Sayılı günler kaldı.
14 Mayıs’ta Millet ve Cumhur ittifakı ile Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu yarışacak, daha doğrusu yarış her iki kanat arasında geçecek.
Parlamentoda oluşacak tablo ve Cumhurbaşkanlığı koltuğunun sahibini tayin edecek, Çankaya Köşkü mü 1150 odalı saray mı kullanılacak aynı zamanda bu seçilmiş olacak.
Parlamenter sisteme dönüş mü uygulanmakta olan ve birçok sorunla karşılaşmış olunan, örneğine pekte rastlanılmayan Türk tipi başkanlık sistemi yani tek adam sistemi mi devam edecek, oylanmış olacak.
Bu anlamda örnekleri artırmak mümkün…
Ancak bizim için başkaca da değerlendirmeleri var, bir türlü elde edemediğimiz yıllar yılı beklenilen ve her seçim döneminde önümüze konulan taahhütler.
2004 yılından itibaren hayatımızın bir parçası haline getirilen şehir içi ulaşım sorununu çözümü, hafif raylı sistem projesini de oylamış olacağız. AKP’li siyasetçilerin ezber yaptığı ve her fırsatta pişirilip pişirilip önümüze konulan, güzergâhları dahi belli edilmiş raylı sistem.
1999 depreminden kalan hasarlı binalar stokumuz. 2015 yılında Valilik raporlarında var olan ve her ne hikmetse aradan geçen bir yıl içinde ortadan kaybolan raporda ki 21 hasarlı okulumuz, bir türlü uygulanılmayan kentsel dönüşümü de oylayacağız.
Depremle mücadele ve sağlam zemin gerekçesi ile oluşturulan Yenikent bölgesi kaderine terk edildi, bir türlü cazibe merkezi haline dönüştürülemedi. İhmale terke edilen bölge ve sorumsuzluğu da oylamış olacağız.
2010 yılında ihale edilen Adapazarı-Karasu Demiryolu inşaatı. Adapazarı- Karasu Limanı-Ereğli-Bartın bağlantı demiryolu inşaatı olan ve Karadeniz’i, İç Anadolu bölgelerini birbirine bağlayacak rüya proje diye tanıtıldı. Sayıştay raporlarına ‘yolsuzluk’ olarak geçmiş ve milyonlarca lira zarara uğratılmış, çürümeye terk edilmiş olan projede oylanacak aynı zamanda.
AFA Kültür Sitesi. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinden önce dönemin belediye başkanı Zeki Toçoğlu, “30 Mart yerel seçimleri öncesinde hemşerilemize paylaştığımız projeler arasında kongre merkezide yer alıyordu. Hamdolsun o günlerden bu yana hazırlıklarımızı yapıyorduk. Yurt içi ve dışındaki benzeri çalışmaları inceledik. Sakarya’ya en uygun çalışmalar için kolları sıvadık. Sakarya için en güzelini hayata geçireceğiz” dedi. “ Hedefimiz 2018 yılı içerisinde Kongre Merkezini bitirmek” demişti.
Ekrem Yüce, “AFA Kültür Merkezi projemizle, Sakarya’nın kültürel hayatına yeni bir soluk gelecek” demişti, yıllar geçti ve ortada henüz hiçbir şey olmadığı gibi yerinde yeller esiyor, çöplüğe dönüşmüş vaziyette aynı zamanda AFA projesini ve verilen sözleri de oylayacağız.
Elimizin altından birer birer alınan kamu fabrikaları. Şeker Fabrikası ile başlayan Zirai Donatım Fabrikası ve TÜVASAŞ Fabrikamız TÜRASAŞ adı altında bölge müdürlüğü haline dönüştürülerek küçülmeye doğru adım atılmakta, aynı zamanda bunu da oylayacağız.
Hayırsever bir yurttaşın Sakarya’da ki arazisini bağışlamasıyla ve ardından nakdi bağışlarla kurulan Tank Palet fabrikası, Katar ortaklığı ile özelleştirilmesi ya da Hükümet yetkililerince işletme hakkının devri olarak adlandırılan fabrikanın geleceği de oylanmış olacak.
Verimli Sakarya ovasının betonlaştırılması, başta pancara uygulanan kota ile ekiminin önüne geçilmiş olması ve her geçen gün imara açılarak heba edilen tarım arazileri, yok sayılan kırsal yaşam da oylanmış olacak.
Her geçen gün kurumaya terk edilen, kontrolsüz su kullanımı ve gölü besleyen doğal kaynakların tahrip edilmesi, su fabrikaları marifetiyle su seviyesinde ki kayıplar gerekçesi ile elimizin altından kayıp giden Sapan Gölü’nü de oylamış olacağız.
Benzeri birçok sorunumuz var ve görmezden gelinen, sayfanın darlığı sebebiyle yer veremediğim her birimizin gözünün içine bakan sorunlar aynı zamanda tümünü de oylamış olacağız.
Ya değişiklikten yana tavrımızı koyacağız ya da mevcut düzeni kabul edeceğiz.