Yemek yemeden yaşar da insan susuz asla…
Ne denli hayatî olduğu tartışma götürmeyen bir aziz nimet olan suyumuzu, Sapanca Gölünden sağlarız, hepimizin malumu…
Gölümüz, Mevla’nın ilimize ve dahi bölgemize bahşettiği en büyük nimetlerden biridir…
Onu koruyup kollamak, vatandaşlık görevi olmaktan de öte bir ibadettir, hiç kuşkusuz…
SASKİ’den gölle ilgili yapılan hemen her açıklamada yer verilir, yaşam kaynağımız gölümüzü, içme suyumuzu korumaya yönelik “tasarruf” çağrılarına…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar başta olmak üzere, tüm yetkililerin suhuletle dillendirdiği “Su tasarrufu” çağrısına kulak vermek, elbet hepimize düşen bir görevdir…
Beni tanıyanlar bilir, yürümeyi severim…
Serdivan-Adapazarı arasında uzun yürüyüşlere çıkarım…
Birkaç kilometrelik yol boyunca kâh sabah kâh akşam, dikkatimi çeker esnafın ya da evinin balkonunda bir ev hanımının elinde hortumla foşur foşur kaldırımı, balkonu, camı çerçeveyi ya da aracını yıkadığı…
Aklımdan geçer ister istemez, bu temizlikler onca su akıtmadan yapılamaz mı diye…
Zira içme suyu kaynaklarımız sınırsız değil…
Yaz boyunca devam eden kuraklık tehlikesinin kış ortasında devam etmesi, yağışlara rağmen göl suyunun beklenen seviyeye yükselmemesi karşısında, hiçbir şey yokmuş gibi suyu düşüncesizce israf etmek, ne akla ne mantığa ne de vicdana sığar…
Gelin bugünden itibaren, günlük yaşamın her anında su tasarrufuna başlayalım…
Diş fırçalarken, el yıkarken, araç temizliğinde ya da dükkan önlerini yıkarken boşa su akıtmayalım…
Başka Sapanca Gölü yok…
Dünyanın, suyu içilebilir sayılı göllerinden biri olan Sapanca Gölü’nü hep birlikte koruyalım…
Tarancı’nın
“Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.” dediği gibi, aziz nimetimizi koruyup kollamak adına çağrılara kulak verip su tasarrufuna başlayacak herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Nilüferler” gitsin istedik…