbul havalimanının açılışı,
99. yılda ise; Devrim otomobilinden 61 yıl sonra gerçekleşen, ülkemizin yerli otomobil markası TOGG’un Gemlik’teki fabrikasının açılışı.
Muhteşem ötesi bir olay.
Dile kolay 61 yıldır beklediğimiz mutluluk.
Ne kadar gururlansak azdır.
Sebep olanlardan Allah c.c razı olsun.
Öte yandan silah sanayiinde olan gelişmeler..!
İnsansız hava araçlarından, balistik füzelere kadar saymakla bitiremeyeceğimiz projeler.
İnsansız helikopter, kamikaze sürü drone teknolojileri.
İnsansız hücum botları, düşman teçhizatlarını etkisiz bırakan sistemler ve yüzlercesi.
Sosyal alandaki gelişmeler ise bambaşka hikâye;
Sosyal konut hamleleri;
İlk evim, ilk dükkânım, ilk arsam olgusu.
Dul hanımlara, 300 bin tl. ev satın alma desteği.
Ekonomik sıkıntı çeken esnafa, iş dünyasına devlet garantili kredi desteği.
Tamda Cumhuriyetin 100. Senesine erişeceğimiz bu yıl, işte Devlet, işte parti dedirten, Cumhuriyetin ilanının yüzüncü yıla yakışan tavır.
Biz parti olarak Cumhuriyeti gerçek manada, tamda bu şekilde kutluyoruz mesajı..!
Ayrıca 2023 seçimlerinde AK Parti tekrar gelince bu güzel yatırımlar ve hizmetler devam eder.
Gelmezse maalesef hepsi durur.
Yapılmaz, savsaklanıp rafa kalkacağının net mesajı.
Bir tarafta yapan, yapmaya dair umut veren, diğer tarafta ise yıkmaktan, engellemekten bahseden bir parti.
Açıkçası seçim sizin..!
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
’’eldeki imkânların, kaçmadan kıymetini bildiğimizde’’