Sezon başından günümüze gelinceye dek yaşamadığı talihsizlik kalmayan Sakaryaspor’un deplasmanlarda yenilmeden gelip iç sahada kazanması, yani “Önünü kış tut yaz çıkarsa bahtına” şeklindeki anlayışla yola devam etmesi, son derece önemlidir…
Şampiyon olacak her takımın hedefi içeride dışarda istisnai haller haricinde yenilmeden, puanları üçer üçer toplamaktır önce…
Sakaryaspor bunu başarma şansını daha sezon başında kaybetti… 
Sahasının kapanması, seyircisiz maç oynaması, puan silinmesi ile baş başa kalan bir takımın ayağa kalkması kolay mıdır!
Teknik direktör, yönetim kurulu değişiklikleri ile çalkantılı bir süreç içerisinde bocalayıp dört yenilgi ve dokuz beraberlik almasına rağmen klasmanda ilk kez ilk beşe giren Sakaryaspor’un, mevcut koşullarda şampiyon olması kolay olmasa da bir ihtimal olarak önümüzde duruyor…
İlk beş dün hayal iken bugün yakalanmış ve play-off yolu açılmıştır…
O nedenle yönetimi ve teknik kadroyu zorlamak, takımı rahatsız etmek şu kritik süreçte Sakaryaspor’a yapılacak en büyük kötülük olur…
Her zamankinden daha çok morale ve desteğe ihtiyaç duyulan bir dönemde puan savaşı veren yeşil siyahlı ekibi moralsizliğe götürecek eylemlerden uzak durulması gerekir…
İşte öyle bir dönem yaşıyor yönetim, teknik kadro ve taraftarlar…
Bu defa şeytanın bacağı kırılsın isteniyor…
O halde gölge edilmesin, başka ihsan istemez…
Takımını seven, şampiyon görmek isteyen taraftarlardan beklenen de budur…
Hemen her maçta tribünde yaşanan ve o güçlü Sakaryaspor taraftarlarına yakışmayan iç ve dış saha olaylarıyla ödetilen cezalar, bu yıl boyunca alınacak bir, bilemedin iki ya da üç oyuncu için harcanacak para kadardır…
Gerçek taraftar, şampiyon olmasını istediği takımına ve ona hizmette her yolu deneyip maddi imkan sağlamaya çalışan yönetim kuruluna böyle büyük zarar verebilir mi!
Artık Sakaryaspor zarar verici taraftar istemiyor... 
Tribün liderlerinin ve iyi niyetli taraftarların bu önemli sıkıntıyı gidermedikten sonra ne söz söylemeye ne de Sakaryaspor taraftarı olmaya hakkı vardır...
Sakaryaspor cezaların yorduğu bir takım olmak istemiyor, aksine iyi günde kötü günde yanında olan şehre ve takımına sahip çıkan spor camiasınca kabul gören bir topluluğa ihtiyacı var, bugün dünden ziyade...
Şampiyonluk yolunda böyle coşkulu ve efendi bir tribün gücü zirve mücadelesinde itici güç olacaktır, hiç kuşkusuz… 
Taraftarlara sormak isterim, böyle ve ile layık taraftar olmaya var mısınız!
Eğer varız diyorsanız, yolunuz açık olsun…
Aksini düşünüyorsanız kesin gitsin şampiyonluktan ümidinizi…
Şu sıralarda takımın en büyük ihtiyacı huzurdur… 
O nedenle rahat bırakılmalıdır yönetim ve takım…